CEVAPSIZ SORULAR

9 3 0
                                    

Yıl 2400 yeraltı üssü

Liam

Bulunduğum blokta alarm çalmaya başlayınca hemen ayaklanarak odamdan çıktım ve koridorda çıkışa doğru koşmaya başladım. Bloktan çıktığımda her yerde insanlar güvenli yere doğru gitmeye çalışıyordu. Baskına uğramıştık. Bu sırada bana doğru gelen savaşçıyı gördüm. Telaşlıydı.

"Yüzbaşı saldırıya uğradık. Nasıl oldu bilmiyoruz. Bir anda saldırmaya başladılar."

"Nasıl bir anda saldırmaya başladılar! Gözcü ne yapıyordu bu sırada. Nasıl böyle bir hata olur." Diyerek sinirle soludum.

Bu esnada diğer kapıdan koşarak giden bir siluet dikkatimi çekti. Tuhaf bir şekilde bana tanıdık geliyordu. Tam o tarafa doğru gidecekken savaşçı bana doğru bağırarak "yüzbaşım dikkat edin tam arkanızda" dediğinde hiç düşünmeden belimdeki özel yapım silahı hızlıca çekerek arkamdaki siyah devi indirdim. Nefes nefese kalmıştım. Az önce gördüğüm şey doğru olmamalıydı. Eğer doğruysa bu benim sonum olurdu.

Yıl 2018 Sinem

Dr. Cass

Olayları Sinan'a anlattıktan sonra işler eskisi gibi değildi. Kendimi daha rahat ve huzurlu hissediyordum. En azından yalan söylemek zorunda değildim.Yatak odasındaki konuşmadan sonra bir daha uyuyamadım. Daha doğrusu uyumayı göze alamadım. Nereden başlamam gerektiğini iyi düşünüp kararlaştırmam gerekiyordu. Artık bu işin içine Sinem'in eşi Sinan da girmişti. Onun yardımıyla bir çok işi rahat yapabilmek benim için büyük bir avantajdı. Düşüncelerime fazla dalmış olacağım ki Sinan'ın sesini anca duyabildim.

"Dr. Cass, beni duyuyor musun?"

Elinde kahvelerle tepemde dikilen adam endişeli bir ifadeyle bana bakıyordu. Hiç bekletmeden elindeki kahvelerden birini alarak "Lütfen bana sadece Cass diyebilirsin. Bir şeyler düşünüyordum. Dalmışım. Kusuruma bakma lütfen. Ayrıca kahve için teşekkür ederim" diyerek gülümsedim.

"İyi olmana sevindim Cass. Tam olarak ne düşünüyordun. Belki yardımcı olabilirim."

"Nereden başlamam gerektiğini düşünüyordum. Bundan sonra neler olacak, nasıl hareket etmeliyim. Açıkça söylemem gerekirse geçirdiğimiz her saniye bizim için önemli. " diyerek kahvemden bir yudum aldım.

"Genelde yaptığım ve başarılı olduğunu düşündüğüm bir yöntem var."

Dikkatimi Sinan'a daha fazla odaklayarak dinlemeye başladım. Devam etmesi için başımı salladım.

"Öncelikle bir liste yapacağız. Bu liste, acil olan ve yapılması gerekenden başlayarak daha az olanlara doğru devam edecek. Böylelikle gözden kaçırdığımız bir durum da olmaz diye düşünüyorum."

Dediğinde koltukta arkama yaslanıp dediklerini düşündüm. Haklıydı.

"Bu sistemi sevdim. O zaman hemen listeyi yapmaya başlayalım." Diyerek sevinçle söyledim.

"Pekala, sen bana acil olanları söyleyeceksin ve ben sana bir takım sorular sorcağım. Bunun sonucunda listemizi oluşturmuş olacağız." Diyerek ayaklandı ve içeri doğru gitti.

Bu esnada kahvemi yudumlayarak Sinan'ı beklemeye başladım. 2 dakika sonra elinde kağıt ve kalem ile yanıma geldi. Yerine oturarak kağıdı sehpaya koydu ve bana bakarak başını hafifçe salladı.

"hazırsan başlayalım. "

"Tamam..." diyerek düşünmeye başladım. Çok kısa bir süre sonra aklımdakileri sıraya dizerek söylemeye başladım.

"Öncelikle Sinem'in bu grupta tam olarak hangi bölümle ilgilendiğini bulmamız gerek." Dediğimde Sinan kağıda yazmaya başladı.

"Sonra onları vazgeçirmek için neler yapmalıyız ya da yapabiliriz buna bakmalıyız." Sinan başını sallayarak yazmaya devam ediyordu.

"Şimdilik bunların ikisini çözsek daha iyi olacak gibi. Arada mutlaka bir şeyler gelir ise duruma göre hareket ederiz" dedim. Sinan bana uzunca bakmaya devam etti. Anlam veremediğim bir şekilde bakıyordu. Rahatsız olmuştum sanki içimi okuyor gibiydi. Birden konuşmaya başladı.

"Cass karımı iyi tanırım. Onun bütün hareketlerinin anlamını da iyi bilecek kadar hemde. Ruhun onun içinde olabilir ama unutma ki sen ne hissedersen hisset, içinde bulunduğun beden hislerine göre tepki veriyor. Bu tepkilerin sen ne kadar istemesen de kendi bedeninden farklı olarak gelişir çünkü beden hafızası denen şey, ne yaparsan yap, asıl sahibi nasıl ise öyle davranmaya devam eder. Şimdi gördüğüm kadarıyla seni huzursuz eden şeyler var. Aklını kurcalayan ve düşündüren şey ne söyle bana. "

"Vuaa... cidden! Bu kadar şeyi nasıl biliyorsun gerçekten."

"Ben bir psikoloğum Cass benim işim bu. Şimdi bana anlat bakalım. "

"Bu aklıma hiç gelmemişti demek psikologsun." Diyerek sırıttım. Ciddi bakan Sinan'ın suratı sayesinde gülümsemem de yarım kaldı. Konuşmaya devam ettim.

"Evet ciddi anlamda aklımı kurcalayan şeyler var Sinan . Biliyorsun sana anlattım. Uyuduğum zaman kendi dünyama yani bedenimde oluyorum. Bir kaç sefer kendi bedenimde iken ortamı keşfetmeye çıktım. Kimsenin beni bilmesini iç güdüsel olarak istemedim. Aklımı kurcalayan şey ortamda anlamdıramadığım garip şeylerin dönüyor olmasını hissetmem. Bir kaç kişinin konuşmasına kulak misafiri oldum. İnsanların dehşet saçan çığlıkları vardı dışarıda fakat bu kadar iyi korunan bir yere onların nasıl girebildiğini düşünmeden edemiyorum. Bu durum aslında kendi zamanımda ve yaşadığım yeraltı şehrinde ciddi sorunların olduğu anlamına geliyor."

"Haklı olabilirsin. Buradan onları yok etmeye çalışmak demek aynı zamanda senin zamanının da değişmesi demek. Bunu biliyorsun değil mi?"

Bacaklarımı karnıma doğru çektim ve kollarımla bacaklarıma sarılarak çenemi dizlerimin üstüne koydum.

"Evet. Biliyorum." Dedim.

"Aklını kurcalayan başka şeyler de var mı?" Diyerek imalı bir bakış attı. Gerçeği bilmeli değil mi ?

"Gerçek şu ki Sinan kendi bedenimde hafızam parçalanmış durumda. Bu yüzden yapay zeka yaparak beni tamamlamasını sağmaya çalışmışım. Yani hafızamda olan şeyleri ona aktarmışım. Fakat hafızamı geri almaktan korkuyorum. Sanki aldığımda daha kötü olacakmışım gibi hissediyorum."

"Her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplayıp uygulayan birisin. İşinde iyi olduğun çok açık. Sana tavsiyem kendine güven. Unutma ki ne olursa olsun seni senden başkası daha iyi tanıyamaz. Bence bunun altında önemli şeyler var gibi. Hafızanı geri alıp neler olduğunu bilmek zorundasın. Böyle gidersen yanlış yapmaya açık olursun Cass. Muhtemelen seni rahatsız edip kafanı kurcalayan şey bu belirsizlik."

Sinan'ın söylediklerini düşündüm. Haklı olabilirdi. Önümü gerçekten göremiyorum. Yanlış bir şey yapmaktan korkuyorum savaşmaktan değil. Bir karara vardıktan sonra Sinan'a döndüm.

"Haklısın. Bu gece hafızamı geri kazanma vakti. Hadi yatalım. Geldiğimde bir durum değerlendirmesi yapar ona göre planlama yapabiliriz."dediğimde Sinan da gülümsedi.

"Hadi o zaman savaşçı. Gazan mübarek olsun " diyerek sırtıma vurdu. Kahkaha atarak yukarı çıkmaya başladı. Ben de arkasından gülerek çıkıyordum. Sinem'in odasına geldiğimde yatağa doğru gittim ve oturdum. Sonra derin bir nefes alarak uzandım. Üstümü örttüm ve uyumadan önce dudaklarımdan tek bir cümle koptu.

"umarım her şey daha iyi olur" ardından gözlerimi kapattım ve derin bir uykuya daldım.

Davetsiz MisafirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin