Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Burçin'den...
Ben Burçin. Küçük bir mahallede büyüdüm ve burası dünyam oldu. Benim mahalle arkadaşlarımdan başka arkadaşım olmadı ki..
Babam,yıllar önce bizi terk edip gitmiş,annemse o gittikten sonra bize karşı bencilleşmişti.
Ben ve küçük erkek kardeşim'i annem büyütmedi,biz kendimiz büyüdük. Hâlâ Ener'in yeni doğduğu zamanlar geliyor aklıma.Babam doğumdan bir ay önce bizi terketmişti.
Ener benden daha şanssız bir çocuktu,babasını bile tanımıyordu.
Ama biz iki kardeş,ayakta kalmayı becermiştik.Ben şimdi çalışıyordum, okumak gibi bir şansım yoktu. Annem gece geç saatlere kadar pavyonda şarkıcılık yapıyordu fakat kazandığı para sigarasına ve içkisine anca yetiyordu.
Evin tüm ihtiyaçlarını ben ve her ay köyden üç beş kuruş gönderen babaannem ödüyordu.Ama bunlar bile moralimi bozacak kadar kötü detaylar değildi. Ben hayata bağlıydım,pozitifdim,azıcık erkek fatmaydım.
Ama ben buydum işte,Burçin Balcı buydu.
Selim Yıldırım.
Tüm sınırlarımı yıkıp geçen adam,her gözlerine baktığımda bir daha bakmak istediğim..
Bir sonbahar sabahı tanıştım o kahverengi gözlerle.İşte o sonbahar sabahı ben bittim.
17.10.2019
Bugün Ener'in veli toplantısına gideceğim için bir ilk yapıp üzerime uzun,pembe rengi bir etek,kolsuz bir kazak geçirmiştim.Annemden aldığım uzun,pembe kol ve göğüs detayları olan hırkayı da üstünden giydim.Çok hafif makyaj yapıp annem'in düzleştiricisiyle saçlarımı şekillendirdikten sonra hazırdım.
Öyle kot tişörtle gitmeyecektim,zaten her konuda dışlıyorlardı kardeşimi,birde ablasının haline göre yargılamalarına izin vermezdim.
Hızla odamdan çıktığımda salonda sızmış annemi gördüm.Genelde sabaha yakın gelir,salonda sızardı zaten.Ener erkenden çıkmıştı görünüşe göre,toplantı ikide olacağı için 09:00'dan 13:00'e kadar çalışabilirdim sanırsam.Bugün cumartesi olduğu için okulumda yoktu ve kafeye erkenden gidebilecektim.
Botlarımı da ayağıma geçirip anahtarlıkta duran ev anahtarlarını aldım ve annemi uyandırmamaya dikkat ederek sessizce çıktım.Kapıyı kilitleyip apartmandan tamamen uzaklaşdıktan sonra on beş dakikalık yolculuk sonucu kafeye varmıştım.
Daha çok tatlılarımız için gelirlerdi buraya ve çoğunlukla saat on ikiden sonra.Müşterinin olmayacağını bilerek kafeye girdiğimde sessizlik bana huzur gibi gelmişti.
Çabucak mutfağa geçtiğimde Çağla ve Asiye abla çoktan gelmiş,kurabiyeleri yapmaya koyulmuştu.Kurabiyelerimiz gün boyunca en çok satılan tatlı olduğu için her gün mutlaka yapar,hazırda saklardık.