Hastaneden çıkıp yeni hayatıma adım atmak nasıl bir duygu diye bana sorsanız şöyle derdim; Korkutucu ve bilinmezlik ile dolu yollarda yürüyen bir insan nasıl hissediyorsa onu. Saçmalamayın tabiii kiii korkmuyoruuum. Evet Sinem'in evine doğru giden arabanın içinde Sinan ile birlikte gidiyordum. Mutlu muyum? Pek sayılmaz daha çok stresliydim. Arabanın içi sessiz yolda devam ediyorken sıkıldım. Elimi radyoya doğru uzattım. Sinan da açmak için uzanınca ellerimiz birbirine değdi. Elektrik çarpmış gibi oldum. Sinem'in bedeni Sinan'dan etkileniyordu ve ben buna engel olamıyordum.Sinan torpidoya uzanıp içinden bir flash disk çıkardı. Radyoya takarak şarkıyı başlattı.Volkan Konak - Mimoza Çiçeğim şarkısı çalıyordu.
"Biliyor musun Sinem bu bizim şarkımızdı."
"Hmm öyle mii? Bayıldım. Güzelmiş" diyerek dinlemeye başladım.
Bu esnada Sinan sürekli bana bakıp duruyordu. Sanki bir şey söyleyecek ama söyleyemiyormuş gibi duruyordu. Merak ettim.
"Bir şey mi söyleyeceksin Sinan"
"Şeey.. ben evet bir şey söylemem gerek. Nasıl söylesem bilemedim."
"Önemli bir şey olmalı ki kıvranıyorsun. Artık söyle de öğrenelim neymiş önemli olan şey"
"Bizim bir oğlumuz var"
"Çüşş" dedim istemsizce. Gözlerim yuvalarından çıkmıştı ne demek bir oğlumuz var. Varsa niye şimdi söylemeyi tercih etti. Manyak mı bu adam.
"Biliyorum daha önce söylemem gerekirdi. Fakat aklımdan çıkmış bir anda" dediğinde şok geçirdim. Oğlumuz var adam unutmuş. Bundan ötesi olamaz.Araba evin önünde durduğunda hızlıca indim ve eve doğru yürümeye başladım. Arkamdan Sinan geliyordu.
"Sinem durur musun lütfen." Dedi ve kolumdan tuttu.
"Bir oğlumuz var ve sen unuttun öyle mi? İnanamıyorum sana Sinan pes yani" dedim.
"Haklısın Sinem ben düşünemedim. Sana o kadar odaklanmıştım ki pati tamamen aklımdan çıkmış.Dehşet dolu bir ifadeyle Sinan'a bakmaya başladım. Pati mı? Hangi sağlıklı anne baba oğluna Pati ismini verirdi. Ben çok yanlış gelmişim. Nasıl bir bedenin içindeyim yarabbim ben.
"Sinem hayatım korkmaya başladım. İyi misin? Çok tuhaf bakıyorsun. Dur içeri geçelim otur sana bir su vereyim." Diyerek kolumu bıraktı ve kapıyı açmaya başladı. Açtıktan sonra
"Patiii oğlum biz geldik. Anne geldii" dediğinde kapıya doğru yavaşça dönmek suretiyle hareket ettim. Gördüğüm şeyle ağzım bir karış açık gözler pörtlek bir şekilde bana doğru koşarak gelen bir adet köpek üstüme atladı. Sadece atlamadı. Atlamasıyla birlikte yere düştüm ve salyalarıyla güzel bir duş aldım.
"Patiii gel buraya. Biliyorum anneyi uzun zamandır görmüyorsun ve özledin. Fakat kendisi yorgun ve dinlenmeye ihtiyacı var. Gel bakalım" diyerek kucağına aldı.
Ben mi? Ben hala yerde boylucana yatmakta ve yüzümde salyalar ile birlikte yaşadığım şoku atlatmaya çalışıyordum. Patiyi yollayan Sinan yanıma gelip bana yardımcı oldu. Gülümsüyordu. Bir dakika bu bana mı gülüyor şimdi.
"Bana mı gülüyorsun sen" dedim. Sinirli sinirli... Bir anda gülmeyi kesip
"Yok hayır gülmüyorum" dedi. Elimden tutup beni kaldırınca bir aydınlanma yaşadım. çanağı çatlatmıştım ve yürümekte zorlanıyordum.İçeri girdiğimde etrafa bakındım. Sinem zevkli bir kadındı. Beğenmiştim. Koltuğa yavaşça oturdum.
"Sana su ve bir de temiz bir bez getiriyorum. Bu halde duş alamazsın kötü düştün." Diyerek fırladı.2 dakika içinde elinde temiz bir bez ve su vardı. Hafif eğilerek suyu bana verdi.
"Teşekkür ederim " diyerek suyu içtim. Bu esnada yanımdan ne zaman ayrıldığını bilmediğim Sinan elinde küçük bir kova ile geliyordu. Geldiğinde yanıma oturdu. Elindeki temiz bezi kovanın içine koydu. Daha sonra bezi sıktı ve yüzümü temizlemeye başladı.
"Benim için problem olduğunu düşünebilirsin ama değil Sinem. Bu ilk silişim değil " diyerek sırıttı.
"Na..nasıl yani "
"Sen 4 yıl boyunca uyurken nasıl bu kadar temiz kalktın zannediyorsun "
Ayy yok artık. Tamam vücut benim değil üstelik Sinem'in eşi ama içindeki ruh benim yani utandım işte.
"Şeey... Patinin köpeğimiz olduğunu neden belirtmedin. Ben gerçekten bir Oğlumuz var zannettim." Diyerek konuyu değiştirdim.
"...."
"Yanlış bir şey mi dedim."
"Yok hayır.. Sadece.... biliyorsundur zannettim. Bunu da unutacağını düşünemedim. Bizim... bizim çocuğumuz olamıyor Sinem. Arabada giderken söyleme ihtiyacı hissettim fakat patinin köpek olduğunu anlarsın diye düşündüm."
"Evet anlamalıydım. Yani hangi sağlıklı anne ve baba çocuğuna pati derdi ki zaten." Diyerek gülümsedim. O da gülümsemeye başladı.
"Senin için uygunsa annemleri arayıp yarın gelmemelerini söyleyeceğim. Bugün yorucu bir gündü senin için, belki biraz dinlenirsin diye düşündüm. "
Sinem'in neden bu adamı sevdiğini daha iyi anlamaya başladım.
"Evet bu çok iyi olur."
"O zamaaan" diyerek yanıma geldi ve beni kucağına aldı.
"Ah!"
"Özür dilerim canını mı yaktım"
"Sanırım biraz çanağımı zedelemişim." Diyerek kızardım ve başka yerlere bakmaya çalıştım. Kafamı çevirdiğimde bana sırıtarak gülen bir adet Sinan vardı. Kafasını sallayıp yürümeye başladı. Size daha fazla kızardığımı söylemiş miydim? Evet söylemedim.Merdivenlerden çıkıp odaya girdiğimizde şöyle bir tepki verdim.
"Vuuuaaa"
"Evet burası senin eserin... Tamaaam hadi bakalım" diyerek kapıdan içeri girdik. Daha sonra yavaşça beni yatağa bıraktı.
"Ben aşağı bir şeyler hazırlamaya gidiyorum. Bir şeye ihtiyacın olursa seslenmen yeterli "
"Tamam"
Kapıyı açıp giderken "Şeey... bu arada teşekkür ederim her şey için" dedim.
"Önemli değil" diyerek kapıyı kapattı. Yatağa gelene kadar uykumun geldiğinin farkında bile değildim. Gözlerimi kapatıp biraz kestirmem sorun olmazdı.Gözlerimi kapattığımda tuhaf bir şey oldu. Daha önce Ayla'nın bedeninde gördüğüm aynı rüya. Daha doğrusu rüya mı gerçek mi ayırt edemiyorum. Sanki gördüklerim benim bir parçam gibi... Aynada yazılı olan yine aynı isim 'ENES' . Bunun bir anlamı olmalı. Kaçırdığım bir şeyler olmalı. Gözlerimi açtım. Sıkıntıyla doğruldum. Etrafıma bakındığımda küçük bir sehpanın üstüne kağıt ve kalem vardı. Yataktan yavaşça kalktım ve sehpaya doğru yavaşça ilerledim.Rüyamda bir kadın aynanın karşısında 'ENES' yazısıyla duruyordu. Bunu anlamanın tek yolu aynısını yaparak nedenini anlamak.
Kağıdı elime alarak 'ENES' yazdım. Karşımda duran boy aynasına doğru ilerledim. Tam önünde durdum ve yavaşça kağıdı kaldırdım. Aynada yazan şey karşısında kafam karışmıştı. Aynada 'SENE' yazıyordu. Sene yani bir yıl mı? Şifrelerden biri bir yıl ama hangi yıl ? Kafam çok karışıktı ve ben aşırı yorulmuştum.Yatağa doğru tekrar gittim. Biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Davetsiz Misafir
Science FictionDİKKAT! Onlar geldiler! Onlar karanlıklar... Ölü bir dünyaya hazır mısınız? Peki bu ölü dünyada nasıl yaşanır? Onlar hiç gelmemiş olsaydı ne olurdu? Bunun için nasıl bir şey yapardınız. Ben yapan birini tanıyorum. Adı Dr. Cass. Daha fazlasını mer...