3.8

4.5K 237 62
                                    

selena gomez| souvenir
-

Evren: Biz nerde buluşacaktık ya?

Kedi: şey

Kedi: ben onu düşünmemiştim ya

Kedi: evren resmen buluşmamamızı istiyor :(

Evren: Ne

Evren: He o evren

Evren: Yok öyle bir dünya

Evren: Bir dakika düşünücem

Konuşmadan çıkıp bana 'gerizekalısın' isimli bakışlarını gönderen Doğan'a döndüm.

"Nerde buluşucaz biz kızla?"
Tiksinircesine bir bakış gönderdi bana. Haklıydı aslında. En son konuştuğumuzdan sonra yaklaşık 10 dakika geçmişti ve benim daha yeni aklıma geliyordu böyle bir şeyi sormak. Kendime küfür etsem yeriydi hem kızı da üzmüştüm, suçlu hissetmesine neden olmuştum.

"Buldum lan!"
Beni kolumdan tutup hayvan gibi bir ileri bir geri sallıyordu canım(!), üstün zekalı (!) arkadaşım.

"Gerizekalı bıraksana!"

"İyi be!"

"Nerde buluşacakmışız?"

"Sahilde!"
En azından saçma bir yer söylemediği için şükrettim ve kediye yazdım.

Çok geçmeden o da onaylayınca rahatça arkama yaslanabilmiştim.

"Doğan?"

"Efendim canem?"

"Sen ilaç milaç bir şeyler diyordun. Mal gibi oturuyoruz lan biz!"
Piç piç sırıtmaya başlamıştı.

"Sen merak etme yiğidim. Daha gelmedi ama gelir az sonra yoldaymış."

"Ne gelir? Sen benle dalga geçmiyorsun değil mi?"

"Ya ne dalga geçicem salak şey. Hem bak-"
Lafını tamamlayamadan zil çalmıştı. Kimseyi beklemediğim için şaşırmıştım. Ama Doğan birini bekliyor olmalı ki ellerini çırpıp kapıya koştu.
Salmıştım artık kendimi, olacakları bekliyordum. En fazla ne olabilirdi ki zaten?

"Hayırlı olsun yavrum!"

"Bora?"

"İlacın geldi. Yani ben!"
Göz devirdim. Sanki Doğan'la ikimiz mal gibi oturmuyormuş gibi şimdi üçümüz mal gibi oturcaktık.

Ordan Doğan öğürür gibi bir ses çıkardı.

"İlaçmış. Bunun kendine hayrı yok sana ilaç olmayı düşünüyor! Aman ne ilaç..."

"Doğan duydun mu sesi?"

"Ne sesi lan?"

"Kalbimin kırılma sesini."
İkisine de onlardan iğrenircesine bakıyordum. İkisi de maldı.

"Üf Bora bir siktirip gider misin kardeşim?"

"Hayır."
Araya girmem gerektiğini düşünmüştüm nedense. Aslında nedense değildi. Bunları bıraksam sabaha kadar konuşurlardı. Ama benim yaklaşık üç saat sonra sarılmam gereken bir kız vardı.

"Lan bir susun artık! Nasıl ilaç olacaksın bana Bora Bey?"

"O iş ben de, koç!"

"Benim aklıma gelmese sende de olmayacaktı, koç!"
Atışmalarına son versinler diye yastık atmıştım ikisine de.

"Uzatmayın salaklar!"

"Tamam be!"

"Ağlama hemen," Bora elindeki siyah poşeti getirip önümüzdeki sehpaya koymuştu. "Al sana ilaç."

öhücük [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin