Episode:18(''Kara Kaplı Albüm'')

162 106 282
                                    


....................

KARA KAPLI

ALBÜM

....................


Derin bir soluk alıp araladım gözlerimi. Görüş alanıma giren ilk şey yatağımın tam karşısındaki beyaz giysi dolabımdı. Odamdaydım işte. Hala uykusuzdum. Gözlerimi tekrar kapatınca dün gece yaşanılanlar geldi aklıma. 

Tam da babamı annemin bodrum katındaki odasındayken yakalamıştım ve üstelik kapıda aralıktı. Belkide oraya girebilmem için ilk ve son fırsattı bu. Ancak elimi kapının koluna atmamla yukarıdan gelen gümbürtüyü duymam bir olmuştu.

 Babamla sesin geldiği yere telaşla ulaştığımızda, kız kardeşim Kevser'in yerde yatan hareketsiz bedeni ile karşılaşmıştık. Altındaki kan gölünü ise ancak babam onu kucağına aldığında fark etmiştim. Hastanenin beyaz-mavi tonlardaki duvarları ve nefret ettiğim dezenfektan kokusunun içerisinde saatlerce ameliyathaneden çıkacak doktoru beklemiştik babamla. İlk defa o zaman kız kardeşimi kıskanmıştım. Babam bana asla en ufak bir sevgi kırıntısı vermezken diğer kızı Kevser'i çok sevdiğini, farkında olmasa da net bir şekilde belli ediyordu.

 Hastahanede korku dolu bekleyişimizdeki o yüz ifadesini asla unutmayacağım. Yıllar önce bir çatışmada yaralanan ve aylarca yoğun bakımda kalan kızını, beni bir kez arayıp sormayan babam dün gece diğer kızı için neredeyse ağlayacaktı. Belki bir babanın kızı için üzülmesi, ağlaması sizin için gayet normal bir durum ancak bu kişi Agâh HÜRŞAH olunca olaya hiç öyle bakılamıyor.

Saatler süren bekleyişin sonunda doktor ameliyathane kapısından çıkıp Kevser'in iyi olduğunu söylediğinde derin bir nefes aldık. ''Ancak malesef bebeği kurtaramadık.''   işte bu sözden sonra çok şaşırdık ikimizde. Kimse Kevser'in hamile olduğunu bilmiyordu anlaşılan. Tıpkı benim de bilmediğim gibi. Babam kızmış görünüyordu ama yinede üzülüyordu kızına. İşte anlamadığım şey buydu. Neden bana bu kadar kızgın ve dargın davranırken diğer kızına hiçbir koşulda merhametini esirgeye miyordu ki? Bana karşı bu kadar katı ve acımasız olan adam nasıl oluyor da Kevser'e son derece sevgiyle yaklaşabiliyordu?

Hastahaneye gidip Kevser'in son durumuna bakmaya karar vererek tekrar açtım gözlerimi. Doğruldum ve yorganın altındaki bacağımı kaşımaya başladım. Ancak hiçbir şey hissetmiyordum. Ne yani ayaklarıma bir şey mi oldu. Elimin altındaki tüyler beni şaşırtmıştı. Bu kadar çabuk çıkamazlar değil mi? Daha bir hafta oldu. Yorganı açınca ayağın sahibinin bir başkası olduğunu ve benim ayaklarımın da gayet sağlıklı olduğunu hemen anladım. Kafamı yanımda yatan, bu tüylü bacağın sahibine çevirdim. Saat öğlene yaklaşmasına rağmen hala bebekler gibi uyuyordu. Anlaşılan yine çok yorulmuş. 

Ama sen ne ara benim yatağıma kadar geldin? Dün geceyi bir an düşündüm.

Babamı hastahanede Kevser'in yanında refakatçi olarak bırakıp eve gelmiştim. Önce Maral ile Ayşe teyzenin evine girmiştik ama ne yazık ki aradığımız albümü bulamamıştık.Sonra hazır babam yokken bodrum kattaki odaya gitmiştim. Kapının kilitli olduğunu görünce şaşırmıştım. Babam o telaşla bile yukarı çıkmadan önce kapıyı kilitlemeyi ihmal etmemişti. Aslında istesem kapıyı açtırtabilirdim elbette ancak bu oda her şeyiyle annemi anımsatıyordu bize. 

SINIRSIZLAR(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin