3.7

9.4K 835 515
                                    

Medya: Ömer

Eylül' den

"Ama ben artık sakin kalamıyorum Ömer!"

Boş sınıfta bir ileri bir geri volta atıp ve durmadan söylenen benim aksime, Ömer sırtını bir sıraya yaslamış ve sessiz bir biçimde beni izliyordu.

"Eylül kanka biraz sakin mi olsan? Ya bak ben de ilk başta sinirlendim..." diye başlamasıyla öfkeli bakışlarım onu bulunca boğazını temizleyerek düzeltti. "Tabii hâla sinirliyim ama bak bir düşün, rol yapmak için yaptı Eray. Yoksa hayatta demez öyle bir şey."

"Rol yapmak için Tuğçe salağını kıskandığımı söyleyip onun egosunu şişirmesi ya da okuldaki en güzel kız olduğunu  söylemesine gerek mi vardı Ömer?" Aklıma gelenle ekledim. "Ha, bir de telefon numarasını vermesi var. Neden verdi acaba, o da muamma? Mesajlaşacaklar bir de bu kızla."

Ömer bir süre sessiz kaldı, ben ise sıraların arasında turluyordum sürekli. Yerimde duramıyordum ki.

"Kızım sen de o kadar zaman çocuk başkasını severken böyle kıskanmıyordun he..."

Bu dediğiyle bir an yürümeyi bıraktım ve düşündüm, Eray Ece' yi sevdiği hâlde bu kadar kıskanmıyor muydum cidden? Kendi kendime güldüm, belki de Ece Eray' a hiç o anlamda bakmadığı için bu kadar rahattım. Tuğçe öyle mi, kız yavşağın teki resmen. Sürekli bir Eray' a dokunma çabalarında oluşu zaten beni ekstra sinir ediyordu. Kız önce en yakın arkadaşımın geceler boyu aşk acısı çekmesine, hatta ağlamasına sebep olmuştu. Şimdi ise sevdiğim çocuğa sarkıntılık ediyordu. Gerçi Eray da Tuğçe' ye benim hakkımda neler neler dedi...

"O başka, bu başka Ömer. Herneyse ya bak sabah o kadar güzel konuşuyordu ki benimle, böyle ben onunla küsmeyeyim diye Tuğçe ile olan randevusunu iptal etmişti." O an ne kadar mutlu olduğum aklıma gelince istemsizce yine gülümsedim ama öğlen olanları hatırladığımda gülümsemem hızlıca silindi. "Sonra yaptığına bak bir de!"

Ömer artık yarım saattir söylenmelerimden bezmiş olacak ki yine Eray' ı savunmak için harekete geçti. "Ya çocuk zaten Tuğçe' den hiç haz etmiyor. Rol icabı öyle demiştir."

Sinirle ona döndüğümde kendime engel olamadan "Başlayacağım rolünüze..." diye mırıldandım. Daha sonra sıralardan birine çökerek Ömer' e döndüm. "Ömer ben ne yapayım şimdi ya? Kendimi dondurma kabında sarma bulmuş gibi hissediyorum."

Ömer bu dediğime hafifçe sırıttı. Ben ise iki elimle başımı kavrayarak düşünmeye başladım. Bugün çıkışta Yeşim ile beraber alışverişe gidecektik, o yüzden her zaman olduğu gibi okul forması giymemiştim. Yeşim, Bora ile girdiği iddiayı kaybettiğini söyledikten sonra başka hiçbir şey eklemeden alışverişe gitmemiz gerektiğini söylemişti. Aniden böyle bir istekte bulunması beni biraz şaşırtmıştı çünkü alışveriş yapmayı sadece yemek içinse seven biriydi Yeşim.

"Eylül bence akışına bırak. Sen bir şey yapma, Eray ne yapacak onu bekleyelim. Olur mu?"

Ömer' in sesi beni düşüncelerimden uzaklaştırırken bir süre dediği şeyi düşündüm. Aslında baya mantıklıydı, Eray' ın ne yapacağını merak ediyordum.

"İyi dedin, bence de öyle yapalım."

Ömer sakince kafasını salladıktan sonra bir anda genişçe gülümsedi. "Oha!" Ne olduğunu sorgulayarak ona baktım. Bana dönerek sırıttı. "Hep sen mi kıskanacaksın böyle, bence biraz da Eray' ı kudurtalım."

Bu dediğine istemsizce güldüm. "Eray beni niye kıskansın? Saçmalama."

Ömer bana salakmışım gibi baktı.

Terzin Ben Değilim| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin