Yıl 2400 yeraltı üssü
Dr. Cass
Gözlerimi açtığımda yerde yatıyordum. Hatırladığım en son şey yaralanmış olduğumdu. Telaşlı bir şekilde üstümü kontrol ettim. Görünürde ne bir yara izi ne de ağrım vardı. Yavaşça ayağa kalktım. En son kulaklığım kulağımda Cass ile iletişim kuruyordum. Hala kurabiliyor muyum? Diye bir yoklama yaptım.
"Cass?"
" Evet Dr. Cass"
"Sana bir şey sormam gerek.
"Beni, size yardımcı olmam için yaptınız "
"Hafızamı geri kazanmam gerek Cass. Bana yardım et."
"Nereden başlamamı istersiniz"
Biraz düşündüm. Kendim hakkımda her şeyi bilmeye ihtiyacım vardı.
"Her şeyi Cass. En baştan başla ve her şeyi öğrenmeme yardımcı ol."
"Tamam Dr. Cass. Şimdi uzun bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? "
Ne kadar kötü olabilirdi ki hazır olmasam da cevabım tabi kii "evet" oldu.
Yıl 2018
Sinan
Yatağımda uzanmış düşünüyordum. Bu kadar çabuk Cass'i kabullenmek başka bir insan için zor gelebilir ama benim için değildi. Çünkü karşımdaki gerçekten karım gibi gözüken ama karım olmayan biriydi. Cass hareketleri ile de bana bir çok ip ucu vermişti zaten bunları birleştirmek benim için çok da zor olmadı. Bir psikolog olarak herkesin derdini dinleyip sonra anlamlandırma sürecine girip akıl veriyorum. Kendime gelince tırrt!
Karımla ilk tanışmam aklıma gelince gülmeden edemedim. Benim hastamın yakınıydı. İlk geldiği günü unutmam mümkün değil. Uzun sarı saçlar, beyaz bir ten, altında her erkeği hizaya sokacak kalem etek , üstünde her erkeği çıldırtacak bir gömlek. Bana doğru gelip durduğunda 'merhaba ben Sinem' demişti. 'İşte' dedim 'benim kadınım bu'. Tabi kendisi bunu o zamanlar bilmiyordu ama ben o zaman anlamıştım benim eşim olacağını.
Sakardır ama ona sorsan kesinlikle eşyalar yanlış yerde duruyorlardır. Her zaman kıtlıktan çıkmış gibi yer, ona sorsan kesinlikle o normal yiyor diğer insanlar kasıntı. Heyecanlandığında çok konuşur mesela ama böyle düşünmez o çünkü ona göre insanlar soğuk, sevimsiz ve bazı kişiler iletişim kurmaktan aciz olduğu için onun çok konuştuğunu düşünürlermiş. Ahh! Be güzelim keşke geri gelsen de başımın etini yesen. Sana bakarak uyuya kalsam ve gözlerimi açtığımda hep seni görsem.
Bunları düşünüyorken yataktan kalkmış Sinem'in odasına doğru yürümeye başlamıştım bile. Sadece görsem yeterdi bana. Yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Yatakta uyuyordu. Yanına doğru gittim ve çömelerek izlemeye başladım. Benim masum karım kim bilir neredeydi. Ne kadar orada kaldığımı bilmiyorum. Sanırım biraz uyuya kalmıştım. Beni uyandıran şey Sinem'in bedeninin garip davranıyor olmasıydı.
Hızlıca ayağa kalktım. Tepkileri transtaymış gibiydi. Uyandırmam doğru olmazdı çünkü Cass hafızasını geri kazanmak zorundaydı. Mecburen o uyanana kadar onu uyandıramazdım. Fakat tepkileri beni korkutuyordu. Burnundan hafifçe kanlar gelmeye başladığında yumruklarımı sıktım. Sabretmeliydim. Kimseye zarar vermek istemiyordum.
Yıl 2400 yeraltı üssü
Dr. Cass
'Evet' cevabından sonra bir anda yere çöktüm. Kafamdaki ağrı yüzünden ellerimi kafama koydum ve gözlerimi kapatarak cenin pozisyonuna geldim. Burnumdan hafif kanlar gelince birden gözlerimi açtım. Etrafımdaki her şey değişmeye başlamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Davetsiz Misafir
Fiksi IlmiahDİKKAT! Onlar geldiler! Onlar karanlıklar... Ölü bir dünyaya hazır mısınız? Peki bu ölü dünyada nasıl yaşanır? Onlar hiç gelmemiş olsaydı ne olurdu? Bunun için nasıl bir şey yapardınız. Ben yapan birini tanıyorum. Adı Dr. Cass. Daha fazlasını mer...