1. bölüm "Sendromlu!"

757 113 688
                                    

Doğar mı yeniden güneş, biter mi bu uzun gece?
Açar mı yeniden çiçek, döner mi o sıcak neşe?
Diner mi bu sonsuz yağmurun, güler mi o hüzünlü yüzün?
Boşver, bir umut yeter nefes almaya..

Pera - Pencerenden

Yine insanlar ve onların aptalca düşünceleri... Belki de hayatımızın hatası olacak şeyleri yaparız ve bu yaptığımız şeyin bir hata olmadığına kendimizi inandırırız. Peki, biz neden yaptığımız hataların farkında değiliz!? Neden insanların söylediği şeye inandırırız kendimizi?

Belki sendromlu doğdum ve bu sendromumun sebebi beynimin bir tarafının çok az çalışması bile olabilir ancak insanlar asla beni veya benim gibileri dinlemezler. Belki zekamda büyük bir sorun var ama bu benimle uğraşmanız için bir sebep mi?

İnsanlardan tiksinmek için milyonlarca sebep var veya da sadece ben böyle düşünüyorum. Bana ve benim gibi özel insanların gördüğü muamele... hiç hoş değildi. Bizim onlardan ne farkımız vardı sanki?

Biz onlara zarar mı veriyorduk? Onlara iftira mı atıyorduk? Benim anlamadığım şey ise neden bizleri dışlıyorlar? Sendromlu olmak onların sandığı gibi engelli olmak değil, asla! Zihinsel veya fiziksel sorunlarımız olabilir ama biz de en az onlar kadar normal bir insanız.

Beni isim olarak tanımanıza gerek yok. Siz benim iç dünyamı bileceksiniz zaten. Dışımı bilmeniz bir şey değiştirmez muhtemelen ama yine de ben size bira da olsa kendimden bahsedeyim. Edeyim mi? Bu konuda hala kararsızım. En iyisi ben anlatmayayım ve siz beni anlamaya çalışın. Umarım beni anlamayı denersiniz. Anlamanız şart değil. Deneseniz de olur.

"Beril!! Hadi artık aşağı gel."

Evet, Kaan sayesinde adımı öğrenmiş oldunuz. Bu benim küçük abim Kaan. Ona abi demeyi sevmediğim için ismiyle seslenirim. Şu anda önceki okulumdan atıldığım için Kaan ile beraber yeni kolejime gideceğiz. Kaan'ın bu kolejdeki dördüncü yılı ve babamı da böyle ikna ettiler zaten. Size hikayemi anlatmayı isterdim belki ama şu an hiç yeri ve zamanı değil.

"Geldim!!!"

Aşağı indiğimde babam, Alkan abim ve Kaan beni masada bekliyor olmalıydılar. Masaya doğru ilerlediğimde Alkan abimin bakışları yok denebilecek kadar kısa olan okul eteğimdeydi. Buna kızacağını biliyordum. Çünkü bende kızmıştım ilk gördüğümde.

"Eteğin bedeni mi kalmamış mağazada, güzelim!?"

Benim canım abim ne de güzel söylemişti. Bu ne lan! Bu etekle değil okula gitmek kapıdan bile çıkmazdım ben. Abim ve her zaman haklı oluşu...

"Kaan, eski pantolonlarından birini alsam. Onu giysem bugünlük?" Dedim tabağın üzerinde ki salatalığı ağzıma atarken.

"Dolabım senindir, Beril." Dedi her zamanki rahat ve anlayışlı sesiyle.

Yemekten sonra üstümü değiştirebilirdim. Şu an o kadar açtım ki kelimeler bunu anlatmaya yetmez. Önceki okulumdan atılma sebebim olan iftiradan sonra magazine olay olmuştuk ve babam ondan beri bana mesafeli davranıyordu. Normalde de soğuk bir insandır ama bize karşı her zaman sıcak kanlı davranır. Mesela bizim evde son 3 yıldır yemekleri babam ve ben sırayla yaparız. Ardından beraber abimleri uyandırırız. İşte babam bir anda bana tavır almıştı. Daha önce de olmuştu böyle şeyler ama o zaman annem vardı yanında beni affetmesini söyleyen.

Neyse, hatırlayıp da kendimi tekrar üzmeme ne gerek var şimdi durduk yere? Babamın bana olan bu tepkisinden kaçmak için yaz tatilimi Alkan abim ile beraber Almanya'da geçirmiştim. Şu an sizi duyamasam da diyorsunuz biliyorum. Evet, zengin bir babanın kızıyım. Şunu bilmelisiniz ki diğer kolej kızları gibi değilim ben.

Bayan UmursamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin