Kırmızı şarabı kadehe doldurup önündeki adama uzattı Mark Lee. Mark adamın karşısındaki sandalyeye oturup adama sakince gülümsedi. "Sizi dinliyorum Bay Wang." demişti. Jackson, Mark'ın verdiği kadehin içindeki şarabı kadehte döndürüyordu. "Buraya neden geldiğimi bilmiyor olmazsınız değil mi?" dedi Mark a bakarak.
"Biliyorum." Jackson a biraz daha yaklaşarak "Ama sizin ağzınızdan dinlemek istiyorum biraz." demişti. Jackson tedirgin bir şekilde "Ortağımı öldürmenizi istiyorum." demişti. Mark sorgulayıcı bakışlarla "Neden?" diye sordu. "Herkese nedenini sorar mısınız böyle?" diye sordu Jackson.
Mark biraz kıkırdayarak "Genelde bizden öldürmemizi istedikleri kişiler aldatan kocayı veya ona ters yapan bir arkadaş falan olur da." dedi. Jackson şaraptan bir yudum alarak "Hisselerin büyük çoğunluğu onun üstüne. Eğer yok olursa tüm şirket bana kalıcaktır." dedi. Mark şaşırmamış bir şekilde Jackson a bakarak "Ah anlıyorum. Para meselesi." dedi. Jackson kafasını öne arkaya sallayarak "Evet öyle." dedi.
Mark masadan kalkıp arkasındaki komidinin çekmecesinden bir kağıt ve kalem çıkarıp Jackson a uzattı. "Adını yazın lütfen." dedi. Jackson anlamamış bir şekilde Mark a bakarken "Kimin?" diye sordu.
Mark Jackson'ın kulağına eğilerek "Ortağınızın pardon. " Biraz durakladıktan sonra. "Parasını ele geçirmek istediğiniz ortağınızın adını." demişti.
Mark Jackson'ı ölesiye korkutmaya başlamıştı. Jackson sertçe yutkunarak eline kalemi alıp ortağının adını yazdı.
Yie Venna
Mark kağıdı alıp Jackson dan uzaklaştı. "Bilmiyorum bizim kurallarımızdan haberiniz var mı?" dedi arkası dönük bir şekilde.
"Hayır. Ne gibi?" diye sordu. Mark Jackson a dönerek "Öğrenmeyin bence de kuralları siz." diyip kapıdan dışarı çıkmıştı Mark...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
