Arabada asla susmamıştım.
Hoseok hyungu güldürebilmek için bir sürü salakça şaka yapmış, onun burnuna iltifat edip durmuş, bilerek elimi kolumu bir yerlere çarparak gülmesini sağlamıştım. Taehyung daha önceden de gittiğimiz bir yerin adresini verdikten sonra susmuştu. Beni götürmek istediği yere gitmediğimizi biliyordum, nedenini de anlayabildiğim için hiçbir şey söylememiştim. O da sadece bir yerlerimi vurduğumda dikkatli olmamı söylemek için ağzını açmıştı ve bir elini belime yerleştirmiş, öylece dışarıyı, Shownuyu veya beni izleyip durmuştu. Shownu ise benim salakça esprilerime gülmüş, sürekli aynadan beni izleyerek arabayı sürmeye devam etmişti.
Yol boyunca kafalarını şişirdiğimi bilsem de susmak istememiştim. Sanki susarsam kimse konuşmazmış gibime geliyordu ve bence haklıydım da. Ortamın sessiz olmasını istemediğim için de susmuyordum. Hem Taehyungun memnuniyetsizliğini örtmeye çalışıyor hem de Hoseok hyunga olan özlemimi gideriyordum.
"Burası mı?"
Benim su içtiğim sırada Shownu gözlerini aynadan benim gözlerimle buluşturduğunda Taehyung onaylayan mırıltılar çıkartarak belimdeki elini çekmişti. Bir şey söylemeden arabadan inerek yüzümden eksik etmediğim gülümsemeyle birlikte Taehyungun yanına geçip elini tuttuğumda boynumda gevşek bir şekilde duran atkımı daha sıkı bir hale getirip elinde tuttuğu beremi başıma geçirmişti. Saçlarımı da yumuşak hareketlerle düzelttiği sırada iyi hissettiğim için istemsizce gülüşüm genişleyince o da gülümsemiş ve dudaklarıma minik bir öpücük verip tekrardan bakışlarını yanımıza gelen ikiliye çevirmişti.
"Hava daha da soğuyacak. İsterseniz içeride bir masaya oturabiliriz."
"Dışarıda kalalım" demiştim üzgünce ona bakarak. "Ben piknik yapmak istiyorum Taehyung"
"Benim için fark etmez. Karar sizin" diyerek kolunu omzuma atıp beni kendisine çektiğinde kollarımı beline dolarken Hoseok hyunga bakmaya başlamıştım. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı.
"Sorun olmazsa biraz dışarıda duralım mı? Eğer üşürsek içeriye gireriz?"
"Tamam. Olur" diyerek arabayı kilitleyip anahtarı küçük çantasına atmış ve etrafa bir göz gezdirmişti. "Nereye oturalım?"
Sorusuyla birlikte gözüme güzel gelen ilk yeri seçmiş ve Taehyungun sırtındaki çantadan örtüyü çıkartarak yere sermiştim. Birkaç dakika içinde örtünün üzerine yerleştiğimizde kendimi gerçekten iyi hissediyordum.
"Sizi böyle görmek garip" demişti Hoseok hyung gülerek başını yana eğdiği sırada.
"Nasıl yani?"
"Anlaştığınızı, Taehyungun seni sinir etmediğini görmek garip" diyerek daha açıklayıcı olduğunda Taehyung homurtular çıkartırken küçük bir kahkaha atarak oturuşum kalçamı rahatsız hissettirdiği için bedenimi yana düşürmüş ve Taehyungun bacaklarına başımı yerleştirerek fazla yer kaplamamaya çalışarak uzanmıştım.
"Genel olarak anlaşıyoruz artık" demiştim gülmeye devam ederken. Çok fazla tartışıyorduk fakat bunu dile getirmem sadece Taehyungu gerecekti. Gerek yoktu. "Birçok şeyi aştık. Ve biliyor musun? Artık babam ve Taehyungun ailesi de biliyor ilişkimizi."
"Gerçekten mi? Bu harika" diyerek gülümsediğinde başımı onaylar anlamda sallamış ve iç geçirerek Taehyungun koluma yerleştirdiği elini tutmuştum.
"Neyse. Bizden bahsetmeyelim daha fazla. Getirdiğimiz yiyecekleri çıkaralım ve oyun oynayalım" diyerek bakışlarımı Taehyunga çevirdiğimde tek eliyle yüzünü kapatmaya çalışmış, aynı zamanda çantaya uzanarak yakınımıza çekmişti. Ben kıkırdayarak elinden kurtulmaya çalıştığım sırada aynı zamanda dizlerimin üzerinde yükselmiştim. Fakat bir türlü kurtulamadığım parmakları birden yanaklarımı sıkarak dudaklarımın büzülmesini sağlayınca o saniyelerde dudaklarımın üzerinde hissettiğim dudaklarına atılmamak için kendimi biraz zor tutmuştum.
![](https://img.wattpad.com/cover/224975294-288-k359352.jpg)