t'

2.6K 267 109
                                    

Selammss

Madem odama hapsoldum bölüm yazalım bari dedim:)

Amk Bölumu yazarken iskence cektim resmen, bölüm gectikce yazmak zorlasiyor

---

Seungmin, geç kaldığı ders yüzünden son derece gergin hissederken işiteceği azarlanmayı degiştiremeyeceğini bilerek hızla kapıyı çalıp gel sesini duyduktan sonra içeri girmişti. Eğilip özür dilerken beklediği azarlanma ile karşılaşmamış hocanın yerine geçebilirsin sözlerini işitmişti. Çok fazla sorgulamadan hızla en yakın arkadaşının yanına oturdu. Bakışları en yakın arkadaşındayken Jisung ondan tarafa bakmıyor önündeki sırayı dikkatlice izliyordu. Belli ki hâlâ Seungmin ile konuşmuyordu. Derin bir nefesi ciğerlerine dolduran Seungmin üzgünce önüne döndü.

Endişelenme Jisung diye düşündü. Seni de Hyunjin'i de rahat bırakmasını sağlayacağım.

Sırada arkasına yaslanarak dersi dinlemek yerine Hyunjin'i düşünüyordu. Ona dün kendisine kızmamasını söylemişti, ancak kızacağını biliyordu.

Biten dersle hızla yerinden kalkıp tuvalete doğru ilerledi. Eliyle hızlıca kapıyı itelemiş içeri girip telefonunu çıkarmıştı. Aramak üzere parmaklarını gezdirdiği tuşlarda istediği numaraya tıklayıp kulağına götürmüştü. Çok beklemeden açmıştı.

"Alo, sevgilim?" Seungmin'in duyduğu kelime kusmak istemesine neden oldu. Mümkün olsa buna tam şu an son vermek istiyordu.

"Miyoun, neredesin sevgilim?" Eliyle ensesini sinirle kaşımış olan Seungmin sevgilim lafının en çok Hyunjin'e yakışacağını düşündü. Bu hastalıklı kadına değil.

"Kantinde seni bekliyorum. Bir şey mi oldu?" Seungmin sorun olmadığıyla ilgili birkaç şey mırıldanıp telefonu kız konuşurken yüzüne kapatmıştı.

Evet, aptal planı Miyoun ile sevgili gibi davranıp Hyunjin'i tehdit ettiği flashı ortadan kaldırmak ve Jisung'ı sevdiğiyle buluşturup kendisinin de Hyunjin ile mutlu olmasıydı. Biraz uğraşacaktı ama üstesinden gelebileceğini düşünüyordu.

Çıktığı tuvaletten Miyoun'un yanına gitmek amacıyla adımladı. Ancak karşıdan kendisine gülerek gelen Hyunjin'i görmesi olduğu yerde duraksamasına neden oldu. Seungmin istemeye istemeye pas vermeden öylece yanından çekip gitmişti. Hiçbir şey anlamayan Hyunjin çatık kaşlarıyla Seungmin'in arkasından bakıyordu. Aralarının asla düzgün olmayıp sürekli soğukluk olması onu yoruyordu. Fazla düşünmedi, Hyunjin. Gideceği yerden vazgeçip Seungmin'in peşine takıldı.

Kantine giren Seungmin yüzüne yapmacık bir gülücük kondurup Miyoun'un yanına doğru ilerlemeye başladı. Bir an önce işini halledip bu kızdan kurtulmalıydı.

Nasıl sevgili olduklarına gelirsek, Seungmin Miyoun'a ondan hoşlandığını aradaki tek sorunun Jisung olduğunu söylemişti. Kafayı Seungmin ile bozan Miyoun ise hemen Jisung'dan ayrılıp Seungmin'e çıkma teklifi etmişti. Tabii Seungmin oyununa devam etmek için bu fırsatı tepmek yerine değerlendirmek için kabul etmişti.

Miyoun ise oturduğu yerden kalkmış Seungmin'in hemen ardından kantine gelen Hyunjin'e bakıyordu. Yüzüne oturttuğu sinsi gülüşle kalktığı yerden Seungmin'in boynuna atlamıştı. Kolları sımsıkı karşısındaki çocuğa dolanmış şekildeyken alacağı karşılığı bekledi.

Gözleri, şaşkınca kendilerine bakan Hyunjin'in üzerindeyken yüzünde çarpık bir gülüş oluştu. Ardından belinde hissettiği ellerle gülüşü genişledi. Hyunjin'in şaşkınlığının kat kat artışını izlerken onu daha da sinirlendirmek için sarıldığı çocuğun yanağına bir öpücük kondurdu.

Seungmin yanağına aniden değen dudaklarla sinirlensede bir şey çaktırmamaya çalıştı.

"Hoş geldin, sevgilim." Sevgilim kısmını özellikle bastırarak ve bağırarak söylerken kantinden hiçbir şey söylemeden çıkan Hyunjin ile zevkten dört köşe olmuş gibi hissediyordu, Miyoun.

Hyunjin tüm hayal kırıklığı ile ortamı terk ettiğinde hiçbir şey düşünemiyordu. Gözünün önüne sürekli Seungmin'in kızın eline sardığı geliyor daha da sinirleniyordu.

Hırsla yanında bulunan geri dönüşüm kutusuna tekme atıp kendisine dönen bakışları umursamadan orayı terk etti. Kalbindeki ağırlıkla baş edemiyordu ve buna acilen çözüm bulması gerekiyordu.

Seungmin ise her fırsatta kızın eşyalarını karıştırıp flasha dair bir şey arıyordu, ancak ne flash ne de ona benzer bir şey henüz bulamamıştı.

En son kot ceketinin iç cebinde gözüne çarpan şeyle gözlerinin parladığına yemin edebilirdi. İşi uzun sürmeyecekti. Tek yapması gereken o flasha ulaşıp ortadan kaldırmaktı. Zaferle sırıtmamak için zor duruyordu.

Eliyle saçlarını karıştırıp sandalyesini Miyoun'a daha fazla yakınlaştırdı. Onunla ne kadar bu derece yakın olmak istemese de bunu yapmak zorundaydı. Tüm bu yaptıklarını daha sonra Hyunjin'i öperek sileceğini aklının bir kenarına not etti. Sahi, Hyunjin'in Miyoun ile kendisini böyle görseydi nasıl hissederdi diye düşündü. Kıskanır mıydı? Sinirlenir miydi?

Kafasını iki yana sallayıp birazdan yapacağı şeye odaklanmaya çalıştı.

Olduğu yerde duramayan Hyunjin hızlı adımlarla geri kantine doğru gidiyordu. O ikisini yalnız bırakıp öylece birbirlerine sırnaşmasına göz yumamazdı. Seungmin... Seungmin her şeyi bildiği halde o kızla nasıl sevgili olurdu? Diye düşündü. Ah, doğru... belki de kendisi için bir sürü şet yaptığı için ondan hoşlanmış olabilir diye aklından geçirdi. Ancak bu onu durdurmadı.

Girdiği kantinde birbirini öpecek yakınlıkta bulunan ikiliye baktı. Nefesi genzinde takılı kalırken bir süre nefessiz kaldı. Gözleri kısılırken öylece birkaç saniye ikiliyi izledi. Yerinden bir yere kıpırdayamadı.

Tam o esnada, Miyoun'a yaklaşan Seungmin ellerini kızın omzuna koyarak ceketini sıyırmaya başladı. Flashı alabilmesi için o ceketin üzerinden çıkması gerekiyordu. Dudaklarına dikkat kesilen kıza göz devirmemek için zor tuttu kendini. Resmen biraz daha ileri gitse kız kantinde olmalarını umursamadan öpecekti.

Masaya koyduğu ceketin cebinden flashı almak üzereydi ve Miyoun'un üzerindeki dikkati dağılmaması için büyük çaba içerisindeydi. Parmağına değen cisime zafer gülüşü oldu yüzünde. Tam flashı almak üzereydi ki bir sey ikilinin birbirinden uzaklaşmasına neden oldu.

"Seungmin, sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Hyunjin, alev saçan gözleri ve tehlikeli olan sesiyle sinirli bir şekilde konuştu. Seungmin ağlamaklı bir şekilde Hyunjin'e bakarken hem ona bu şekilde göründüğü için hem de flashı alamadığı için kendine kızıyordu.

"Hyunjin, ne kadar güzel bir anı böldüğünü biliyor musun? Lütfen sevgilimi ve beni yalnız bırak." Seungmin sinirle yüzünü sıvazladı.

"Sevgilim? Sikeyim, Seungmin bu kız ne geveliyor?" Sıçmıştım ve iyice boka batıyordum.

-----

Kaos devam ediyor😝

Arkadaslar okulum aciliyor.......

Bölümler olduğundan biraz daha geç gelebilir;(

Son bir kelimemiz kaldı arkadaslar.... veda ediyoruz yavaş yavaş fice....

basketball court ✣ hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin