MERHABAĞGĞGĞGĞ yeni bölüm geldi:*
önceki bölüme gelen yorum sayısı üzdü...
İyi okumalr dilerim aslanların
---------
Seungmin sırada kendinden geçmiş gibi dans ederken eğlendiğini hissediyordu. Her yer batmış; konfeti, pasta parçaları her yeri pisletmişti. Çalan müziğin ritmiyle vücudunu hareket ettiriyordu.
Bugün çok sevdiği sınıf arkadaşı olan Minho'nun doğum günüydü ve onun için sınıftakilerle bir araya gelip ona sürpriz hazırlamışlardı. Patlatılan konfeti ve birbirinin yüzüne atılarak ziyan edilen pasta yüzünden etraf da Seungmin de kirlenmişti. Çenesini kaplayan pastayı umursamayıp açılan şarkıyla eğlenmesine baktı.
Seungmin, Minho ve Jisung ikilisi üzerinde gezdirdi bir süre bakışlarını. Birbirine yakınlıklarıyla kaşları kalkmış bir şekil de etrafta Miyoun'u aradı. Gözü hedefi dışında olan Hyunjin'e takıldığı esnada bütün neşesinin kaybolduğunu hissetti.
Kendisine bakan gözlere karşılık verdiği sırada buna devam etmek istemeyerek bulunduğu sıradan inerek sınıftan çıktı, hem çenesindeki pastayı yıkasa iyi olurdu. Kendi katlarındaki tuvaletin kalabalık olduğunu görünce üst kata çıkmaya karar verdi. Bomboş olduğunu görünce derin bir nefes verdi. Şu an bir sigara içmek ne kadar iyi olurdu diye geçirdi içinden. Yakalandığından beri okulda içmiyordu ki cezası bitene kadar okulda içmeme kararı almıştı.
Dudağındaki pastayı yalamış çenesini yıkamaya başlamıştı. O esnada açılan kapıya göz ucuyla bakmayı ihmal etmedi. Gelen kişinin Hyunjin olduğunu görünce musluğu kapatıp hala pasta olmasını umursamadığı ağzıyla ona döndü.
"Beni mi taki-" Hyunjin bileğini kavradığı çocukla yanlarındaki kabine girdi. Seungmin tepki gösteremeden gelişen şeylerle gözleri kocaman açtı.
"Ne yapıyorsun sen?" Hyunjin cevap vermeden Seungmin'in gözlerinin içine bakmaya devam etti. Gözlerini kısa bir süre pasta bulaşmış dudaklarda gezdirdi ve bunun etkisiyle kendini dudağını yalarken buldu. Pastanın dudaklarında duran tadını merak etmişti. Baş parmağını karşısında duran çocuğun hemen dudağının altındaki pasta parçasına sürterek aldı. Seungmin buna tepi göstermedi.
Hyunjin konuşmaya yeltendiği sırada açılan kapıyla susmuş bulundukları kabinin kapağını kapatmıştı.
"Hyunjin hyung?" Seungmin küçük kabinde alttan ayakları gözükmesin diye geri gitti.
"Efendim Jeongin." Hyunjin sabırsız tonuyla konuştuğu sırada duvara dayanmış Seungmin'in üzerinde gözlerini gezdirdi. Ne kadar geri çekilirse çekilsin ayaklarının dışarıda göründüğünden emindi.
"Yalnız mısın." Jeongin sorduğu soruyla eğilip kabindeki ayaklara bakarak emin olmak istemişti. Gördüğü 1 çift ayakla olduğu yerde dikeldi. Bu sırada Hyunjin'in kucağında olan Seungmin şok geçirmekteydi. Bir anda belini kavrayıp kendini kucağında bulmayı beklememişti.
Belinden sarkan bacaklarını düşmemek için daha fazla karşısındaki çocuğun beline dolayıp ellerini omzuna koyup oraya tutundu. Küçük kabinde birbirlerine bir karıştan daha fazla yakın olan ikili gözlerini birbirlerinden ayırmıyordu.
Seungmin kendi kendine küfrederken elinin altındaki omzu çimdikledi. Hyunjin irkilip yana doğru eğilirken kendini daha fazla Seungmin'e yasladı. Seungmin, kendini ne kadar geriye çekmeye çalışsa da arkasında buna izin vermeyen duvarla yaptığı harekete son verdi. Seungmin Hyunjin'in kucağından inip klozete de çıkabilirdi ancak bunu yapmak istemedi.
"Evet..." nefesini kucağındaki çocuğun dudaklarına verip bir süre bekledi. "...yalnızım." Hyunjin, Seungmin'in yanında Jeongin ile konuşmak istemiyordu. Bilmediği şeyler vardı ve şu anlık kendisi öğrenene kadar onun öğrenmemesi gerekiyordu.
"Şey, Jisung hyung Seungmin hyungın tuvalete gitmiş olabileceğini söyledi de acaba burada mı diye bakıyordum seni görünce geleyim dedim. Im, Seungmin hyunga bana şans vermesi için şansım olup olmadığını soracaktım." Hyunjin'in ağzından tıslarcasına bi gülüş döküldü. Kabinin ardındaki kişinin nasıl bir şeytan olduğunu çok iyi öğrenmişti.
Gözlerini dibinde bulunan çocuğa çevirdi. Seungmin'in bakışları kapıyı delip geçerken kafasını kuçağında olduğu çocuğa çevirdi.
"Peki. Gördüğün gibi Seungmin hyungın burada değil. Başka tuvalete baksan iyi olur." Derin nefes alan Seungmin karşısındaki çocukla göğüslerinin çarpışmasına neden oldu.
İkilinin yanında onun hakkında daha fazla konuşmasına şahit olmak istemiyordu. Jeongin'in bir an önce gitmesini ve bulunduğu rahat yerden inmek istiyordu.
"Bittiyse gitsene Jeongin." Seungmin burnunu rahatsız etmeye başlayan tuvalet kokusuyla yanaklarını şişirip nefesini tuttu. Hyunjin'in bu şirinlik karşısında eli ayağına dolanmış elleri bulunduğu yer olan kalçasını daha sıkı sarmıştı. Gözleri kirli dudakları ve gözleri arasında gidip gelirken biraz daha yaklaştı. Burunları birbiriyle temas etmeye başladığı sırada Seungmin ne yapacağına karar veremedi. Elleri Hyunjin'in omzuna baskı uyguladığı sırada geri itelemeye çalıştı. Hyunjin biraz bile yerinden oynamamıştı. Öpmek istiyordu karşısındaki dudakları.
"Oh, peki gidiyorum ben." Aralarındaki çekimi bozan ses yüzünden oflamıştı Hyunjin. Kapının sesini beklemeden kendini yere bırakan Seungmin, sinirli gözleriyle Hyunjin'e son kez bakıp tuvaleti terk etti.
Hala pastalı olan dudakarına lanet ederken dolu olmasına rağmen bu sefer alt katta ki tuvaleti tercih etmişti.
Aklına tuvaletteki yakınlıkları gelirken sinirle eliyle saçını karıştırdı. Şerefsiz Hyunjin hâlâ hangi yüzle yaklaşabiliyordu?
------
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Karmaşık kısmı fazla uzatmayı düşünmüyorum zaten cok uzun bir fic değil:*
Bölümün geç gelme sebebi ise hem gelen yorum sayısı düşüklüğü hem de artık bir yks kurbanı oluşumdur. Bölümleri ders çalışmaktan kalan zamanlarda ayırabildiğim kadar vakitle yazıyorum ve ondan dolayı geç gelebilir kusura bakmayın lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
basketball court ✣ hyunmin ✓
Fanfic[Tamamlandı] Aldığı ceza yüzünden basketbol sahasını temizlemek zorunda kalan Seungmin, her seferinde kendisini Hyunjin ile bir yakınlıkta buluyordu. Başlangıç: 01.07.20 Bitiş: 02.11.20