-29-

283 26 136
                                    

Fotoğrafta sırasıyla Doğan, Ecem ve Kayra var. 

İyi okumalar.

Kaşlarım çatılırken birkaç adımda Doğan'ın yanına vardım. Sahiden gelmişti, hayal değildi gördüğüm. Ben ondan kaçmak isterken tam karşımdaydı.

"Ne işin var senin burada?"

Doğan, kafasını hafif bir açıyla sağa eğip gözlerini kıstı. "Misafirlerini böyle mi karşılıyorsun Ecemoşum? Çok ayıp."

Gözlerimi kaçırıp sessiz kaldığımda tavrıma şaşırdığını ellerini cebinden çıkartmasından anlamıştım. Haklıydı, hiç susmayan biri size cevap vermediğinde bu durumu garipserdiniz.

"Tamam, bu da senin serseri serbest stilin olsun çirkin. Açık konuşmak gerekirse ben dahil kimsenin telefonunu açmadığın için seni merak ettim ve gördüğün gibi buradayım."

Kollarını iki yana açıp güldüğünde derin bir nefes aldım. "Ata'yla konuşuyorum zaten, merak edilecek bir şey yok. Buraya gelmemeliydin."

Sert bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde yaşadığı hayal kırıklığı gözlerimin önüme serildi. Barındığım şehirden çıkıp niye buraya geldiğimi sanıyordu? Kafamı karıştırmıştı ve ben düşüncelerimden kaçarken kendimi bir anda İzmir'de bulmuştum.

"Ama geldim, yapacak bir şey yok artık." Doğan, ona koyduğum tavıra aldırmadan konuşmaya devam ettiğinde sinirle alt dudağımı kemirdim. "Akşam müsaitsen konuşmamız gereken bir konu var."

"Akşam müsait değil. Ve bana sorarsan ondan sonraki akşamlar, gündüzler de müsait olmayacak."

Kayra birden yanımızda belirdiğinde nereden çıktığını ve daha da önemlisi neden çıktığını anlayamamıştım. Sinirlerim had safhaya gelirken Doğan sırıttı. "Sana sormadığım için herhangi bir problem görmüyorum."

Kayra yapmacık bir şekilde güldüğünde cevap veremiyordum. Resmen ortamdan soyutlanmış bir vaziyetteydim.

"Sorsan iyi edersin. Çünkü sen gelmeden yarım saat önce biz efsane bir plan yaptık."

"Siz?" Doğan, alayla gülüp kaşlarını kaldırdığında gözleri gözlerime dönmüştü. "Siz diye bir şey var da benim mi haberim yok, yoksa bu kim olduğunu bilmediğim vatandaş götünden mi sallıyor?"

"Tabii ki biz diye bir şey yok." Öfke saçan gözlerim Kayra'dayken devam ettim. "Ama plan konusunda söz vermiş sayılırım."

Kayra gülümseyip Doğan'a kaş göz yardımıyla beni işaret ettiğinde Doğan saçlarını karıştırıp dilini dişlerinin arasında gezdirmişti.

"Ha, anladım. Rekabet istiyorsun. Sonuna kadar değil sonsuza kadar varım anasını satayım."

Doğan, benim duymayacağımı düşündüğü bir tonda konuştuktan sonra Kayra'nın elini sertçe kavradı. Kayra'nın yüzü, Doğan elini bir süre bırakmayınca buruştuğunda Doğan'ın Kayra'ya işkence ettiğini anladım. Çocuğun elini kıracaktı.

"Köylerinize dönün geri zekalılar. Müşteriler kaçacak sizin yüzünüzden. Siktirin gidin." Elimle onları kışkışlayarak aralarından geçtim. Mutfağa ilerleyeceğim sırada Doğan'ın kurduğu cümle nedensizce gülümsememe sebep olmuştu.

"Nasıl olsa henüz bir yere gittiğim yok."

***

"Ecem abla, Ecem abla! Çalıdaki böceği gördün mü? Kocamandı."

Küçük bir velet tarafından sarsıldığımda gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Allah'ım, nedir benim bu çektiğim? "Hı, gördüm. Sen git bir daha bak hadi."

ÇİRKİN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin