BÖLÜM - 3

1.4K 165 124
                                    


İyi Okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi Okumalar. 

Sonda ki duyuruyu okuyun, lütfen.

• • •

'Kobra! Uyan. Kobra!'

Kobra mı? Gözlerimi açıp etrafa baktım. Neredeyim? Otomatik gözlerimi sesin geldiği yöne çevirdim. Elindeki kılıç kabzasına tutunup ayağa kalktı.

'Sonunda! Hadi antrenman zamanı. Savaşa çok az kaldı. Planlamalar yapacağız.' Ne planlaması? Yataktan kalkarken hiçbir hareket yapamıyordum. Ne yani, izleyici miyim kendi bedenimde? Lanet olsun, ne halt dönüyor burada? Askı demirliğin üzerindeki gümüşten, ince ince döşenmiş zırhı hiç zorlanmadan giyerken, kendimi resmen nefes almadan izliyordum. Bu ben miyim, yoksa başkası mı? Tanrım bu lanet şey çok rahat kırk kilo vardır! Geleceğin devini mi yedim ne yaptım? Şu kaslara bak! Bu gözler neler görüyor şuan...

Aynadan saçlarımı toplarken daha dikkatli odaklandım. Saçlarım? Kızıllar? Ne? Yatağın yanında ki uzun kılıcı alıp belime bağlayıp botları giyinmek için yatağa tekrar oturdum. Neden olaylara müdahale edemiyorum? İzlemek berbat! Çok şık görünüyordu da, zırhın ortasındaki bu lanet sembol ne anlama geliyor acaba? Odadan çıkıp merdivenlerden inerken herkes eğiliyordu. Prenses olduğumdan olabilir. Tüm askerler karşılarındakilerle talim yaparken onları izleyen iki adama yaklaştım. Ortalarına girip ikisine de omuz atıp durdum. Kimlerdi bunlar? Azcık kafanı çevir be!

Karşımdaki yüze bakarken, kanımın donduğunu yemin ederim iliklerime kadar hissettim. Sağımda Oren, solumda Tut. Nasıl bir cehenneme düşmüş olabilirim ki tanrı beni bu iki şeytanın yanında bıraktı? Ben nasıl bunların yanına geldim?

'Şu gördüğüm avluyu, onların kemikleriyle dolduracağım Oren. Tanrı şahidim olsun, kalbim çarpmayı kesene kadar onu canlı şekilde toprağa gömüp, can çekişmesini keyifle kahvemi içerek izleyeceğim.'

Sen anca kendi ölümünü görürsün şerefsiz! Kahkahalar atarken neredeyse kusmak istiyordum. Kes sesini, gülme! Sanki Simülasyon gibi. Ama değil de. Yapabileceğim hiç mi bir şey yok? Oren, kolunu omzuma atıp karşıdaki mankeni işaret etti.

'Onu İvan olarak düşün. Öldür onu.' Yo. Asla öldürmem. Kılıcı kılıfından çıkarıp mankene doğru koşarken gözlerimi sıkıca kapattım. Lanet olası görüntüyü görmek istemiyorum. Verdiğim bağırış ile son darbeyi vurduğumda gözlerimi açtım. Derin iç çekip görüntüyü inceledim. Manken pert. Mahvolmuş. Deşilmiş. İvan' a bunu mu yapmamı istiyorlardı? İmkânı yok.

'Tam da istediğimiz kıvamda. Baskın yapmaktan hiç zarar gelmez. Bu akşam tamamen son planları yapıp yola çıkıyoruz. Askerlerin son kontrollerini yap Kobra arkasından da toplantı odasına gel.'

İÇİMİZDEKİ GÖLGE - [DEK-2]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin