o

3.9K 305 371
                                    

Değişik bir şey yapacağım ve şarkı önereceğim, isterseniz bölümü okurken dinleyebilirsiniz.

Adam Lambert - Outlaws of Love

Lütfen fikirlerinizi belirtin, buraya yazmak için vakit ayırıyorsam o da yorumlarınızı görmek için.

Kontrol ettim ancak uzun olduğu için gözümden kaçan yanlışlar olabilir kusura bakmayın:*

İyi okumalar.

------

"Hyunjin... senin sırrın ne?" Gözlerini üzerimde bir süre tutmuş ardından yutkunup önüne dönmüştü. Göz kapakları göz bebekleriyle alakamı keşmiş kapanmıştı, ardından kafasını arkaya yaslamıştı. Vücudunun kaskatı olduğunu fark etmiştim. Cidden bu kadar gerileceği kadar kötü bir şey miydi sırrı?

Hala konuşmuyor olması sinirimi bozmaya başladığını hissediyordum. Benim değil de Miyoun'un sırrını bilmesi bir tık üzmüştü. Hayal kırıklığı istemeden damarlarımda turluyordu. Söylemeyecek gibi durması ağzımdan bir oflama kaçırttı.

"Söyleyecek misin? Yoksa okulla birlikte mi öğreneyim? Hyunjin, eğer söylersen Miyoun'un bunu yaymasına engel olabilirim." Söylemese de engel olacaktım. Sadece söylemesini istiyordum, benim eksiğim neydi ki o kızdan.

Hala konuşmayışı sinirimi tepeme çıkarmıştı. Yeterince beklemiştim. Son kez ona bakmış telefonu kucağına attıktan sonra arabadan çıkmıştım. Hırsla kapıyı da kapatmış ve ucu bucağı görünmeyen yolda yürümeye başlamıştım.

Sabah olmasının verdiği serinlikle üşüdüğümü hissediyordum. Ellerimi kendime soğuğu biraz engel olmak amacıyla doladım. Ayağımı yerdeki taşlara vura vura ilerledim bir süre.

"Seungmin!" Arkamdan gelen sese dönmek istesemde dönmeyip olduğum yerde durmayı tercih ettim. Taşların sesinden bana doğru geldiğini anlayabiliyordum. Ellerimi vucüdumdan çekmiş ceplerime sokuşturmuştum.

Dirseğimde hissettiğim elleriyle ona doğru döndüm. Yüzüme değil yere doğru bakıyordu. Henüz cebime koymuş olduğum elimi cebimden çıkarıp yüzüne doğru götürdüm. Çenesinden tutmuş kendime çevirmiştim. Sonunda birleşen gözlerimiz bile beni mutlu etmemişti. Ona anlayışla bakıyordum ama sinirliydim.

"Üşüyeceksin, arabaya geç. Lütfen."dedi. Omuz silkip çenesine koyduğum eli yanağına çıkardım. Diğer elimi de yerleştirdiğimde yüzü avuçlarımın içerisindeydi. Baş parmaklarım bulunduğu yerleri bir süre okşadı.

"Söyleyeceğim. Ancak burada olmaz, Seungmin. Miyoun ile konuşmana da gerek yok, bu blöfü defalarca kez yaptı. Beni ispiyonlarsa kendi başı da yanar." Kafamı salladım. Dirseğimdeki eli yanağındaki elime tırmandı, ardından kavrayıp el ele arabaya doğru ilerlememizi sağlamıştı.

Sonrası ise hızlı gelişmişti. Arabaya binmiş hemencecik onun evinin önüne gelmiştik. Emniyet kemerimi çıkarıp ona doğru döndüm. Sabırsız bir şekilde konuşmasını ve her şeyi söylemesini bekliyordum.

"İçeriye girelim." Anlatmak için zaman kazanmaya çalıştığını anlayabiliyordum. Yine de ona ayak uydurup onaylamış ve peşinden arabadan inmiştim. Onu bu kadar geren şeyin ne olduğunu ölesiye merak ediyordum. Bana söylerken çekineceği bir şeydi ki bu kadar uzatıyordu.

Sonunda girdiğimiz evde, salona geçip koltuğun ucunda oturmuş onu bekliyordum. Benim aksime o koltuğun kol kısmına oturmuş ve yine gözlerini ben hariç her yerde gezdiyordu.

"Hırsızlık yaptım."

Ne duyduğumu anlamaya çalışırken bir çırpıda konuşan o, gözlerini gözlerime kenetlemişti. Tepkime baktığını anlıyordum ancak ben ne tepki vereceğimi kestiremiyor,bilmiyordum. Kaşlarım bulundukları yerden yükselmişti.

basketball court ✣ hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin