Asi Melek

138 53 128
                                    

Benim aşırı içime sinen bir bölüm ile yeniden merhaba<3

Buraya Elis'e onun hakkında her hangi bir teselli verir misiniz?

(Rota-Belki Başka Zaman )Şarkının bölümle bağlantısı var dinleyelim okurken :) 

Göz kapaklarımı açmak için kendimle savaş veriyordum resmen burnuma hastane kokusu dolmaya başlamıştı bir dakika başka bir koku daha vardı;

Acı kahve kokusu.

Az önce açamadığım göz kapaklarım sanki şok cihazına sokmuşlar gibi birden açıldı ve karşımda Mina'yı gördüm, yanında da Aybars'ı.

Derin bir oh çektikten sonra yatırıldığım hastane yatağında doğruldum ve Mina'ya bakarak "Su versene süslü" dedim.

Mina bana baktı ve "Tabi veririm kuzu" dedi ve tebessüm etti normalde olsa 'oradan bakınca köleye mi benziyorum acaba' diyen kız böyle olumlu tepki vermişti şaşırmıştım açıkçası.

Aybars'a bakıp "En son boğuluyordum ben ne oldu bana hastanelik olacak kadar gönül parem" dedim ve Aybars kaşlarıyla benim öteki yanımı gösterdi.

Ne olduğunu anlamadığımdan "Ne diyorsun anlamıyorum?"dedim.

Aybars boğazını temizledi ve bir ses duydum bu ses çok tanıdık gelmişti evet ya bu onun sesiydi "Galiba arkadaşın beni göstermeye çalışıyor." dedi.

Çocuk benim bu halimden olsa gerek sadece benim görebileceğim bir şekilde güldü "Sen, senin ne işin var burada ya?" diye sordum.

Mina getirdiği suyu elime tutuştururken "Sen boğazına takılan parça yüzünden boğuluyorken biz bir şey yapamadık arkadaş seni kurtardı boğazındaki zıkkımı çıkardı ama sen şok geçirdiğinden olsa gerek baygınlık geçirdin ve hastaneye kadar arabayla o götürdü bence teşekkür etmelisin." dedi.

Ben Mina'ya ters bir bakış attım ve sadece onun duyabileceği şekilde "Ne diyorsun ya bu o işte hani ara sokak." dedim.

Mina elimden su bardağını alırken gözleri kocaman olmuştu söylediğim şeyden olsa gerek boğazını temizliyormuş gibi yapıp Aybars'a"Ben bir kahve alayım hepimize Aybars ben hepsini çıkaramayacağıma göre bana yardıma gelir misin?" dedi ben daha ne olduğunu anlamadan odadan çıkıverdiler. 

Ve henüz adını bilmediğim kahve kokulu çocuk ile yalnız kaldık.

Kahve kokulu çocuk yaslandığı duvardan doğrulurken"Hadi bekliyorum." dedi anlamıştım neyi bekliyordu?

Tek kaşımı kaldırarak "Neyi bekliyorsun?" diye sordum, yanıma geldi ve yünü yüzüme yaklaştırdı, ne yapmaya çalışıyordu kalpten gitmemi falan mı istiyordu acaba?

Burunlarımızın arasında dört santim kala durdu ve"Teşekkür etmeni melek teşekkür etmeni bekliyorum."

Niye bu kadar yakınlaşıyordu ki acaba her kıza böyle yakınlaşıyor muydu? Gerçi onun etrafındaki kızlar kim bilir ne kadar güzellerdi.

Dudağımın kenarını gülüyormuş gibi kıvırırken tek kaşımı daha da kaldırarak "Teşekkür edeceğimi nereden çıkardın acaba?" diye sordum.

Tıslar gibi güldü bir anda "Biraz fazla asiyiz herhalde ha?" dedi oda tek kaşını kaldırarak, sesi cidden çok güzeldi.

"Herkese hak ettiği kadar desek daha doğru olur" dedim ve o an öyle bir güldü ki içim eridi hafif kahkaha atar gibi de ama tıslar gibi de cidden anlatılamaz derecede güzel gülüyordu.

OKSİJENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin