Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bavullarımla birlikte İzmir sokaklarında dolanıyordum. Soğuğu hissederken tüm iliklerime yayılmasını istedim.
İlk gördüğüm taksiye atlayıp evin yolunu tuttum. Onlardan başka gidecek kimsem yoktu, her ne kadar benden nefret etseler de.
On beş yirmi dakikalık yolculuk sonucu eve varmıştım. Ya bu evden ailem tarafından kovulacaktım, ya da bana acıyıp eve alacaklardı. İkinci seçeneğin olmasını umdum.
Cesaretimi toplayıp zile bastım. Bir daha bastığımda annemin terliklerinin sesini duydum. Kapıyı açtığında önce beni süzdü, sonra da elimdeki bavullara baktı.
"Kızım bu ne hal? Burada ne işin var?"
"Anne ben.."
"Bu bavullar ne kız, sana diyorum!"
"Biz ayrılacağ-"
Yanağımda patlayan tokatla yüzümün yandığını hissettim. Annem saçlarımdan tutup beni kaldırdı, daha sonra bağırmaya başladı.
"Delirdin mi sen? Ayrılacağız ne? Sen bizim namusumuzu, şerefimizi yerle bir mi etmek istiyorsun? Ne derler kız bize burada? Kızı gitti, bir ay sonra geri geldi."
"Sus konuşma, baban gelmeden al bavullarını da, git evine."
"Anne gidemem anlamıyor musun? Cihata istediği şeyi veremem, onu sevmiyorum. Anla artık!"
Hıçkırarak söylediğim sözlerden sonra sinirle yüzüme baktı ve ardından konuştu.
"Siz hala gerdeğe girmediniz mi kız? Bu çocuk 1 aydır seni mi bekliyor?"
Sinirle konuşurken saçlarımı kavradı yeniden.
"Sana sevmediğim adamla birlikte olamayacağımı söyledim anne, anlayışlı ol biraz!
"İyi halt yedin. Herkes sevdiğiyle mi evleniyor? Yine dalmışsın hülyalara, hep böyleydin zaten, düşmüyor elinden kitaplar, romanlar. Kafanı karıştırıyor o kitapların hepsi. Elin kızı kafamı sokacak bir evim olsun, bana saygı duyan kocam olsun diyor. Hanımefendi sevmediğim adamla yapamam diyor. Biz sevdik de mi evlendik sanki? Babanı tanıdıktan bir hafta sonra evlendim onunla Süveyda!"
Hiddetle bağırarak devam etti. "On beş yıldır tanıyorsun Cihatı. Şimdi al bu bavulları, git evine."