-22-

2.9K 123 30
                                    

canım sıkıldı yazdım vote+yorum bekliyorummm hadi bakalım bunu atınca 6k olsunnn iyi okumalar

ATLAS

"Yaptığın şeylere hiç anlam veremiyorum abiciğim. Ne istediğini biliyor musun?"

Engin'in sorusuna biramdan bir yudum alarak cevap verdim.

"Onu incitmemek," dedim kısaca. "Tek istediğim onun incinmemesi."

"İncitebileceğin kadar incitmişsin artık," dedi bana umutsuz bir vakaymışım gibi bakarken. "Dua et Begüm'ün kulağına gitmesin bunlar."

Engin'e de niye anlattığımı bilmiyordum. Olaylara farklı bir bakış açısından bakmak istemiştim belki de. Kararım değişmeyecekti, Asya'nın hayatına girmeyecektim. Yeterince üzmüştüm onu bu değişken tavırlarımla. Onu daha fazla yormayacaktım ama dertleşmek de iyi geliyordu. Engin dobra bir insandı, Begüm kadar olmasa da. Düşündüğü şeyleri direkt söylüyordu. Ağzıma sıçıyordu kısacası.

"Ayrıca bir ilişki olacaksa eğer hep baskın karakter olacağını düşünmüşsün. Kendi karamsarlığını ona bulaştırmaktan, onu üzmekten korkuyorsun anladım da tam tersi de olabilir. Belki Asya sana kendi iyimserliğini, renkli kişiliğini bulaştıracaktı."

"Sanmıyorum," dedim kısaca.

"Nasıl bu kadar eminsin kardeşim, hadi söyle."

"Umut gidince yaşama zevki de gidermiş. Benim umudum, hayallerim bile yok. Elimden alındı. Bu halde sağlıklı bir ilişki kuramayacağımı düşünüyorum."

Engin dediklerimi bir süre içinde tarttı ama düşündüğünden vazgeçmedi.

"Ben öyle düşünmüyorum ama senin hayatın," dedi vazgeçerek. "Asya'ya olan güvenim tam, onun umudu senin acılarından daha güçlü. Umarım sen de benim lafıma gelirsin bir ara."

Başımı sallamakla yetindim, ikimiz de karşı karşıya oturup biralarımızı içmeye devam ettik.

"Sonuç olarak varlığını da başkasına devrettin, değil mi?"

"Daha değil, geçici bir yönetici varmış. Ben çok anlamam bu işlerden," dedim omuz silkerek.

"Babaannenle görüştün mü hiç? Cenazeye gelmemişti en son."

"Görüşmedim. Görüşmeyi de düşünmüyorum."

"İnsanları çok rahat kestirip atıyorsun," diyince,

"Onlar da annemle babamı çok rahat kestirip atmışlar ama," dedim anında. Bu muhabbeti hiç sevmiyordum. "Dolayısıyla beni de."

"Deden neden her şeyi sana bıraktı ki o zaman? Çok saçma."

"Her şeyi değil, çoğunluğu ama evet saçma. Vicdan azabı çekti galiba. Annem istemese yüzlerine bile bakmazdım ama. Gerçi annem de bu konuda gizemli davranıyordu hep. İşin içinde bir bit yeniği var ama umursamıyorum artık."

"Evet evet, bir şeyler saklanıyordu bence senden. Sen annen ve babanın hikayesini nereye kadar biliyorsun?"

Bu soru beni düşünmeye itmişti. Annem sadece güzel anıları anlatıyordu, kötü anıları aklından silmişti sanki ya da benim bilmemi istemiyordu. Nasıl tanıştıkları, evlendikleri ezberimdeydi ama babamın nasıl öldüğü hep bir muamma olmuştu. Ben üzülürüm diye de anlatmamış olabilirdi.

"Hepsini biliyorum sayılır," dedim biramın son yudumunu içerken.

"Babaannen bir şey anlattı mı peki? Bir evlilik, annenle babanın aşık olması her şeyi silecekleri kadar büyük bir olay mıydı yani?"

YATAĞIMDAKİ KIZIL #Wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin