-5-

669 43 101
                                    

Elimdeki goaj boyalarla birlikte 11-B sınıfının önüne geldim. Kafamı kapıdan içeri uzatıp Hira'ya bakındığımda onu görememiştim. Tunç'la göz göze geldiğimde yüzümdeki sinsi sırıtış silindi ve arkamı dönüp kaçmaya kalkıştım fakat Tunç'un omzuma koyduğu eli beni durdurdu. Tedirgince ona dönüp elimdekileri arkama sakladım.

"N'aber ya?"

Tunç kafasını sağa eğip bana kaşlarını kaldırarak baktı. "Ne oluyor?"

Dalga geçermiş gibi bir mimik yapıp omuz silktim. "Ne olacak? Hira'ya bakmıştım, resim dersimiz var da."

Tunç onaylamazca kafasını salladı. "Seni uzun zamandır tanıyorum, Ecem. Sence bu numaralar bana söker mi?"

Yanaklarımı şişirip nefesimi seslice dışarı üfledim. Haklıydı. "Tamam... Doğan'ın yüzünü boyayacağım. Ama Hira'yı aradığım doğru."

"Onu fark ettim. Kızı da pis işlerine alet ediyorsun."

"Ben mi alet ediyorum?" deyip işaret parmağımla kendimi gösterdim. "Kendisi bulaşıyor be."

Tunç bana inanmadığını belirten bir bakış atıp kapı pervazına yaslandı. Yalan değildi!

"Yine ne yaptı bizimki?"

"Ne yapmadı desek daha doğru olur. Çantama sakız attı ve sıramı boyadı."

"Ve sen de daha beteriyle karşılık vereceksin?" Tunç'u başımla onayladım ve kafasını köpek severmiş gibi okşadım. "Aferin, iyi tanımışsın ablanı."

Koluma dokunan parmakla arkama baktım, Hira gelmişti. Kibar Bey'e son bir bakış atıp hızla ilerlemeye başladım. Hira da yanımdan yürüyordu. "Nerede kaldın? Senin yüzünden Tunç'a yakalandım."

Yüzündeki durgun ifade kaşlarımı çatmama sebep olurken bana bakıp elini geçiştirircesine salladı. Konuyu açmak istemediğini anlayıp bir şey demedim ama yüzünün aldığı ifadeden olayın piç abimle ilgili olduğu çok net anlaşılıyordu. Yine ne bok yemişti acaba? Bunun bir de evi olduğunu hatırlayıp davranışlarına dikkat etse kendi için iyi olurdu.

Bizim sınıfa girip en arka sıraya ilerledik, hâlâ uyuyordu ayı. Ben boyaları ayarlarken Hira kararsız bir şekilde Doğan'a bakıyordu. "Uyanmayacağına emin misin Ecem?"

Fırçayı önce biraz suya, sonra pembe boyaya batırıp ukalaca Hira'ya baktım. "Doğan'dan bahsediyoruz, top patlasa uyanmayacak kadar derin uyuyan çocuktan hani."

Hira içi rahat etmese de ses çıkarmadan küçük kıskaçlı tokayla Doğan'ın saçlarını yüzüne gelmeyecek şekilde topladı. Sırıtarak ona yaklaştım ve yanağını yavaşça boyamaya başladım. Sokakta ona zorla makyaj yaptığım için çığlık atarak koşan Doğan, bakalım uyandığında bu suratı sarkıntılık yaptığı kızlara nasıl açıklayacaktı?

Yanaklarını pembeye boyayıp alnına 'ben malım' yazdıktan sonra açıkta kalan yüzüne de kırmızı noktalar çizdim. İşim bittiğinde Doğan fosur fosur uyumaya devam ediyordu. Ses çıkarmamak adına dudaklarımı birbirine bastırıp dağıttığım malzemeleri topladım.

"Çok sinirlenecek." Hira fısıltıyla konuştuğunda ona bakıp sessizce güldüm. Bunun için yapmıştım zaten.

Malzemeleri çantama koyup Hira'yla birlikte kapının önüne ilerledik. Ders zilinin çalmasına on-on beş dakika kalmıştı. Eğer şimdi kalkarsa muhtemelen doğrudan kantine inecekti ve inerken herkes ona bakıp kahkahalarla gülecekti. Bunun olmasını çok istiyordum.

Birkaç dakika sonra Doğan hareketlendi, bizi görmemesi için dışarıda duruyorduk. Adım sesleri yaklaştığında açık olan kapının arkasına saklandık. O kadar komikti ki... Haykırmamak için kendimi zor tutuyordum.

Sınıftan çıkıp gözlerini ovuşturarak koridorda yürümeye başladığında tam da tahmin ettiğim gibi insanlar onun haline kıkırdadı. Doğan başta 'tatlılığına' güldüklerini zannetti ama erkekler de gülmeye başladığında kaşları çatıldı. Hira yanımdan koşarak gitti.

"Ne gülüyorsunuz lan? Bir şey mi var?"

Kimse ona cevap vermediğinde etrafı kontrol edip cebinden telefonunu çıkardı ve kamerayı açıp kendine baktı. Gözleri irileşti, ağzı 'o' şeklini aldı ve girdiği şoktan çıkamadan yüksek sesli bir küfür etti. Ben de onun bu halini videoya aldım.

Kendimi daha fazla tutamayıp kahkahayı bastım. Saklandığım yerden çıkıp karnımı tutarak güldüğümde Doğan'ın kızarmış yüzü olduğum tarafa döndü. Sinirli nefesler alırken bana doğru birkaç adım attı ancak tüh, beni yakalaması için epey koşması gerekecekti. Daha sonra ise koridor onun tiz çığlığıyla yankılandı.

"Ecem!"

Ecem... Sen çok fenasın kızım kdşfkgüdcl.

İyi günler! 💜

ÇİRKİN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin