Neden?
------------------------
Haftalar geçmişti yalnızca.
Zaman durmuştu benim için. Canım yanmıyordu artık sadece donup buz tutuyordu yüreğim..
Hayatımda sorgulayıp da yanıt alamadığım soruların sayısı hayli artıyordu. Artık ağlamak yerine yalnızca susup, büyük annemin antika koltuğuna uzanıp hayatımı gözden geçiriyordum. Yalnızca şizofrenler gibi etrafı seyredip, kendimle konuşuyordum ama en çok susuyordum. Bu aralar yalnızca sessizlikti dostum..
İzleniyordum. Evet, buna emindim artık. Biri tarafından gözetleniyordum. Hemde her dakika! Artık buna da bir çare bulamıyordum. Sürekli etrafı kolaçan etmekten ben de yorulmuştum ama eğer o kimse onu bulacaktım. Yemin etmiştim. Onu bulacaktım! O veya onlar, her kimse, bulamayıp izlendiğim her an, kafayı yiyecekmiş gibi hissediyordum.. Tükenmiştim sanki.
Hayat mı benden bezmişti, yoksa ben mi hayattan, bunu bir türlü çözemiyordum. Olmuyordu..
Attığım her adım, beni dibe batırıyordu. Bastığım yer dikenlerini üzerime savuruyordu.
Okula gitmeye karar vermiştim artık. Hiç istemesemde, nefret etsemde, orada evde olduğumdan daha güvenli hissederdim belki kendimi. Zaten orada herkes beni insan değilmişim gibi izliyordu, bu kadar rahatsız olmazdım belki de..
Bu kadar iç bulantısı şimdilik yeterdi.Geceleri gözüme uyku girmiyordu yine. Sürekli yatağın içinde dönüp duruyordum. Evet. İzliyordu yine, farkındaydım artık ama başımı kaldırıp bakmaya, arayıp yine bulamamaya mecalim yoktu. Yine yeni bir hayâl kırıklığına..
Sabahın son ışıklarına kadar gözlerimi yumup bir dakika bile uyuyamamıştım. Sorular döndükçe beynimde yalnızca beni izleyenin bir silüeti canlanıyordu gözümün önünde, bu bir erkek silüetiydi.. Gözleri ışıltılı biri ama benim göremediğim..
----------------------------------Bitkinlikle kalktım yatağımdan, duş almalıydım, biraz rahatlamalıydım artık ama izlenme korkusu vardı hâlâ içimde..
Umarım beni izleyen o aptal gözler bir erkeğe ait değildir ve bu sadece bir yanılgıdır diye düşünerekten hemen banyoya girdim ve suyu sonuna kadar açıp yere çöktüm, suyun altında uzun bir süre düşündüm yaşadıklarımı, zaman durmuş gibiydi, akan suyun sesini dahi duymuyordum, öylesine derindi derdim..
Ama o da neydi öyle, kalbim yerinden çıkacakmışcasına atıyordu, korkuyordum. Kabinin arkasında hareket eden bir karaltı gördüğümü hissetmiştim!
Hemen ayağa kalktım. Elimi havluya uzattım, yetişemiyordum, alamıyordum havluyu. Bu olamazdı, hayır! "Kimsin? Ne istiyorsun benden? Yalvarırım çık ortaya.." dedim tedirginlikle etrafı süzerek.
"Kahretsin!"
Kaybolmuştu birden...
Yine yok olmuştu her zaman olduğu gibi sadece perdeler ardında gözleri vardı üzerimde. Banyodan çıktım ve telaşla hazırlanıp hemen birkaç hafta öncesinde kapının önüne fırlattığım çantamı da alarak caddeye fırladım. Hızlı ve tedirgin adımlarla okula ilerledim..
----------------------
Sonunda gelebilmiştim bu lanet olası yere.. Yine hepsi o aptal gözlerini dikmişti üzerime. Onlara aldırış etmeden sınıfa ilerleyip çantamı herhangi bir sıraya fırlatıp dışarı çıktım. Her zaman olduğu gibi yine yalnız bir şekilde bahçede oturmuş düşünüyordum ama biri yaklaştı yanıma ve elini omzumda hissetmem bir oldu.
"Hey, merhaba, ben Colin" demişti, elini tanışma mahiyetinde uzatarak.
Hiç cevap vermeyip aldırış etmeden önüme döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERDELİ GÖZLER
Misterio / Suspensoİki çift aptal göz müydü hayatımı böylesine altüst eden? Peki yaşamım boyunca sürekli, onları mı hissedecektim ardımda? Ama hayır, buna izin veremezdim! Cehenneme dönen hayatım kimin ellerindeydi? Sürekli sessizliğinde boğulduğum zifiri geceler, ben...