5.5

3.7K 194 88
                                    

carla morrison| disfruto
-

"Hiçbir şey söylemedi mi yani?"

"Hayır, tek kelime etmedi. Bildiğimi bilmediği için söylememiş olabilir, bu normal bir şey. Sonuçta anında 'Evren'in peşinde eli kirli kişiler var.' diyemezdi."
Onaylar gibi başımı salldım.

Anneme bir kere bile sarılamadan kovulmuştum yanından. Hem de onun tarafından...

Ne diye bu kadar sıkıyordu, anlamıyordum. Tamam, tehlikeli olabilirdi fakat onların varlığını bilerek daha fazla onlardan uzakta kalmak istemiyordum. Onlar beni kendi elleriyle başka birilerine verirken nasıl dayanmışlardı? Bu kolay bir acı değildi. Çekilecek türden hiç değildi.

"Telefonum sende mi Asal?"
Kafasını salladı ve arka cebindeki telefonumu çıkarıp bana doğru uzattı.

Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı. Bu, ayık kafayla çekilecek türden bir acı değildi.

Saat akşam sekize geliyordu ve Asal'ı evde tek bırakmak istemiyordum. O yüzden ilk Nil'e ardından da Dicle'ye mesaj atıp buraya gelmelerini rica ettim. Onlardan olumlu yanıt alınca Doğan ve Bora'yla olan grubumuza girdim.

Evren: Selim Abi'nin yeri, yarım saat sonra.

Doğan anında çevrimiçi olmuştu.

Doğan: Hey hey hey kaptan

Doğan: Selim Abi'nin yerine en son bize ailenden bahsettiğin zamanda gitmiştik

Doğan: Ondan bu yana noldu aq

Doğan: Ne hareketli bi hayatın var

Bora: ne sandın reis

Bora: evren ışık akcan, o

Doğan: O ne lan evli kadınlar gibi

Evren: Bir kere boş yapmayın amına koyayım ya

Evren: Kötüyüm işte

Evren: Bir araya gelelim anlatıcam

Doğan yazıyor...

Evren: Ve hayır Doğan burdan yazmayacağım neyle alakalı olduğunu.

Doğan: Kırdın beni GADDEMİT

Onların salak konuşmasını daha fazla dayanamayıp uygulamadan çıktım ve telefonu kapattım. Ulaşılmak istemiyordum.

Gözlerim Asal'ı aradığında birine kapıyı açtığını duydum.

"Ben geldim abilerin en bir tanesi!"
Nil'in şen sesini duyduğumda oflayıp ellerimle dizlerimden destek aldım ve oturduğum yerden ayaklandım.

Burası birazdan kızlar bölgesi olacaktı ve bünyem bunu kaldırmak için çok yorgundu. Selim Abi'nin yerine erken gitsem bir şey olmazdı herhalde.

"Hoşgeldin ve görüşürüz."

"Gidiyor musun?"
Bakışlarım anında Asal'ın gözlerini hedef almıştı. Duygularını çözmeye çalışıyordum fakat gayet belli ediyordu. Benim için endişeleniyordu...

"Bizimkiler çağırdı. Şimdi davete icabet etmek gerekir."
Elimi enseme atıp kirpiklerimin altından ona bir bakış attım. Gün içinde yorgun düştüğüm için tedirgindi dışarı çıkmam konusunda. Fakat beni en iyi tanıyan o olduğu için şu anki duygularımı anlıyordu ve evden uzaklaşmam gerektiğini fark etmişti.

öhücük [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin