yokohama lisesi'nin spor salonu tahminleri aşacak derecede kocamandı ve yıl sonu balosu organizatörleri için harika bir kutlama alanı materyaliydi. aradan aylar geçtikten sonra sonunda hem dekorda hem de genel/teknik manada anlaşmaya varılmış ve balo günü gelip çattığında hiç kimse hayal kırıklığına uğramamıştı. yemekler, içecekler, müzik-- her şey enfesti. otuz yıl sonrasında bile hatırlanacak bir partiydi.
bundan bir hafta öncesinde herkesin balodan önde tuttuğu şey bir partnerdi. organizatörler baloya kimsenin partnersiz alınmayacağını beyan etmişlerdi ve bu haber birkaç kişinin bayağı bir canını sıkmıştı. özellikle de belli bir turuncu kafanın, evet, haberi aldığında suratı sinirden kıpkırmızı kesilmişti.
elinde iki seçenek vardı: a) yalnızca rastgele birisini bul ve götür, b) baloya gideceğim ayağına dazai'ın evine git ve o salak, partide keyif çatarken evi yak. ikincisi kulağına daha mantıklı ve eğlenceli geliyordu lakin bütün planlarını yerle bir eden büyük bir etkene sahipti: kouyou-nee.
ane-san'ı doğru dürüst birini bulmasını ve bebek gibi mızmızlanmayı kesip o baloya gitmesini, aksi taktirde okulun dedikodu sitesinin (evet öyle bir siteleri var ve sahibi de adı lazım değil higuchi ichiyo) sahibine bebeklik fotoğraflarını yollayacağını açıkça söylemişti. kısacası ölmüştü ama gömeni yoktu.
yine de bir eş bulmayı reddetti. sorduklarında verebilecek geçerli bir nedeni yoktu, hatta hiç nedeni yoktu. sadece istikrarlı bir şekilde kimseye onunla baloya gelip gelmeyeceğini sormadı, kendisini davet edenleri de nazikçe geri çevirdi. gin'e göre bu yaptığı düpedüz geri zekalılıktı, umursamadı.
yetmezmiş gibi balo günü çocukluk arkadaşı ve ezeli düşmanı olan dazai osamu adlı şerefi beş paralık gerzeğin de bir eşi olmadığını öğrendi. pekala, artık baloya değil de kıyamet gününe giriş yaptığının farkındaydı çünkü tanrı aşkına, burada dazai'dan söz ediyoruz, sevgililer günü'nde okulun yarısından el yapımı çikolata alan kişi. her sınavda okul birincisi olan, kötü koksa dahi bandajlarını çıkarmayan ve yine de çevresinden 'gerçekten hoş kokuyorsun' yorumları alan çocuktan. onun mu bir partneri olmayacak? şaka.
atsushi akutagawa'ya dazai'ın bir eş bulma çabasına girmediğini ve hatta kimsenin ona davette bulunmadığını söylemiş, akutagawa da bunu chuuya'ya iletti. ilk başta duyduklarına inanamayan ve yılın komedisi diye adlandırdığı habere kahkahalarla gülen turuncu saçlı, akutagawa'nın yüzündeki ciddilik düşmeyince bembeyaz kesildi. akutagawa zaten hep ciddi bir tipti ama bu sefer farklıydı, ortada garip bir şeylerin döndüğünü sezmişti o yüzden.
lafın kısası, her şey bu yönde. şimdi üzerindeki lacivert takım elbise ile spor salonunun kapısında dikilen chuuya, kapıda nöbet tutan ve kendisini içeriye almayan iki basketbol kulübü öğrencisine dil çıkarmamak için zor duruyordu. ayrıca hey, o da futbol takımındaydı, üstelik yıldız oyuncuydu! bu iki palmiye ağacı hindistan cevizlerinin* güvende olduğunu falan mı zannediyorlardı?
o zaman çok yanılıyorlar--
"chuuya." kulağına nüfuz eden ballı ses ve tenine batan sıcak nefesle düşüncelerinden sıyrıldı. kişisel alanını bütünüyle ihlal eden sırıktan bir-iki adım uzaklaşarak kaşlarını çattı.
"kişisel alan, aptal. saygılı ol biraz." sinirle söylenmesi diğerine pek etki ediyormuş gibi görünmüyordu. hatta daha çok zevk veriyormuş gibiydi, yüzünde büyükçe bir sırıtış oluşmuştu.
"sorun yaşıyora benziyordun ve ben de yardım için geldim." masum numarası mı, ciddi misin? neyiz biz, ortaokullu veletler m--
"ne yaşadığım seni hiç alakadar etmez." bunu söylemesiyle birlikte kafasında kouyou-nee'nin sözleri yankılandı: "chuuya, hayatım, lütfen eşinden boşanmış ama ona hala atarlı giderli mesajlar atmaya devam eden bir kadın gibi davranmayı bırak."
![](https://img.wattpad.com/cover/214342910-288-k828576.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RETROUVAILLES
Fanficthat's okay as long as you can make a promise not to break my little heart or leave me all alone, in the summer [one shot & drabble collection]