12.Bölüm

44.9K 1.2K 93
                                    


Bir Kerem'e, bir Ceyda'ya bakıyordum "Dün akşam üzeri Ankara'da ki şirkete gitmek zorunda kalmıştım. Şirketten geç saatte çıkmıştım, otel yakın diye yürümek istedim. Zaten sonra Ceyda'yı gördüm" dedi Kerem omuz silkip kanepelerden birine oturarak.

"Teşekkürler tekrar sen olmasaydın şuan burada olamazdım" dedi Ceyda kuru bir ses ile.

"Hiç sorun değil" dedi Kerem gülerek "Sağol Kerem onu koruduğun için" dedim bende tebessüm ederek "Sorun değil dedim ya" dedi tekrar gülerek.

Eric elinde ki dosya ile yukarıya çıkınca, bende peşinden gittim, çalışma odasından sesler geliyordu. Çekmeceler açılıp kapanıyordu. Kapıyı tıklayıp bekledim ses gelmeyince içeriye girdim "Neyin var?" dedim temkinli bir sesle "Yok bir şeyim" diyerek saldalyesine oturup kafasını geri attı. Yanına gidip "Pişman oldun değil mi?" dedim hüzünlü bir sesle.

"Ne?" dedi Eric kaşlarını çatarak.

"Bana evlenme teklifi ettiğine diyorum pişman oldun dimi?"

"Evet pişman oldum." dediğinde kalbim yerinden çıkıcakmış gibi hissettim. Gerçekten pişman mı olmuştu? Birşey demeden arkamı dönüp gidecekken beni belimden yakaladı "Nereye gidiyorsun?" dedi belime iki kolunu birden sararak "Sen dedin ki" dedim titrek bir sesle.

"Ne dedim?" dedi saçlarımı geri atıp, boynuma küçük bir öpücük kondurduğunda istemsiz olarak inledim. Beni bu kadar etkilediğini bilmiyordum ve öğrenmiş oldum.

"Bazen kendi kendine saçmalıyorsun" dedi fısılta halinde söylediği sözler kulağımı doldururken, bazen gerçekten saçmaladığımı fark ettim. Peki tamam bazen değil sürekli saçmalıyordum. Başımızda iki bela vardı. Biri Taner, diğeri ise Canandı. O dengesiz kadın herşeyi yapardı, gerçi Taner'de dengesizdi, o da herşeyi yapardı.

"Orada Taner'i gördüğüme eminim" dedim Eric beni kendine çevirip, dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdi, geri çekilip "Sadece travma geçirdin hepsi bu Ece, bunları kafana takmanı istemiyorum" dedi nefesi dudaklarımı okşarken düşündüm. Eric'in söyledikleri doğru olabilirdi. Kafamın içinde ki korkular bana oyun oynuyor olabilirdi. Düşünmemeye çalışıcaktım tek yapmam gereken buydu.

Konuyu değiştirmek için "Yarın nikahı evde yapıcağız değil mi?" dedim gülerek, Eric'de aynı şekilde gülüp "Sen nasıl istersen" dedi.

"Çok fazla kişinin olmasına gerek yok, bir kaç tanıdık yeterli" dedim omuz silkerek.

"Pekala bir kaç tanıdık olsun bakalım" diyerek eliyle yüzümü okşadı "Yarını iple çekiyorum" derken yüzünde yaramaz bir gülüş vardı, omzuna vurarak "Çok sapıksın" dedim gülerek.

"Sende istiyorsun ama" deyip güldü.

"Hiç de bile" diyerek omuz silktim

"Az önce nasıl inlediğini hatırlatmamı ister misin?" dediğinde yüzünde eğlenir bir hal vardı.

Yüzüm kızarırken "Boş bulundum biranda olan birşeydi" diyerek itiraz ettim.

"Öyle mi?" diyerek üzerime yürüdüğünde, duvarla Eric arasında kalmıştım. Bacaklarımı beline doladığında derin bir nefes aldım "Ne yapıyorsun?" dedim fısıltıyla.

"Ne yapıyorum" diyerek burnunu burnuma sürttüğünde derin bir nefes daha aldım. Günlerdir kendime itiraf edemediğim şeyi, şuan anlamıştım. Eric'i gerçekten istiyorum bu çok çılgıncaydı.

"Ben" dedim titrek bir sesle "Sen ne?" dedi sesi çok seksi çıkıyordu.

"Hayatımda ilk defa" diyerek yutkundum "Fazla sabırlı biri değilimdir" diyerek güldü. Bende aynı şekilde güldüm, kapının açılması ile Eric'le birbirimizden ayrıldık "Affedersiniz" dedi Katy yüzünde yaramaz bir gülüş vardı.

BAKICI (SENİNLE BİR ÖMÜR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin