Chapter-13

373 48 26
                                    


"Huening lanet Kai! Hemen buraya gel ve bana o telefonu ver!" diye bağırdı Taehyun.

Ancak Kai onu duymadı bile. Telefonunda yazan tatlı notları okurken feels geçirmemeye çalışıyordu.

"Dudakları baldan tatlı."

"Kalbi herşeye bedel..."

"Ona çok aşığım."

"YAH! KAİ!" diye bağırdı tekrar Taehyun.

Kai yavaşça durdu. Yurttaki odalarına gitti ve kendini yatağına attı. Taehyun'un telefonunu da yatağına attı.

Taehyun içeri nefes nefese girdi. Ellerini dizlerine koydu ve biraz dinlendi. Daha sonra kızarık yanaklar ve çatılmış kaşlar ile Kai'ye baktı. "Sadece sana yazdığım notları okumaman için 2 km koştuğuma inanamıyorum." Kendini yatağına attı ve telefonu aldı. "Ve de daha da kötüsü hepsini okudun....Lanet olsun." Dedi notlar uygulamasına şifre getirirken.

Kai sinsie gülümsedi ve ayağa kalktı. "Seni nasıl affettireceğimi biliyorum..."

Taehyun ona şaşkınca baktı. Kai yavaşça yanına uzandı ve Taehyun'un ellerini tutarak bacak kaslarını gösterdi. "Dokunabilirsin." Taehyun yavaşça gözlerini büyütürken "NE!" Diye bağırdı. Kai göz kırptı. "Onlara kaç kere bakarken yakaladım seni. Dokunabilirsin. Korkma bu aramızda kalacak." Dedi Taehyun'un ellerini yavaşça bacak kaslarına götürürken.

Taehyun yavaşça onlara dokundu ve elini yukarı aşağı götürdü. Gerçekten sert kasları vardı ve harikalardı. En sonunda baygın bir yüz ifadesi olduğunu anlayıp utanarak elini çekti.

Kai kıkırdadı. "Utanmana gerek yok." Dedi ve yavaşça Taehyun'un elini tuttu.

Beomgyu: Millet.

Beomgyu:Ben çok güzel bir bok yedim.

Soobin: ;-; Şaşırmadım.

Taehyun: Hyung iyi misin?

Beomgyu: Millet biz Yeonjun'la bir şeyler yapıyorduk.

                                                             Huening kai: Ne tür şeyler?

Beomgyu: açık açık denilmez ama. Yatakta çarşafın altında yapılan şeyler...

Soobin: Grupta iki tane reşit olmayan çouk var Beom ne kadar örnek bir abisin.

Beomgyu: Her neyse.

Beomgyu: İşte o şeyler bitmişti.

Beomgyu: Yeonjun odadan çıktı.

Beomgyu: Ben o yokken odasını karıştırayım dedim.

Beomgyu: Ve sanırım bilgisayarını kırdım.

Beomgyu: >-< yardım edin!

Taehyun: Hyung.

Taehyun: Benden büyüksün biliyorum ama.

Taehyun: Yakışıklısın ama vitrin mankeni gibisin, beynin yok.

                                                              Huening Kai: Bu biraz ağır oldu....

Soobin: Ne ağırı,

Soobin: Hafif.

Soobin: Her neyse dur ben oraya geliyorum çocuklar sizde Yeonjun Hyung'a yavaşça olanları anlatın ama yalakalık falan yapın yumuşasın.

Soobin: Bu arada Beomgyu.

Soobin: Sen gerçekten vitrin mankenisin.

Soobin: Beyin satılan yerde.

Soobin: Oradan bir beyin al ama aldığın beyin senin beynin olmasın daha kötü bir sonuç doğar.

Soobin: Kendi beyinin alacağına beyinsiz kalmaya devam et hatta .

Beomgyu: Gömün gömün.

Beomgyu: Siz bu Cumartesi gelin hepinizi var ya....

Taehyun yavaşça gülümseyerek yatağından yanında ki Kai'ye baktı. Kai çenesini Taehyun'un göğsüne koyarken "Eeee, hazır mısın? Bugün çok actionlu bir gün olacak!" dedi

Taehyun gülümsedi ve Huening Kai'nin dudağını gagaladı. "Neden Beomgyu Hyung'a bir ders vermiyoruz?" dedi sinsice.

Kai ona kaşlarını kaldırarak "Nasıl?" dermişcesine bakarken "Neden Bang PD'nimi çağırıp ortayı biraz karıştırdıktan sonra kaçmıyoruz?" dedi Taehyun.

"Benimle kaç, Taehyun..." dedi ve sinsice gülümsedi Kai.

İki genç planlarını gizlice uygularken gülümsedi.

İkiside birer genç baş belasıydı.

Şey...

Beomgyu onlara çok güzel bir örnekti...

Myoon sizi seviyore :3

Truth ∞ Dare ~Tyunning~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin