-13-

3.7K 170 55
                                    

ÖNEMLİ!!!!

Arkadaşlar kitabı iki ayrı karakterden de yazdığım için bölümler o kadar güzel ve keyifli gelmiyor olabilir, bazen o karakterle ilgili o an yazacak başka bir şey de kalmıyo o yüzdwn kısa bölümler.

bir bölümde iki karakteri de yazmak istemiyorum ve formatı da değiştiremem. ben her zaman okuyucumu dinleyen bir insan oldum o yüzden tavsiye eleştiri hwr şeye açığım

direkt yazdığım gibi atmıcam düzenlicem ve daha güzel olması için uğraşacam geç gelebilir o yüzden yazmak için yazıyormuşum gibi geliyo bazen

bölümler haftada iki gün gelcek bir asya bir atlas ve uzun uzun yazmaya çalışıcam bakalım iyi okumalarrr

ASYA

"Neden ben?" diye sordum önümdeki geniş çiftliğe bakarken.

"Çünkü," dedi, "bilmiyorum, her şey dönüp dolaşıp sana geliyor."

Kalbim tekrar hızlı atmaya başlamıştı. Neden kalbimiz hızlı atar ve elimiz ayağımız boşalırdı ki bazen? Şaşkınken, mutluyken bu tarz tepkiler vermiyorduk. Korkuya çok benziyordu aslında ama Atlas'tan korkmuyordum. Neydi o zaman?

İlk defa Atlas'ı bu kadar rahat okuyabiliyordum ve gözlerindeki hüzün bir yerden tanıdık geliyordu. Yüz ifadesi katıydı ama gözlerine ulaşamıyordu bu defa duygusuzluk.

Bana gelmişti ve yardım istemişti. Ne yapacağımı tam olarak bilmiyordum ama hemen annem ve babamdan izin alıp peşine takılmıştım.

Annesi.... galiba çok hastaydı ve ben de sanırım Atlas'ın arkadaşı sıfatıyla ordaydım. Neden benden yardım istemişti? Rüyamı hatırladım, ona yardım etmek isterken aynı çukura saplanmıştık ve elimden bir şey de gelmemişti.

"Annen..." dedim acı bir sesle.

"Annem... ölüyor kızıl."

"Atlas.. ben çok üzgünüm."

Atlas bana dönüp derin bir şekilde bana bakmaya başladı. Bir şeyler söylüyordu ama ben anlamıyordum.

"Atlas oğlum yanındaki kim? Gelin bakalım buraya, ne de güzelmiş maşallah."

Uzaktan bize seslenen ve koşan kadını görünce Atlas bir şey söylemek için açtığı ağzını kapattı ve kadına doğru yürümeye başladı. Tombik bir kadındı ve hiç de hasta görünmüyordu. Annesi bu olamazdı.

"Atlas nerden buldun bu kızı? Şu ateş gibi saçlara bak, aslında biraz da portakala benziyor. Gözlere bak hey maşallah."

Portakal mı?

Karşımdaki sevecen güleç kadına gülümseyip elimi uzattım.

"Asya ben," diyince kocaman sarıldı.

"Yavrum ne tokalaşması? Sen de benim kızım sayılırsın. Sayılır mı oğlum?" Atlas'ı oğlu olarak görüyordu sanırım, o yüzden benim gelin adayı olabileceğimden şüphelenmişti demek ki. Düşüncesi bile komikti, o yüzden gülmemeye çalıştım. Atlas derin bir nefes verip,

"Sayılır Ayten abla," diyince gülüşüm dondu ve kalbim yine hızlı atmaya başladı. Yüzüne garip bir ifadeyle bakarken Atlas,

"Ayten abla, biz birazdan geleceğiz. Sen anneme haber verebilir misin?" dedi tombik kadına ithafen. Kısa boyluydu ve aşırı şekerdi. Bana kocaman gülümseyip,

"Tamam hadi çok bekletmeyin bizi," diye heyecanla bağırıp koşar adım eve yürüdü tekrar.

"Ne demek sayılır," dedim nerdeyse fısıldayarak. Kalp hastalığım ses tellerime de etki etmeye başlamıştı artık. Bir de tükürük bezlerime... çünkü dilim damağım kupkuru olmuştu.

YATAĞIMDAKİ KIZIL #Wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin