3.3

11.7K 739 505
                                    

Eylül' den

"Ömer aç kapıyı artık, Allah' ın cezası!" diye bağırırken elimdeki telefonu diğer elimin avucunun içine vurdum. Şükür Ömer' in anne ve babası doktordu da bu saatlerde evde olmuyorlardı. Bu yüzden daha da rahat hissederek tekrar bağırdım.

"Ömer kriz vakitleri nereye kayboluyorsun sen ya?"

Artık yerimde duramazken ayağımla kapıya birkaç tekme savurdum, heyecandan elim ayağım birbirine dolaşmış ve ne yapacağımı bilemez bir durumdaydım. Saçlarımı düzleştirirken Eray' ın yorumunu görmüştüm ve şu an saçımın yarısı düz yarısı dağınık haldeydi. O yorumu görüp de saç düzleştirmeyle uğraşmaya devam edecek hâlim yoktu ya. Saçımın dağınık tarafını aynı zamanda karışmaması için birkaç tokayla tutturmuştum ama o kadar acele gelmiştim ki o tokalar bile hâla duruyordu. Üzerimde de pijamalarım vardı ama o sıkıntı değildi.

Kapıya sertçe bir tekme daha atıyordum ki aniden açılması ve karşımda gözleri büyümüş ve benim gibi pijama giyen Ömer' i görmem bir olmuştu.

"Eben Eylül, rahat rahat işeyemeyecek miyim ben?" diye bağırdığında onu umursamadan ittirerek evine girdim ve salona doğru ilerledim.

Arkamdan gelirken hâla söyleniyordu. "Özür mü dilersin? Ne gerek var Eylül' cüğüm biz zaten arkadaşız aramızda lafı olmaz. İçeri buyurmaz mısın?" dedikten sonra bakışları koltukta oturan bende durdu ve gözlerini kocaman açarak sahte bir şekilde şaşırmış gibi yaptı. "Aa zaten buyurmuşsun." Kısa bir soluk alıp devam ettiğinde ben hâla bitirmesini bekliyordum. "Ayrıca bu tip ne? Habeş maymunlarına dönmüşsün."

Yerimde duramayarak koltuktan kalktım ve elimdeki telefonun ekranını açıp Ömer' in gözünün önünde salladım.

"Ömer orada ne yazıyor görüyor musun?" O kadar heyecanlıydım ki konuşmadan önce bir kez kekelemiştim. Ömer sertçe elimden telefonu çekip alınca ne yaptığını anlamaya çalışır gibi ona baktım.

"Geri zekalı, sen öyle sallarken nasıl göreyim ne yazdığını?" diyince ona hak vererek yorumu görmesini bekledim.

Gözlerini fotoğrafın yorumlarında gezdirdikten sonra sonunda beklediğim yorumu görmüş gibi gözleri büyüdü ve şokla bana döndü.

"Yok artık! Oha oha oha!" diyerek benden bile çok heyecanlandığında birden bire aynı anda sevinç çığlığı attık.

"Ömer gördün değil mi? Bana yorum yapmış, bana ya. Başkasına değil, bana!" dedikten sonra kendimi durduramayarak kıkırdamaya başladım. Ömer de benim gibi gülerken telefonu alnıma doğru uzattı. Ben kaşlarımı çatıp alık alık bakınca açıklama ihtiyacı hissetmiş olacak ki "Sen artık bunu alnına yapıştır gez bence." dedi. Gülerek eline vurdum.

"Ya ama bunun anlamı ne şimdi? Eray benim kim olduğumu mu anladı sence?" diye endişeyle sordum. "Anlamamıştır ya, o kadar yanındayken Yeşim' e verdim telefonu. Gerçi salak Yeşim kendi gibi konuştuğu için soğuk yapıyorum sanmış Eray ama olsun." diyerek Yeşim' i yolacağımı aklıma kazıdım. Salak olsa da seviyordum, ne yapacaksın...

"Yani anlamadıysa daha fena bence kanka. Bu o zaman Eylül olan sana mı yürüyor? Ben bir halt anlamadım. Bilinmeyen hâline de yürüyor gibi. Yavşak mı bu çocuk?" dedikten sonra kendi kendine gülerek ekledi. "Sen de Superman gibisin. Gündüzleri Eylül, geceleri Bilinmeyen."

Ona gözlerimi devirirken aklıma gelenle kafamı kaldırarak Ömer' e baktım. "Ömer ben bu yoruma cevap vereyim mi şimdi?"

Ömer hızlıca kafasını aşağı yukarı salladı. "Tabii ki ver salak. Sen de gülücük at."

Terzin Ben Değilim| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin