Chen, bardağına viskisini doldurduktan sonra şişesini yerine nazikçe yerleştirip sağ eli pantalonunun cebinde sol elinde viskisini tutar bir vaziyette bakışlarını tamamiyle benim üzerime yoğunlaştırmıştı...
Boğazını temizleyip sabahtan beri bana anlatmak istediği şeye karar vermiş ve "Ah! Bu velet kendini sevdirmeyi biliyor! Deyip viskisini yine yudumlamış ve bu sefer bakışlarını evin etrafına çevirmişti.
Ben konuşmadan onun konuşacağı yoktu" Konumuzla viski ne alaka? Sabahtan beri bana anlatmak isteyipte bir türlü anlatamadığın şey ne?? Demiştim. Ve
Viskisinden vazgeçip bardağı sehpaya bırakıp "Eliyle koltuğu göstererek otur lütfen! Demişti. Ve sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum bunu tam 1 haftadır düşünüyordum ve nasıl anlatacağımı bir türlü bulamıyordum ve kafayı yemek üzereyim. Şimdi bana korkak, yalancı!", adi, pislik ne demek istersen onu de artık umurumda değil! Bugün sana anlatıp kurtulmak istiyorum! Deyip yerinden kalkıp cama doğru gitmiş ve yüzüme bakmaktan utanıyor gibi bir hali vardı.
Chen artık ne anlatacaksan anlat iyice germe beni! Demiştim ve
Benden gözlerini kaçırıp "Senden ayrılmak istiyorum" demişti...
