15: Bana bile daha güzel bakıyorsun.

23.6K 2.4K 4K
                                    

Doğru kararı vermek, benim yapımda yoktu.

Ben her zaman kader tarafından özenle seçilip önüme sunulan seçeneklerin en yanlış olanını bulur, onu seçerdim. Tıpkı Taehyung ve Jaehyun arasında bir seçim yapmam gerektiği zaman Taehyungu seçtiğim gibi.

Fazla düşünmemiştim bile. Çünkü Taehyung benim için rakipsiz bir seçenekti.

Jaehyunla dışarı çıkmayı, onunla vakit  geçirmeyi gerçekten çok isterdim fakat söz konusu Taehyung ve bana masaj yapacak olmasıysa akan sular dururdu. Üstelik ben Taehyungun aksine yıllarımı verdiğim arkadaşımı reddetmek yerine aramda ne olduğu belli olmayan çocuğu ekmeyi tercih ederdim.

Çünkü Jaehyun bu çocuksu hallerimden sıkılıp benimle konuşmayı kestiğinde soluğu tekrar Taehyungun yanında alacaktım. Daimi olan Taehyung olacaktı, Jaehyun değil.

Jaehyunu mesaj yazarak reddetmek istemediğim için onu aramaya karar vermiştim. Dersin bittiğini bildiğim dakikalarda onun numarasını ilk defa tuşlamış ve onunla olan ilk telefon konuşmamı yapmıştım. Tamam, ilk telefon konuşmamızı onu ekmem gerektiğini kibarca anlatmaya çalışarak yapmamız biraz tuhaf olmuştu ama dediğim gibi, mesaj üzerinden iptal etmek istememiştim. Çünkü en azından sesimden mahçupluğumu anlayabilirdi. Ona her ne kadar başka bir işimin olduğunu unuttuğum gibi bir yalan söylesem de iyi oynamış ve onu kırmadan halletmiştim olayı.

Sonuç olarak yarın çıkışta birlikte bir şeyler içecektik. Tabi ben yine bir bokluk yapmazsam içerdik.

Taehyung gelirken yemek için bir şeyler alacağını söylediği için o gelene kadar sadece duş almış ve biraz da telefonla oyalanmıştım. Şimdi ise balkonda karşılıklı oturuyor ve onun getirdiği burgerleri yiyorduk. 

"Uzun zamandır yemiyordum" demiştim ağzım dolu olmasına rağmen daha fazla patates sıkıştırırken. "İyi oldu bu"

"Ağzındakileri görmek zorunda mıyım? Sus da ye yemeğini"

Gözlerimi devirerek ağzımdakileri çiğnemeye devam ettiğim sırada Taehyung ellerini ıslak mendille sildikten sonra telefonunu eline alarak yine parmaklarını ekranda gezdirmeye başlamıştı. Derin bir nefes vererek yemeye devam ettiğim hamburgerimi bırakıp ona ters ters bakmaya başladığımda ilk başta fark etmese de birkaç saniye sonra sorgulayan bakışları yüzümü bulmuştu.

"Ne var?" Demişti o da kaşlarını çatarken. Bu tavrı benim iyice kaşlarımı çatmama neden olmuştu.

"Ne, ne var? Benimle ilgilenmeye mi geldin birileriyle mesajlaşmaya mı?"

"Bebek misin Jungkook? Alt tarafı sessiz olduğumuz sürede mesaj atıyorum. Sanki sen konuşurken seni susturup ilgimi başka yere çeviriyormuşum gibi konuşuyorsun"

"Bunun aynısını ben yaptığımda telefonumu elimden alıyorsun, ben sadece rahatsızlığımı dile getirdiğim için mi suçlu oluyorum?"

Gözlerini devirdiğinde kalbim bir garip atmaya başlamıştı. Vücudum ısınıyor gibiydi ve beynim bana sinyal vermeye başlamıştı: Sen onun için flörte giriş aşamasında olduğun çocuğu reddedebiliyorsun ama o seninleyken başkalarıyla mesajlaşıp gülmekte bir sorun görmüyor.

Yine sesimi çıkartmayarak yemeğimi keyifsiz bir şekilde yemeye devam etmiştim. Benimle mesajlaşırken, ki mesajlarıma genelde cevap bile vermezdi ama neyse, böyle gülümsemediğine emindim. Şimdi onun böyle bir başkasının mesajına gülümsemesi bana dokunmuştu. Ayrıca Taehyung bu şekilde bana neredeyse hiç gülümsemezdi. Gülerdi, kahkaha atardı ama bu şekilde gülümsediği çok nadirdi.

Farkında değildi belki de ama üzülüyordum. Onu farklı anlamda seven biri olarak değil, onun yıllarını birlikte geçirdiği yakın arkadaşı olarak üzülüyordum çünkü en yakın arkadaşlar en güzel birbirlerine gülümsemelilerdi.

Friends; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin