1. Bölüm: O Gün

2K 91 148
                                    

O gün insanoğlu acı bir şekilde hatırladı devlerin boyunduruğu altında yaşamanın verdiği korkuyu ve sur denen kafeslerin içinde yaşamanın verdiği utancı.

Yıl:845 Wall Maria yıkılmadan birkaç saat önce.

Lynx'den

"Ben Lynx Ackerman. Yüzbaşı Levi'nin oğluyum.
Bu hikaye çok güvendiğim insanlarla hiç düşünmeyecekleri şekilde yeniden karşılaşmamı anlatıyor."

* * *

Babam sefere çıkacağı için Wall Rose' dan Wall Maria'ya teyzemin yanına gelmiştim. Babamla annem sefere gideceği zaman hep teyzemde kalırım. Gerçi bu sefer sadece babam vardı...

Teyzemle beraber Keşif Birliğinin atlarla gelmesini bekliyorduk. Çan sesi ile beraber herkes bir noktaya kilitlenmişti. Bazıları yine birçok cesetle gelecekleri için her zamanki gibi lanetler savuruyor. Bazıları moral sözleri söyleyip tezahürat yapıyordu. Herkes farklı şeylerden konuşurken tek bir konuda herkes hem fikirlerdi. "Kaptan Levi". Babama devler karşısındaki ezici gücünden dolayı herkes saygı duyardı. Bu yüzden babam hakkında konuşulanları dinlemek hep hoşuma gitmiştir. Bu yüzden her zaman yaptığım gibi konuşulanlara kulak kesilmiştim.

Orta yaşlı bir adam "Hey, bak. Bu Yüzbaşı Levi. İnanılmaz güçlü olduğunu duydum." dedi.

Yanındaki adam da hevesle "Bütün askerlere denk olduğunu söylüyorlar. Ona boşu boşuna 'insanlığın en güçlü askeri' demiyorlar" dedi.

Karşımdaki sevgili olduğunu düşündüğüm bir çifti dinlemeye başladım. Biraz uzaklardı ama duyularım keskin olduğundan anlayabiliyordum.

"Binbaşı Erwin'in önceki seferde hiç kayıp vermediğini duydum. Komutan Keith yerine Erwin Smith komutan olsa belki insanlığın bir umudu olabilir." diye söylenmişti bir kadın.

Yedi - sekiz ay kadar önce Keşif Birliğinin yeni Komutanı Keith Shadis olmuştu ve bununla beraber ölüm oranları artmıştı. Bu Erwin ile Keith'i ilk karşılaştırmaları değildi. Wall Rose'da da bu karşılaştırmayı çok sık duyuyordum.

Gerçi yandaki adam pek ye tınlamamıştı kadını, sadece "Devlerin köklerini kurutun  Kaptan Levi" diye bağırmıştı.

Teyzem'e döndüğümde usulca başımı okşadı. "Babanı gerçekten seviyorlar değil mi Lynx"

Hevesle başımı salladım. Teyzem bunu babama iltifat olarak söylemişti ama nedense geldiğimizden beri babama karşı mesafeliydi. Askeri Polisden aile dostumuz Leon teyzeme kaş göz işareti yapınca teyzem bana burada beklememi söyleyip alel acele adamın yanına gitmişti.
Orada sessizce keşif birliği askerlerine bakarken
Komutanın bağırması beni ürkütmüştü.

"Askerlerim onlara insanoğlun öfkesini gösterin"

Bir - iki dakika içinde tüm askerler surların dışına çıkmıştı. Arkalarından hayran hayran bakarken teyzemin elini görmem bir anda ne konuştuklarını merak etmeme yol açmıştı. Onu önceden de bir kez daha görmüştüm. Üç hafta önce cinayete kurban giden annemin katilini bulması için teyzemin isteği ile vakayı almıştı. Sanırım babamın bundan haberi yoktu çünkü teyzem bu adamla babamın sefere çıkmasından sonra anlaşmıştı.

Ne konuşuyorlardı acaba?

Biraz dinlesem sorun olmaz herhalde.

Eğer annem ile ilgili ise benim de öğrenmeye hakkım var, değil mi?

Merakıma yenik düşüp insanların arasından hızlıca geçip gizlice duvara yaslandım ve konuşulanlarını dinlemeye başladım.

'Bir dakika Leon kardeşimi o öldürmüş olamaz. Ağzından çıkanı kulağın duyuyor değil mi senin?"

Lynx Ackerman Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin