h

2.3K 269 114
                                    

Okulu acilan bir mahlukat(bu ne demek hic bilmiyorum) olmama ragmen(su anlik gitmiyor olabilirim!) bir yorumu cok goruyorsunuz püuüu

Valla yorumlarınızı okumayi cok veriyorum mahrum birakmayin beni😖😔

Sikis olmadan yorum yapmiyosunuz amk yok size sikis!! (Saka lan)

Sacmaladim yine amk okuyun hadi

Hard 2 face reality-poo bear,justin bieber, jay electronica

-

Üzerime atlayacak gibi duran Hyunjin'e bir şey çaktırmamaya çalışarak baktım. Lanet olsun ki az kalsın flashı alıp bütün bu saçmalığı bitirecektim. Ancak şu an iş daha fazla uzuyordu.

"Seungmin, cevap versene bana. Bu kızı nasıl öpebilirsin?" Hyunjin, ayakta, siniri her yerinden belli olan iki yanında yumruk yaptığı elleriyle bakışlarını Miyoun ile benim üzerimde gezdirdi. Bakışlarındaki hayal kırıklığını açık açık görebiliyordum.

"Öpmek?" Ağzımdan çıkan kelime duraksamama neden oldu. Az önceki duruşumuz dışarıdan öpüşüyormuş gibi duruyordu sanırım. Pişmanlıkla derin nefes alırken yerdeki gözlerimi ona çıkardım. Keşke çıkarmasaydım dedim. Beklemediğim şekilde incinmiş bakıyordu. Tanrım nasıl dayanacaktım bunun bitmesine.

"Sevgilimi öpemez miyim?" Miyoun'un sesi tekrar kulağıma dolduğunda gözlerimi birbirine sıkıca kapatıp açtım. Kaşları havalanan Hyunjin geriye sendelenirken ağzından sevgilim kelime çıkıyordu, sürekli. Kalbim sıkışıyordu. Ona bunları yaşatmak istemiyordum.

"Sevgilim?" Sorgular şekilde bize bakarken ben kafamı önüme eğip bakışmamızı engelledim.

"Evet, sevgilim oluyor kendisi, değil mi Seungmin?" Başıma ağrı giyordu yavaş yavaş, hissediyordum. Derin nefes alırken geriye yaslandım. Bayık bakışlarım Hyunjin'e değiyorken kafamı aşağı yukarı salladım.

"Evet, sevgilim." Hyunjin'e bile söylemediğim kelimeyi Miyoun'a söylemek kusmak istememi sağlıyordu. Hah, Hyunjin'e bu kelimeyi hangi vasıfla söyleyeceğimi de bilmiyordum. Birbirimiz hiçbir şeyiydik. Bir kere seviştiğı ve arada bir öpüştüğü kişiydim sadece. Başka bir ilişki yoktu aramızda. Ki, ki biz birbirimizden nefret ederdik. Neden şu an ona sevgilim diyemediğim için üzülüyordum ki?

Tabii ondan hoşlandığım için hatta aşık olduğum için olabilirdi. Çünkü biliyordum ki şu an bile Miyoun'un yanında olma sebebim Hyunjin'di. Peki o neden başkasına sevgilim dediğim için üzgün bir şekilde bana bakarak organlarımın parçalanmış gibi hissetmeme neden oluyordu? Gözlerindeki kırıklar beni yarıp geçiyordu.(y/n: kontrol ederken fark ettim bu nasil paragraf amk)

"Sevgilim, beni istediği gibi öpebilir." Ağzımdan gevşekçe çıkan bu cümleden sonra Hyunjin olduğu yerden öne atılarak yakamı sıkıca tutup kendisine çekmişti. Burun buruna geldiğimizde heyecandan nefesim kesilmiş ellerim ellerini tutarken bulmuştum kendimi.

"Benimle oynadın mı,hm? Sana anlattığım onca şeye rağmen bu kızı mı tercih ettin yani. Hah! Beni iyi dinle Seungmin..." yüzünü biraz daha dibime soktuğunda kantindeki kesilmiş sesi ve bize dönen bakışları hissetmiştim.

Kafamı biraz daha yukarı kaldırsam birbirine değecek dudaklarımızı düşünmemeye , ona odaklanıp dediklerini anlamaya çalışıyordum. Ancak aklımdan sadece o güzel dudaklarını öpüp şişirmek, morartmak geçiyordu.

Dudaklarındaki bakışlarım koyulaşırken yakamdan sarsılmam beni kendime getirmişti. Gözümün içine sinirle bakan Hyunjin kafasını yanıma getirerek kulağıma eğilmiş oldu. Kulağımda hissettiğim iki et parçası tüm tüylerimi diken diken ederken titremeden edememiştim. Benim üzerimdeki etkisi çok ciddiydi.

İlk başlarda yargıladığım aramızdaki çekim olayı kesinlikle doğruydu. İstemeden birbirimize itelenirken buluyorduk.

"Sen, benim ufak temasımla bile titrerken cidden başka birisine sevgilim diyebiliyor musun?"

Yakamdaki eli enseme gitmiş bulunduğu yeri sıkarak beni daha çok dudaklarına yaslamıştı. Sadece ikimiz duyuyorduk söylediklerini.

Derin bir nefes aldım.

"Benim dokunuşlarımla kendinden geçiyorken başkasını öpebilecek misin, sevgilim?"

Fısıltıdan farksız sesiyle söylediği şeyler göğsümü şişirmeme neden oldu. Bana sevgilim demesiyle dudaklarımı birbirine sıkıca bastırdım. Tanrım cidden o varken başkasına dokunma fikri bile aşırı itici geliyordu.

Hızla geri çekilen Hyunjin ile boşluğa düşmüştüm. Yanımda bize dikkatli bakan Miyoun'u umursamadan kantinin çıkışına giden Hyunjin'e bakıyordum.

Kendimi toparlayıp bu sikik işi bir an önce bitirmem gerekiyordu. Gülümseyerek yanımdaki Miyoun'a döndüm. O da Hyunjin'in yanında onu savunmuş olmama sevinmiş bir şekilde kolumun altına girip iyice sırnaştı bana. Görmediği esnada gözlerimi devirip konuştuğu şeyleri umursamamış Hyunjin'in az önce söylediği şeyleri düşünmüştüm.

-

"Minho! Bir bakabilir misin?" Yüzüme donuk bakışlar atan Minho beni umursamdan yanımdan öylece geçip gitmek üzereydi ki bileğinden tutup kendime çevirdim.

"Ne var, Seungmin?" Sert sesi beni ürkütsede fark ettirmemeye çalışarak olduğum yerde kıprandım.

"Sessiz bir yere gidelim ilk önce." Ağzından çıkan oflamayı takmadan onu yangın çıkışına sürükledim. Peşimden isteyerek gelmediği çok belli olurken birazcık daha tahammül etmeye çalışıyordum.

En son geldiğimizde Minho kolunu elimden hızlıca çekmiş geriye doğru bir adım atmıştı. Bu çocuk ne zamandan beri bu kadar huysuz olmuştu.

"Minho, artık tehdit edilmeyeceksin yani Jisung'dan uzak durmana gerek yok. Özür dilerim, benim yüzümden yeterince uzak kaldınız, buna artık izin vermeyeceğimden emin olabilirsin.." Tek nefeste hızlıca söylediklerimin üzerine ani ruh değişime giren Minho kocaman açtığı parıl parıl parlayan gözleriyle bana bakıyordu. Az önceki davranışı tamamen farklı olarak şu an mutlu gözüküyordu.

"Seungmin, sen ne dediğinin farkında mısın? O, o kızın elinde-" konuşmasına müsaade etmeden elimi koluna koydum. Dostça sıkarken mahçup bir şekilde yüzüne bakıyordum.

"Ben hallediyorum, Minho. Benim sizden tek bir isteğim var. Bir süre gizlice buluşabilir misiniz? Sizden bunu istemek çok bencilce biliyorum. Ancak ben halledene kadar sizin onun gözü önünde olmamanız daha iyi." Kabul etmese onu anlayabilirdim. Fakat o kafasını hevesle sallarken şaşırdığım bir şekilde bana sarıldı.

"Sonunda Seungmin. Jisung ile bu durumda olmaktan o kadar yorulduk ki. Onu kırıp duruyordum, benim yüzümden sevmediği biriyle sevgili gibi yapıyordu. Bunun canımı ne kadar acıttığını bilemezsin."  Acaba diye düşündüm, Hyunjin'de beni seviyor olsaydı Minho gibi hisseder miydi? Şu anki durumumuz onların ilişkisine çok benziyordu.

Boş boş duvara bakmayı benden ayrılan Minho ile kestim. Cidden rahatlamış gibi hissediyordu. Tüm bunlara sebebiyet veren o Miyoun'u parça pinçik etmek istiyordum. Ki buna da az kalmıştı.

"Tekrar özür dilerim, Minho. Im, benim artık gitmem gerekiyor. Görüşürüz." Ona veda edip hızlıca yangın merdiveninden kendimi tuvalete atmıştım.

----

Yine bolum basi notu koydugum halde bolum sonu notu da koyuyorum.  Devam edicem ki buna

Simdi bunlar kaos bolumu oluyor sanirim.

Asla ficleri sonlara dogru bok etme huyumu birakamiyorum💆💆

Abi umarim Hyunjin'in duygularini yansitabiliyorumdur aq
Bi ara onun agzindan da yazayim

basketball court ✣ hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin