13: Ortak hislerimizi sikeyim.

22.5K 2.4K 3.8K
                                    

Parmaklarımı daldırıp durduğum ve çekiştirdiğim sarı tutamların avucumun içine bıraktığı yumuşak hissi çok sevmiştim. Taehyungsa bu durumdan pek hoşnut değil gibiydi çünkü saçlarını çekiştirdiğimde oflayıp sızlıyor, elimi güçsüz bir şekilde itmeye çalışıyordu. Daha doğrusu çalışıyormuş gibi yapıyordu.

"Taehyung, çok güzel görünüyorsun" demiştim hayranlığımı ondan saklamayarak. Onun güzelliğine hayran olduğunu her defasında dile getiriyordum zaten.

"Biliyorum" demişti omuz silkerek. Sonrasında camdaki bakışlarını önündeki kitaba çevirmişti. "Ama şimdi müsaadenle okumam gereken bir kitap var"

"Kitabı elinden mi alıyorum? Oku sen"

"Saçlarımla oynarken nasıl odaklanabilirim? Uykumun geldiğini sen de biliyorsun"

"Ama dokunmak istiyorum?" diyerek dudaklarımı büzdüğümde dudaklarıma kaçamak bir bakış atmış ve ardından önüne dönerek bileğimi kavramış, elimi saçlarından çekmişti.

"Yağlandıracaksın, yeter" demiş ve kitabını eline alarak ayağa kalkmıştı. Bense dudaklarım büzülü bir şekilde ona bakmaya devam etmiştim. "Şöyle bakmayı kes, bu kitabı bu gece tamamen okumam gerekiyor" dediğinde oflamış ve kendimi geriye bırakarak yatağına uzanmıştım.

"Aman, oku" demiştim burun kıvırırcasına hareketler yaparken. "Devletin geleceği sana ve kitabına bağlı çünkü"

"Sus Jungkook"

Beni hemen terslediğinde görmeyeceğini bilsem de ona dil çıkartmış ve sırtımı ona dönerek yastıklarından birini alarak kollarımı ve bacaklarımı sarmış, öylece yatakta yatmaya devam etmiştim. Sessizlikten sıkılana kadar da öyle kalmıştım. Fakat sıkıldığımda sessizce hareketlenmiş ve ayağa kalkarak odanın kapısına doğru ilerlemiştim.

"Nereye?"

"Minjaenin yanına. Oku sen kitabını." diyerek bir şey söylemesini beklemeden odadan çıkmıştım. Direkt olarak salonda televizyondan dizi izleyen Minjaenin yanına oturduğumda bana kısa bir bakış atıp gülümsemiş ve kucağındaki mısır dolu plastik kaseyi bana uzatmıştı.

"Bir şey mi oldu?" Demişti gözleri televizyondayken.

"Okuması gereken bir kitap varmış. Boş boş oturup onu bekleyemezdim" dediğimde kısık sesle kıkırdamıştı.

"İyi yapmışsın boşver." Demiş ve mısırdan ağzına atarken devam etmişti. "Saçlarını beğendin mi?"

"Evet. Çok iyi olmuş. Boyarken yanında mıydın?"

"Evet yanındaydım" demiş ve kısa bir an bakışlarını bana çevirmişti. "Acaba neden bir anda sarı yapmaya karar verdi?"

"Bilmem ki, kafasına esmiştir bir yerden. Neden sordun?" Diyerek ben de ona döndüğümde mısırın yağından ve tuzundan  dolayı parlayan dudaklarını iki yana kıvırmıştı.

"Gerçekten kafasına estiğini mi düşünüyorsun?" Dediğinde kaşlarımı hafifçe çatarak dudaklarımı büzmüştüm. "Bence başka nedenleri de var"

"Ne gibi?"

İmalı konuştuğunun farkındaydım fakat imayı ne tarafa çekmem konusunda emin değildim. O da bunu anlamış gibi gülmüş ve ağzına mısır atmaya ve televizyon izlemeye devam ederken kısık sesle eklemişti.

"Bence sarı saçın yakıştığı nadir insanlardan biri olmak istedi"

Kaşlarım bu sefer gerçekten çatılırken Minjaenin yan profilini izlemeye devam etmiştim. Bilerek bana dönmüyor gibiydi.

Friends; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin