Bu bir cinsel içerik uyarısıdır.
İyi okumalar.Biliyorum, Taehyung açısından hiç hoş bir an değildi ama ben yükselmiştim. Taehyung orada Shownuya laf sokup beni elimden tutarak oradan çıkarttığında cidden midemde filler tepiniyor, yanaklarım yanıyordu ve gülmek istiyordum.
Beni kıskanması hoşuma gidiyordu çünkü.
"Gerçekten sana yürüdüğünü fark etmedin mi Jungkook?" Demişti Taehyung. Ses tonu isyankar ve sinirliydi. Bu yüzden dudaklarımı birbirine bastırarak herhangi bir olası gülme ihtimalimi sıfıra indirmiştim. "Bütün gece onunla sohbet ettin. Biraz bile anlamadın mı gerçekten?" Diyerek bakışlarını bana çevirdiğinde bir şey söylememe fırsat vermeden eklemişti. "Çocuğa bir de kader ortağım dedin"
"Özür dilerim" demiştim dudaklarımı büzerek. Elini sıkıca tutarak üzerine bir öpücük bırakmıştım. "Gözlerinin önünde kaç kez öpüştük, sürekli temas halindeydik. Bana yürümeye çalışamaz diye düşündüm. Sen vardın yanımda hep. Büyük cesaret isterdi sonuçta. Ama çocuk zamanı bulunca bir saniye bile kaybetmedi." Demiş ve ben de hafifçe kaşlarımı çatmıştım. "Bil bakalım bu zamanı ona kim verdi?"
"Çocuğa kader ortağım diyip beni sinirlendirmeseydin masadan kalkmazdım" demişti. Dudaklarımı büzerek başımı hafifçe yana yatırmıştım.
"Bir anda ağzımdan kaçtı. Onun için özür dilerim ama yine de bu onun niyetini benden iyi bilmene rağmen bizi baş başa bıraktığın gerçeğini yok edemiyor. Reflekslerim iyi olmasaydı da beni öpseydi ne olacaktı? Onu dövmen beni öptüğü gerçeğini değiştirmeyecekti-"
"En fazla elini falan tutmaya çalışır sanmıştım" demişti hemen benim ardımdan. Bir elini yanağıma yerleştirip okşamaya başladığında da devam etmişti. "Bu kadar ileriye gideceğini ben de düşünmedim açıkçası."
"O zaman beni suçlama" diyerek kollarımı beline doladığımda Taehyung da bana sarılmış, bir elini kürek kemiklerimin arasına yerleştirirken diğerini ensemin biraz üzerindeki saçlarıma daldırmıştı. Göz göze geldiğimizde dudaklarım kendiliğinden gerilmeye başlamıştı. Görmemesi için başımı boynuna yaslamaya çalışsam da saçlarını hafifçe çekiştirerek tekrardan yüz yüze gelmemizi sağlamıştı.
"Neye gülüyorsun?"
"Hiç" desem de istemsizce daha fazla gülümsediğimde Taehyung yanaklarıma birer öpücük vermişti.
"Delirdin iyice herhalde" dediğinde artık dişlerim de görünüyordu. Gülüşüm saniyeler sonra ona da bulaştığında derin bir nefes alıp vermiş ve dudaklarını boynuma yaslayarak bana sıkıca sarılmıştı.
"Çok havalıydın" demiştim kıkırdayarak. "Bir an yükseldim seni öyle görünce"
"Sen benim her halime yükseliyorsun zaten?" Diyerek gülerken boynuma bir öpücük bırakıp geri çekilmişti.
"Bak bu doğru işte"
Mırıldanarak dudaklarına bakmaya başladığımda beni reddetmemiş dudaklarımızı birleştirmişti. Gözlerim anında kapanırken belindeki ellerimi bedenine sürterek yanaklarına çıkarmıştım. Taehyung da ellerini belime indirip sıkıca tutunduğunda başımı yana eğerek dilimi dudaklarının arasına yollamıştım. Öpüşmemiz gittikçe ıslaklaşırken Taehyung beni geri geri yürütmüş, sırtım bir duvara yaslandığında kavradığı belimi kendisine çekerek alt bedenlerimizi birbirine yapıştırmıştı.
Kasıklarımda büyüyen ateş dilimi emen Taehyungun saçlarına asılarak onu olabilirmiş gibi daha fazla kendime çekmeme neden olmuştu. O sırada Taehyung elini kalçama kaydırıp sıktığında dudaklarımız iç içeyken boğuk bir sesle inlemiştim. Onun alt dudağını dişlerimle çekiştirerek dudaklarımızı soluklanmak adına ayırdığımda Taehyung elini pantolonumun ve iç çamaşırımın içine yerleştirerek çıplak kalçamla buluşturmuştu avucunu. Dudaklarım istemsizce kıvrılırken alt dudağımı ısırarak başımı geriye atmıştım.