-27-

290 24 87
                                    

Fotoğrafta Doğan var. Tipe bakar mısınız, çok tatlı değil mi? Flwğfşrüeşdüs, ısıracağım şimdi *-*

İyi okumalar! ❤️

"Telefonundan falan da mı bulamayız?"

Yankı konuştuğunda gözlerimi devirdim. Biz akıl edememiştik sanki bunu. "Telefonu açık olsa şimdiye neler yapmıştık, beyinsiz."

"Ne konuşuyorsun sen oradan?" Yankı, bana doğru öfkeyle birkaç adım attığında onu bekletmemek için ben de hızla yaklaştım. Yumruğunu kaldırmış yüzüme geçirecekken önce davranıp yakasını kavradım ve ona sağlam bir kafa attım.

Hira ve Gece'nin çığlığı kulağımda yankılanırken Yankı, kendini toparladığı gibi yeniden üstüme gelmeye çalışmıştı fakat Tunç aramıza girip ikimizi de zıt yöne ittirerek kavganın uzamasına engel olmuştu. Hesapta hepimiz kafa kafaya verip Ecem'i bulmak için toplanmıştık ancak görüldüğü gibi hiç yol katedememiştik.

"Kendinize gelin, patlatmayayım kafanızı. Buraya geliş sebebimizi sizi kovarak hatırlatmak zorunda bırakmayın beni."

Tunç, ciddi ses tonuyla konuştuğunda Yankı bana ters ters bakarak Kaan'ın yanına ilerlemişti. Ben de omzumu duvara yaslayıp alayla sırıtmıştım.

"Ata'yla konuştunuz mu?"

"Ben konuştum." Hira kısık bir şekilde mırıldandığında başta Kaan olmak üzere hep birlikte şaşkınca ona bakmıştık.

"Böceğim?" Kaan'ın Hira'ya hitap etmesiyle Hira omuzlarını silkip açıklama yaptı. "Aklıma ilk o geldi. Ata'yı bayağı zorladım konuşsun diye ama Ecem sıkı tembihlemiş. Sadece İzmir'e gittiğini söyledi."

"Tehdit etmiştir." dedim. Ne var? Ecem'in Ata'yı en kolay ikna etme yolu buydu.

"Benim bildiğim kadarıyla Ecem'in İzmir'de hiçbir tanıdığı yok. Orası ne alaka, anlamadım."

"Kafasını dinlemek istemiştir belki." Gece konuştuğunda kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Kafasını burada dinleyemiyor muymuş?"

Gözlerini bana çevirip gülümsedi. "Bazen tanıdığın insanlardan, tanıdığın yerlerden uzaklaşmak istersin. Gitmek kaçış yolu gibi gelir."

Ne ima ettiğini anlamasam da kafamı salladım. Valla bir şeyler diyorlardı ama beynim yetmiyordu çoğu zaman.

"Yankı, sen en son ne zaman gördün Ecem'i?"

Tuş aşkımın Yankı pisliğine yönelttiği soruyla Yankı gözlerini kaçırıp kafasını kaşımıştı. Kaşlarımı çattım. "Sabaha kadar bekleyemeyiz, cevap versene."

Ona sataşmama rağmen karşılık alamadığımda gözlerimi kırpıştırdım. Ne olmuştu lan bunların arasında? Kesin bunun sakladığı şeyle ilgiliydi, o şeyin ne olduğu da ayrı bir merak konusuydu zaten.

"Yankı?"

Hira da Yankı'ya seslendiğinde Yankı nihayet ağzındaki baklayı çıkarmıştı. "En son 2 gün önce, salı akşamı görüştük. Ve şey oldu... Ayrıldık."

Gözlerim irileşirken ağzımdan bir 'hah' nidası çıkmıştı. "Ayrıldınız mı, terk mi edildin yediğin bok yüzünden?"

İstediğim tepkiyi vererek yüzüme sinirle bakıp üstüme gelmeye kalkıştı ama bu kez de Kaan önüne geçti. Güldüm. "Çok pis kaşınıyorsun Doğan."

"Kaşı yiyorsa, ben buradayım."

"Yeter artık, hiç yardımcı olmuyorsunuz!"

Gece bir anda patladığında herkes sessizleşti. "Sabahtan beri sizin kavganızı dinlemekten sıkıldım. Salak ergenlersiniz. Kızın başına bir şey geldi mi, şu an nerede, ne yapıyor umurunuzda değil. Kusura bakmayın ama ben ne kadar geçinemesem de Ecem için ikinizden daha çok endişeleniyorum, keşke siz de aynısını yapabilseniz."

ÇİRKİN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin