Yıl 2018
Dr. Cass
Zil çalınca hiç beklemeden hızla koşmaya başladım. Kapıyı açtığımda pizzacı adam bana bakıyordu. Mutlulukla gülümsedim ve arkama dönerek bağırmaya başladım.
"SİNAN! , PİZZACI GELDİİ"
Sinan hala söylenerek geliyordu. Ne yapayım gerçekten çok acıktım ne var bunda yani... neyse pizzaları aldım ve mutfağa doğru gitmeye başladım. Pizzaları masaya koydum ve zaman kaybetmeden açıp yemeye başladım.
"Gerçekten bu kadar fazla acıktığına inanamıyorum Cass"
Elimde yeni pizzam ve ağzımda sindirmeye başladığım lokmalarla Sinan'a baktım.
"Evet. Gerçekten çok açım. Sanki günlerdir yemek yememişim gibi hissediyorum"
Sinan düşünceli bir şekilde masaya yaklaştı ve oturdu. Bana bakmaya devam ediyordu.
"Çok garip"
"Garip olan ne?"
"Bu kadar fazla aç olman. Acaba zihinsel ve ruhsal yolculuk Seni bu hale getirmiş olabilir mi ? Diye düşünüyorum. "
Yemeyi bırakıp düşünmeye başladım. Sonra kendime baktım. Bu ben değildim. Yani bendim ama bu kadar aç olup tabiri caiz ise hayvan gibi yediğimi hiç hatırlamıyordum. Sanırım haklı olabilirdi. Elimdekileri bıraktım ve lokmamı yuttum.
"Haklı olabilirsin. İlk defa böyle bir şey yapıyorum. "
"Sanırım Sinem'in vücudu bu olaydan etkileniyor. Mesela sen gerçek hayatında bir şey yaşadığında Sinem'e de oluyor gibi."
"Nasıl yani"
"Sen transta iken Sinemin burnu kanadı"
Biraz düşündüğümde benimde kanamıştı.
"Evet benim de burnum kanıyordu"
"İşte bundan bahsediyorum. Yani senin yaşadığın duygusal ve fiziksel olan olaylar Sinem'in vücudunu da etkiliyor. Bu kadar aç olman büyük ihtimal Sinem'in eksik kalan bir ihtiyacını karşılaman için olabilir."
Yüzüne bön bön bakıyordum... Evet bildiniz. Hani insanlar karşındaki insana 'sen salak mısın? ' bakışı atar ya... Ha! İşte o bakıştan atıyordum.
"Bakma bana öyle Cass. Ciddiyim. Ne bekliyorsun Sinem herhangi biri değil benim karım. Vücuduna iyi bakman gerek. Muhtemelen aç olman onu etkilediğin için, bu ne demek biliyor musun?"
"Biliyorum Doktor. Haklısın artık iki can düşünmeliyim. Bunu aklımda tutucam."
"Teşekkür ederim Cass."
"Önemli değil.. şeeeey... acabaa... biraz daha yesem sorun olur mu?"
"Ahahahah... tabi olmaz hadi bitir şunları"
"Tamam" diyerek tekrar yemeye başladım. Bitirdikten sonra etrafı toparladım ve içeri geçtim. Geldiğimde Sinan koltukta oturmuş telefon görüşmesi yapıyordu.
"Tamam annecim... Ben Sinem'e iletirim... Olur mu öyle şey anne, Sinem tabi ki iyi olacak... Merak etme ben hep yanındayım... tamam görüşürüz... " diyerek görüşmeyi sonlandırdı.
"Kimdi?"
"Sinem'in annesi aradı. Merak etmişler. Onları belirli bir süre tutabilirim ama fazla tutabileceğimi sanmıyorum Cass. Hastanede hepsiyle tanıştın."
"Aaaah! Evet anladım. Gerçekten bu kadar garip bir aile hayatımda görmedim. Nasıl dayanıyordunuz. Merak etmiyor değilim"
"İnsan sevince Cass, gözü hiçbir şey görmüyor. "
"Görmüyor mu?... Doktor sen güneş gözlüğü bile değil, resmen at gözlüğü Takmışsın haberin yok." Dediğimde kafama bir yastık yedim.
"Ah! Acıdı be "
"Daha beterini yaşamadan önce sus bence."
"Aman iyi tamam. Demedik bir şey... bu arada doktor ben çok sıkıldım evde. Bir yerleri gezmeye çıksak mı? "
Hemen köpek bakışı attım. Arkadan gelen havlama sesi ile sıçradım ve korkuyla yastığı önümde tuttum.
"Şunu da götürelim yazık hayvana"
"Sinem pati ye şu dediğini bilseydi şuan kendini nerede bulurdun bilemiyorum."
"Pati tatlı bir köpek ama pek aram olduğu söylenemez. Ne yapayım bu kadar oluyor işte. Neyse ben üzerimi değiştirmeye gidiyorum. Zaten sabah oldu. Dışarıda kahvaltı yapar sonra gezeriz. Olur mu?"
"Tamam baş belası. Kahvaltı yaptıktan sonra biraz dolanırız."
"Olur. 15 dk sonra buluşuruz." Diyerek merdivenlerden yukarı çıktım. Üzerime spor şık bir şeyler giyindim. Saçlarımı toplayıp at kuyruğu yaptım. Aynada kendime baktıktan sonra memnun bir ifadeyle gülümsedim. Kapıya ilerleyerek açtım. Hızlıca aşağı indiğimde ceketimi giydim. Spor ayakkabımı giyerken Sinan da yanıma gelerek ayakkabılarını giyindi. Tamamen hazır olduğumuzda kapıyı açarak dışarı çıkık.
Derin bir nefes aldım. Burayı seviyordum. Aynı dünyalarda olsak da benim yaşadığım dünya böyle değildi. Gittiğim yerde bırak gökyüzünü bitki bile bulmak zordu. Kimliğimi bulmaya çalışmam ne kadar doğruydu bilmiyorum. İçimdeki boşluklar çoğalıyor gibi hissediyordum... Sanki her an daha fazla boşluk oluşacak ya da daha fazla büyüyecek gibi geliyor bana. Gökyüzünü hiç görmeyecekmişim gibi bakmaya devam ettim. Ayla'nın bedeninde iken çok fazla şey keşfetmiştim. Mesela bulutlarla oynamak. Hayatımda ilk defa gökyüzüne bakıp şekiller oluşturmaya çalışmıştım. Eğlenceliydi.
"Cass?"
Sinan'ın sesini duymamla kafamdaki düşüncelerin gitmesi bir oldu. Gözlerimi gökyüzünden çekip Sinan'a doğru kaydırdım. Dudaklarımda hafif bir sırıtışla cevap verdim.
"Efendim Doktor"
Gözlerimde biraz oyalandıktan sonra kafasını gökyüzüne çevirerek konuşmaya başladı.
"Orası... yani evin nasıl bir yer?"
Bende kafamı tekrar yukarı kaldırıp onun gibi bakmaya devam ettim.
"Böyle bir gökyüzüne artık sahip değiliz. Yer altında yaşanmaya zorlanan ve hayatta kalmaya çalışan insanlarla dolu ,koca bir şehirde yaşıyorum. Burada öğrendim gökyüzü ne demek ? Daha öğrendiğim ve öğreneceğim çok şey var." Diyerek kafamı ona çevirdim ve sırıttım.
"Hadi bakalım. O zaman biraz seni gezdirelim Cass hanım. Taksim'e hiç gittin mi?"
Ayla İstanbul dışında yaşayan zengin bir aile kızıydı. İstanbul'a bir kaç sefer gelmiştim ama gezme fırsatım hiç olmamıştı. Kafamı olumsuzca sallayarak gülümsedim.
"Gitmedim. Orası neresi ?"
"Seveceğini düşündüğüm bir yer" diyerek sırıttı. Sinan'a güveniyordum. Olmayan abim gibiydi. Zaten karısı onu çok seviyordu bunu hissedebiliyordum. Kalp atışları onun yanında iken hızla çarpıyordu. Bana ait olmayan duygulardı. Belki de içimdeki boşluğu bu yüzden hissediyordum. Bana ait olmayan duygular ve bedenler kendimi kaybetmeme sebep oluyor gibiydi.
"Hadi gidelim artık. Güzel bir kahvaltı edip sana Taksim'i gezdireyim."
"Tamam" diyerek peşine takıldım.
Güzel şık bir yerde kahvaltımızı yaptık. Biraz oturduktan sonra hesabı ödeyip çıktık.
"Şimdi ne yapıyoruz doktor" diyerek Sinan'a baktım. Birden gülümseyen yüzüm solmaya başladı.Başım şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Gözlerimi kapatıp ,yere yığılmadan önce gördüğüm endişeli yüz ve duyduğum tek ses Sinan'a aitti.
"Cass!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Davetsiz Misafir
Fiksi IlmiahDİKKAT! Onlar geldiler! Onlar karanlıklar... Ölü bir dünyaya hazır mısınız? Peki bu ölü dünyada nasıl yaşanır? Onlar hiç gelmemiş olsaydı ne olurdu? Bunun için nasıl bir şey yapardınız. Ben yapan birini tanıyorum. Adı Dr. Cass. Daha fazlasını mer...