İyi okumalar...
Arabadan indğimizde en önde abim onın arkasında Başak ve Başağın koluna yapışmış bir adet ben vardım. İçeri girdiğimizde Başağın koluna daha da sıkı yapıştım. '' Yaa kızım kopartcan mı napcan anlamıyorum ki'' '' Pardon Başak yaa. Napıyım herkes bize bakıyo. Malum bende pek alışk değilim değilim böyle ortamlara.'' '' Bakarlar tabii kızım güzele bakmak sevaptır.'' dedi ve kahkaha patlattı. Boş bir masa bulduk ve tam oturacakken Emre malı geldi. Bende diyodum ki bir gün bana bulaşmazsa dişimi kırıcam . Kırmama ramak kalmıştı o derece yani. '' Hey ezik dans edelim mi?'' ben ha senle ha dans etmek haa aslaa!! Tam ona gülüm bu sevdadan vazgeç dans mans etmiycez diyecektim ki kendimi dans ederken buldum. Allahım neydi günahıımmm?? Başak tan yana bir umudum olabileceğini düşünmüştüm ama kendisi hemen tüymüştü. Sağol cınım ya kankalık bu günler için(!!!) Gözlerim Başağı araken bir yandan da beceriksizce dans etmeye etmeye çalışıyordum. Sonunda onu bulduğumda sarışın bir çocukla konuşuyodu. Ohhh keyifler keko Başak hanım. Ama ben hele bir şundan kurtulayım görürsün sen. Ne de olsa intikam soğuk yenen bir yemektir. Emre ile on dakika kadar dans ettikten sonra '' Şey ben artık gidiyim en iyisi.'' dedim ve bişey demesine vakit kalmadan açık büfeye doğru koşmaya başladım. Bir bardak meyve suyu aldıktan sonra Başağın yanına ilerledim. Ne de olsa alınacak bir intikamım vardı. Ulaşmama birkaç adım kalmıştı ki dans eden bir çift bana çarptı ve elimdeki meyve suyu kızın üstüne döküldü. Kız orospu Ezgi, erkek ise sınıfa yeni gelen taş çocuktu. Ezgi gerizekalısı bas bas bağırıyordu çünkü elbisesi tam anlamıyla maffolmuştu. Çocuksa gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi. '' Baksana salağa yaaa hala özür dilemedii'' '' Niye dileyecek mişim siz ban çarptınız. Deli mi ne??'' '' Yaaa Berk şuna bişiy söyle yaaaa.'' Bana döndü ve '' Çok haklısın biz sana çaptık . Kendi adıma ve Ezgi adına özür dierim'' dedi. Yaa Allah'ım sen bana sabır ver. Çocuk hem kibar hem taş. Ben böyle çocuğa aşık olurum arkadaş. İyice saçmaladım. Kendine gel Liva kendine gel... Ezgi malı Berk'in bu sözleri üzerine ayağını yere vurdu ve gitti. O gider gitmez Berk ve ben kahkaha atmaya başladık. Kahkahalarımız son bulduğunda elini uzattı ve '' Ben Berk dedi. Biliyorum gulüm biliyorum diyemedim tabii ki. '' Ben de Liva'' '' Değişik bir isim her neyse dans etmek ister misin??'' Allah'ım bu ne böyle iki taşa aynı gün bana benimle dans eder misin diye soruyo.( Yani biraz abatmış olabilirim sonuçta evlen teklifi etmediler yaaa. Ama yine de pek alışık değilim böyle şeylere) Hemen tamam dedim ve dans etmeye başladık uzun bir süre dans ettikten sonra gözleri dudaklarıma kaydı ve gitme vaktimin geldiğini anladım. '' Yaaa şeyy ben artık oturayım dedim ve boş sandalyelerden birine otudum. Beş dakika sonra bir bira almaya karar verdim. Ne de olsa gece böyle bitmemeliydi. Biranın tadı içtikçe güzelleşti ve bikaç tane daha içmeye karar verdim. Birkaç şişeden sonra iyiyce çakırkeyif olmuş ve ben güzele güzel demem kafam güzel olmadıkça moduna gelmiştim. Başak yanıma geldiğinde onun durumunun da benimkinden pek farklı olmadığını fark ettim. Parti neredeyse bitmişti. Sadece ben, Berk , Başak ,Emre ( sonuçta partinin sahibi o) ve Ezgi( kızın üstü meyve suyuna bulanmıştı ama hala buradaydı.Abim beni bırakıp gitmişti ama kendisi öküzün tekiydi zaten ondan başka bişey beklemek yanlış olurdu. Başak '' Liva şişe çevirmece oyniycaz gelcen mi?'' ''Geliyom gulüümm'' dedim ve yalpalya yalpalaya yanlarına gittim. Uzun ısrarlar üzerine şişeyi ilk Ezgi çevirdi. Soran kısmı Başak ta cevaplayan kısmı ise Berk te durdu. Başak bana göz kırptı ve'' Liva'yı dudağından öp '' dedi. Zar zor açtığım gözlerim kocaman oldu ve '' neeeeeee olmazzz hayattaaa olllmmmaazzz asllaaaaa.... ve lafımı Berk'in dudakları böldü.
Güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum en azından benim içime sindi- Defne
