l

3.3K 336 195
                                    

Şey merhaba ben geldim😻😽

İyi okumalar~
Yorumlarınızı bekliyorum.

---

Ayakkabı bağcığımın çözülmüş olduğunu gördüğümde elimdeki paspası bırakarak olduğum yerde eğilmiş onları sıkı bir şekilde bağlamıştım. Önümde beliren bir çift ayakla dikkatim oraya kesilmişti. Kim olduğunu görmek amaçlı kafamı kaldırdığımda şaşırmadığım biri beni karşılamıştı.

"Miyoun?" Yüzüme bakarken dudaklarında kocaman bir gülücük kapladı. Neden burada olduğunu merak ediyorken diz çöktüğüm yerden dikeldim.

"Seungmin, işin bitti mi?" Miyoun gözlerini benden ayırdıktan sonra etrafta bir tur gezdirip tekrar bana odaklandı. Ellerimi ceplerime sokmuş karşımdaki kızın yüzünü iyice incelemiştim. Bu kız son zamanlarda tuhaf davranıyordu.

"Neden sormuştun?" Yerdeki paspası alıp yerine koymak amaçlı Miyoun'un yanından ayrılmak durumunda kalmıştım. Peşimden geldiği belli olan ayak sesleri kulaklarıma dolmuştu. Amacını çok merak ediyordum. Çünku biz genelde iyi anlaşmaz ve sürekli inatlaşırdık.

"Ek derse kalmıştım, dedim ki işin bittiyse birlikte bir şeyler içelim." Kaşlarım yer çekimine meydan okuyarak havalandığı esnada elimdeki paspası yerine koymuş ve ona dönmüştüm.

"Biz neden birlikte bir şeyler yapalım, Miyoun. Biz birbirimizi sevmeyiz." Miyoun'un düşen yüzüne karşılık tepki vermeden tribünlerdeki çantama doğru ilerledim. Hala arkamdan gelmeye devam eden adım seslerine kulak vermeden ilerlediğim sırada kolumu bir el tuttu. Ne yaptığına bakmak için ona döndüğüm sırada kollarını belime sarıp kafasını boynuma gömmüştü. Ne olduğuna anlam veremeyen beynim çalışma yetisini kaybetmişti. Ağzımı açamadan bi süre bekleyip daha sonra bulunduğumuzu fark edip rahatsızlıkla onu omuzlarından geri iteledim.  Kolaylıkla benden ayrılan kollarıyla karşımda durdu.

"Ne yapıyorsun sen?" Bana ait olmayan başka bir ses arkamdan gelirken tanıdık sese dönmek istemedim. Ayak sesleri bize yaklaştığını belirtiyordu. Olduğum yerde kıpırdanırken gözlerim yere bakıyordu.

"Hwang Hyunjin?" Adımları yanımda duran çocuğa itafen konuşan Miyoun bakışlarını üzerimden çekip ona yönlendirdi. Cidden şu an bu ikisinin bulunduğu ortamda bulunmak istemiyordu.

"Miyoun?" Miyoun kaşlarını çatmış hırsla Hyunjin'e baktığını fark etmiştim. Neden böyle baktığına anlam veremezken bakışlarım Hyunjin'e çıkmıştı. Aynı şekilde karşılık veriyordu Miyoun'a.

"Az önce neden sarılıyordunuz?" Sorgulayıcı bakışları bana döndüğünde yüzüme yalan bir gülüş yerleştirdim. Sorduğu soru onu ilgilendiren bir şey değildi.

"Sana ne bundan?" Miyoun sanki bu dediğimden güç alır gibi kollarını göğsünde bağlayıp Hyunjin'e bakmaya devam etti. Hyunjin'in ise gözlerinde biraz bile gocunma yoktu ve aynı şekilde bakıyordu bana. Gözlerimi devirmiş ikisini umursamadan çantamı sırtlayıp çıkışa doğru ilerlemiştim.

"Bir daha sakın dokunma bana Miyoun." Çıkmadan önce ona da söylediğim lafla ikisini yalnız bırakıp okulu terk ettim. Hyunjin'in neden geldiğini bilmesemde büyük ihtimal aynı şeyleri gevelemek için gelmişti.

--------

"Yarın Miyoun'un evinde parti var." İlgimi çekmeyen konu büyük heyecanla konuşuluyordu. Jisung partiye gelecek ünlü djler hakkında bilgi verirken umursamayarak masaya kafamı koydum.

"Geliyorsun değil mi Seungmin?" Kafamı masadan kaldırmadan omuz silkerek cevabımı vermiştim. Gitmek gibi bir niyetim yoktu.

"Seungmin lütfen partime gel. Bak seninle nazik konuşuyorum, hm. Gelmezsen aegyo yaparım." İtici ses kulağıma dolmuş kafamı sıradan kaldırmama neden olmuştu.

"Kusacağım şimdi. Şöyle ses tonu kullanma Miyoun ve gelmek gibi bir niyetim yok. Boşuna hiçbiriniz ısrar etmesin." Oturduğum yerden kalkarken sınıfa ilerlemeye başladım.

O partiye gitmek gibi bir düşüncem yoktu.

Yolda karşıma çıkan Jeongin bana gülümseyerek selam vermiş ardından önümü kesmişti. Geçen günki tuvalette yaşanan olaydan sonra hiç karşılaşmamıştık ve şu an karşılaşmamız pek iyi değildi. Büyük ihtimal benden şans isteyecek ve vermeden benden uzak durmayacaktı.

"Seungmin Hyung! Seni gördüğüm iyi oldu. Biraz konuşabilir miyiz? Cidden önemli." Derin bir nefes bıraktım ve dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı onaylar bir şekilde salladım. Hyunjin'e vermediğim şansı Jeongin'e vermemin herhangi bir sebebi yoktu. Belki de vardı ve ben kendimi kandırıyordum. Belki de Hyunji'den kendim hakkında olumsuz şeyler duymaktan korkuyordum.

"Uzun süre dinlemeyeceğim çabuk olursan derdini anlatırsın." Hevesli bir şekilde kafasını sallarken sanki dünya da onu en mutlu eden şey buymuş gibi davranıyordu.

"Hyung, bana bir şans vermeni istiyorum! Senin sevgilin olmak istiyorum! Lütfen hemen ne diyorsun deyip reddetme. Ciddiyim ben. Senden hoşlanıyorum ve birlikte olmak için şans istiyorum." Karşımda bu kadar dürüst olmasını beklemediğim çocuğun dediklerini şaşkınlıkla dinledim. 

"Jeongin sence de biraz saçmalamadın mı? Bu öylece tamam diyebileceğim bir şey değil. Üzgünüm ama teklifini reddediyorum." Gülüşü sönmüş düz yüz ifadesiyle bakıyordu bana.

"Ama o hemen kabul edeceğini söylemişti!" Kaşlarım çatılmış benim hakkımda atıp tutup 'kolay elde edilebilir' lafları geldi aklıma.

"Hyunjin'e cidden inandın mı, Jeongin?" Kafasını iki yana sallayıp gözlerini yere doğru indirdi.

"Bunu diyen kişi Hyunjin değildi."

"Ne?" Soruma cevap vermeyip yanımdan çekip gitmişti.

--------

Kısa ve sıkıcı oldu biliyorum ancak sonraki güzel olacak şeyler için gerekiyordu👉👈 üzgünüm😔😔

Ben yorumlarınızı okuyunca 1 haftalık hasret çok geldi ve bölüm atayım dedim.

Bir sonraki bölüm üffff diyorum nys öyleyse kaçtım :*

basketball court ✣ hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin