GENİŞ AİLE

18 4 0
                                        


2 ay sonra

Hastanede geçirdiğim zaman boyunca hem eğlenmiş hem de toparlanmaya başlamıştım. Artık ayağa kalkıp rahatça dolanabiliyor ve temel ihtiyaçlarımı karşılayabiliyordum. Sinem'in ailesi renkli olduğu kadar çok da düşkündü. Mesela sorun bana yalnız kaldın mı? Tabiii ki HAYIR ! 7/24 saat yanımdaydılar. Böyle durumlarda genelde durum analizi yapardım. Sonuçta yeni bir aile ve yeni bir hayatım vardı. Yeni kişiler ve karakterler vardı. Bunların analizi için yalnız kalmak en güzeli olurdu ama elimdeki olanaklar bunu imkansız hale getiriyordu. Şuan sayılı yalnız kaldığım anlardan birini yaşıyorum. Birazdan utku gelecek ve ' naber kız sarı' diyerek yanıma gelecekti. Nereden mi biliyorum? Sormayın. Kapı açıldı.

"Naber kız sarı" diyerek utku girdi içeri.

Utku kim mi? Utku Sinem'in abisi. 30 yaşında. Yakışıklı mı? Ehh... havalı saçları var. Hafif sakalı ve hafif kasları ile fena değildi. Elini saçlarına atmayı çok seviyor. Her konuşmada bir elini saçına atarsa şaşırmayın. Saçlar, kutsal alanı ihlal etmeyin!

"İyiyim utku senden naber"

"Kızım kaç sefer diyeceğim ben sana. Nasıl yapıyorsunuz siz onu.. hee tırnak içinde "abii" diyeceksin diye. Anlamıyorum tamam hatırlamıyorsun bari abi de yani." Deyip elini saçlarına götürdü. Bense kendimi gülmemek için zor tutuyordum.

"Tamam" diyerek ellerimi teslim olmuş pozisyonda havaya kaldırdım. Elimi tırnak işareti yaparak "abiii" dedim ve gülmeye başladım. Siniri bozulmuş olacak ki

"Yine gerildim. Hava almam Lazım." Diyerek elini saçına atıp düzeltti ve odadan çıktı.

Yalnız kaldığımı düşünenler olabilir ama hayır canlarım birazdan yoldadır gelir Mahmure. Veee kapı açıldı.

"Siiineeeem, yavrucum sıkılmadın mi orada yatmaktan gel dolanalım azıcık"

Mahmure kısa ve hafif kilolu yapısıyla tam bir Adile Naşit gibi benim gözümde. Kahkahası var ki türk filimlerini aratmıyor. Kim olduğuna gelince kendisi Sinem'in teyzesi olur. Anlamadığım bir şekilde Güney Kore müziklerine karşı bir zaafı var. Özellikle sevdiği müziklerde kendini tutamıyor ve dans etmeye başlıyor.

"Yok Mahmure teyze ben böyle iyiyim."

"A aa ķızzz... kızz Mahmure teyze ne kaç kere dedim ben sana. Teyze diyeceksin yavrucum teyze."

"Tamam.. teyze ben unutmuşum aklımdan çıkmış bir an işte "

"Ayy neyse yavrucum ben bir bakayım benim adama şimdi bensiz duramaz o. " diyerek kıkırdadı ve kapıdan çıktı.

Eveeet şimdi sırada Fiber Murat var. Üç , iki, bir veee kapı... hı! Açıldı.

"Se..selam Si..Sinem. Nasılsın. Ohh be he he he he." Diyerek sırıttı ve utanarak başını yan çevirdi.

Fiber Murat? Kendisi ailenin bütün internet ve bilgisayar işini üstlenmiş bir yumurcak. Şaşırdınız değil mi? Evet 13 yaşında boyu küçük aklı büyük ve bayaaa utangaç bir çocuk. Sinem'in bir akrabası tam olarak bende anlayamadım bağlarını. Bir de iletişim bozukluğu var. Tabi kafayı bilgisayarla bozunca ailesi 1 ay bilgisayar kullanmama cezası verdiği için kendisini şuan da görebiliyoruz. eh artık insan görmenin vakti gelmişti de geçiyordu.

"Sağol iyiyim Murat'cım. Sen nasılsın."

"Şeey a..alınma ama Sinem a..aaa..aaabla!" Diyerek yüzündeki teri sildi sonra " bi..bizimkiler beni zorla ge..getirdi. bi..birde sa..sana aa..uff abla diyecekmişim." Diyerek kızardı.

"Murat gel bakim buraya" diyerek yanımı işaret ettim. Yavaşça gelmeye başladı ve gösterdiğim yere oturdu.

"Bak Murat abla demek istemiyorsan Sinem de diyebilirsin. Ailen için sorun olacak diyorsan sadece onların yanında bana abla demen yeterli" diyerek gülümsedim ve sarıldım.

Fiber Murat sanki mümkünmüş gibi daha da fazla kızarmaya başladı. Tuhaf tuhaf hareketler yaparak "Şeey ta..tamam o zaman ben gi..gidiyim." diyerek bacağını koltuğa çarptı. "Ah!" Sesini çıkardıktan sonra dehşete uğradım. Kız gibi çığlık atmıştı. saçma hareketlerine devam ederek kapıdan çıktı.

Artık bittiğini düşünen vardır mutlaka. Hayır bitmedi dahası var. Birazdan odaya belki de bu ailenin en garip ve esrarengiz insanı gelecek desem ne düşünürdünüz? Durun ben söyleyeyim. Şerafettin... Kapı açıldı. Elinde mercekle yere bakarak girdi. Daha sonra yavaşça mercekten bakmaya devam ederek kalktı. Bana mercekle bakarak.

"Sinem. Yavrum çok garip ip uçları buldum evladım. Bulduklarım beni buraya getirdi. Bir sorun yok değil mi?"

Merak edenler vardır şimdi Şerafettin kim diye? Sinem'in amcası olur kendisi. Yaşı 50 ve emekli . Zamanında dedektif olmak çok istemiş. Bu yüzden şapka ve yaz kış giydiği uzun yağmurluğu ile dolanıyor. Emekli olduğundan beri ailenin kayıp eşyalarını bulmakta ve gizemini çözmekte.

"Yok şerafettin amca. Belki yan odadadır oraya baktın mı?"

"Dur bakayım." Diyerek merceği etrafta dolandırdı. "Evet.. belki yan odada da olabilir.. hmm izler sanki orayı işaret ediyor." Diyerek uzaklaştı.Ucu gelmiyor değil mi? Grubun son ve sabıkalı üyesini tanıtmaktan gurur duyuyoruz. Deli Osman.. Kapı açıldı.

"Selam Sinem.. sikiyim böyle işin.." diyerek orta parmağını kaldırdı.

Tanıtayım Deli Osman 25 yaşında. Sinem'in kuzeni. Şimdi diyorsunuz neden arada küfür etti. İlk duyduğumda ben de şaşırdım tabi. Gelmiş karşıma küfür edip hareket çekiyor. Şöyle ki göründüğü gibi değil durum. Osman Koprolali hastalığına sahip. Yani toplum içinde kontrol dışı küfür ediyor. Fiziksel olarak da yapıyor. Kendi tercihi sanırım. Bu konuda yorum yok!

"İyiyim Osman. Sen nasılsın" deyip gülümsedim.

"Bir şeye ihtiyacın... sikik orospu.. Var mı diye ... sıçayım ben böyle işin.. gelmiştim." Diyerek kızardı.Her küfürde gözlerim ve ağzım bir kat daha açılmış saf saf bakıyordum Osman'a. Ben öyle tepki verince adam da bozuldu tabi. Hemen kendimi toparladım.

"Yok ben böyle iyiyim. Teşekkür ederim beni düşündüğün için." Diyerek sırıttım ve ortamı yumuşatmaya çalıştım.

"Özür dilerim Sinem.. orospu.. lanet olsun ben sadece.. kaltak.. elimde değil durduramıyorum.. ağzına sıçtığım.." diyerek eliyle ağzını kapadı.

"Önemli değil. Ben aldırmıyorum gerçekten." Dememi dinlemeden koşarak çıktı.

Eveet Sinem'in garip aile turunun sonuna gelmiş bulunmaktayız. Son üyeyi de uğurladığımıza göre rahat nefes alabilir ve sakince dinlenebilirim. Biraz kestirme zamanı gelmişti. Yalnız kaldığımı düşünenler olabilir fakat yine değilim merak etmeyin. Bu sefer Sinan gelmeden gözlerimi kapamam ve güzel rüyalara yelken açmam gerek. Yani sizin anlayacağınız ancak uyurken kafamı dinleyip yalnız olabiliyorum.

Davetsiz MisafirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin