Gözlerimi araladığımda Eric'in güçlü kollarında olduğumu anladım. Telaşlı bir hali vardı "İndir beni" dedim sesim güçsüz çıkmıştı.
Bana bakıp "Saçmalıyorsun" deyip nefes verdi.
"Yardım edin" diye bağırdı, sanırım acile gelmiştik. Erkeksi kokusu burnuma dolarken, tekrar bilincimi yitirmiştim, gözlerimi araladığımda, sedyede gidiyordum. Hastane tavanında ki florasanları sayarken "Eskişehire gitmem gerek" dedim sesimin çıktığı kadarıyla, kalkmaya çalışınca "Hanımefendi lütfen yatın iyi değilsiniz" dedi hemşire.
"Hayır iyiyim gitmem gerek annemi görmem gerek" dedim tekrar ağlamaya başlamıştım.
"Lütfen yatın" dedi hemşire eliyle beni sedyeye yatırmaya çalışırken "Bırak beni" diye bağırdığımda çıkan ağlamaklı, yüksek sesime ben bile şaşırmıştım. Sedye durunca ayağa kalktığım da, Eric'in elimi tuttuğunu fark ettim "Götür beni buradan lütfen" dedim ağlayarak. Yüzümü iri elleri arasına alırken, erkeksi kokusu tekrar ciğerlerimde ki yerini almıştı.
"Ece sadece bu gecelik burada kalalım, söz veriyorum yarın seni Eskişehir'e göndereceğim" dedi korkmuştu. Benim için mi korkuyordu "Kızlar ne olacak?" dedim ağlayarak.
"Onları düşünme şuan önemli olan sensin tamam mı?" dedi gözlerimin içine bakarak, sadece kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim sözlerine karşı, çünkü çok yorgundum. Sıcak dudakları alnıma değip geri çekildiğinde, karışık kafam, yaptığı hareketle hepten karışmıştı "Hadi yat bakalım" dedi, söylediği her şeyi yapmak bana göre değildi. Onun bana verdiği emirleri yerine getirmem ilginç olsa da bunun sebebi onu çok seviyor olmamdı. Sedyeye tekrar yatığımda, ilerlemeye devam ettik. Eric'le ellerimiz ayrıldığında, içimde oluşan boşluk kocaman olmuştu.
***************************
Gözlerimi araladığımda, hastanenin beyaz tavanıyla karşılaştım, hafif kalktığımda Eric'in yatağın ucunda uyuduğunu gördüm. Benim için burada beklemişti. Neden beklemişti ki onun için bir anlam ifade etmiyordum ki. Yoksa ediyor muydum? Kafamdan bu düşünceleri bir kenara atıp bu masum halini değerlendirmek istedim. Yavaşça kalkıp, dizlerimin üzerinde dikildim, saçlarımı geri atıp, yavaş yavaş eğildim. Dudaklarım yanağını bulduğunda, öpüp hafif geri çekildim. Eric'in güldüğünü görünce çok korktum uyumuyor muydu? Rezil olmuştum, sinirlerim biranda yükselişe geçerken, yanaklarımında kızardığını hissediyordum "Sen" diye bağırıp, tekrar dizlerimin üzerine dikildiğimde, Eric'in korkudan zıpladığını gördüğümde, içime su serpilmişti gerçekten de uyuyormuş.
"İyi misin?" dedi bana meraklı gözlerle bakarken. Ne diyecektim şimdi, beyin fırtınası yaparken "Neden beni uyandırmadın Eskişehir'e gitmem gerek çıkmamız lazım" dedim hızlı bir şekilde "Tamam ben biletini aldım zaten" dediğinde "Ne? Biletimi mi aldın?" dedim şaşırarak.
"Evet bir kaç saatimiz var, ben çıkışını yaparken sende üzerini değiştir" dedi ve odadan hızla çıktı. Seri bir şekilde üzerimi değiştirip, ayakkabılarımı da giydikten sonra Eric gibi hızla odadan çıktım. Merdivenlerden indiğimde, Eric'in bir kaç dosya'ya imza attığını gördüm "Gidebiliriz" dedim, bana dönüp baktı, gözleri yüzümün her bir karesinde dolaşırken "Bir şey mi var yüzümde?" dedim ellerimi yanaklarıma götürürken, elimi tuttuğunda "Hayır gidebiliriz." dedi.
Yaptığı hareket karşısında tekrar şaşırmıştım, neler oluyordu Eric'e böyle? Kriz geçiren bendim, anormal davranan oydu. Arabaya bindiğimizde, ne o konuşmuştu ne de ben, yolculuk boyunca ikimizde susmuştuk zaten ne diyebilirdim ki, belki de oda ne diyeceğini bilmiyordu. Eve geldiğimizde, arabadan indiğimde iki kişinin üzerime atlaması ile dengemi zar zor sağlamıştım "Eceee sana bişe olduk diye çok korktuk" dedi Lily.