a''

2.6K 275 120
                                    

Basketball Court, Hyunmin'de 1 numara😭😭

--------

"Jisung ve Minho, bi' çenenizi kapayabilir misiniz acaba?" Gözlerini deviren Seungmin, saydıra saydıra arkasıdaki ikileye bakmadan ilerliyordu. İkilinin hâlâ konuştuğunda sahte bir sinirle arkasında döndü.

"Ya nereden bulaştım ulan size, bıraksaydım ayrı kalsaydınız."

Seungmin cimdiklendiği kolunu acı dolu inlemeyle kendisine çekti. Jisung kendisine dik dik bakarken dil çıkardı ve en üst kattaki koridorda ilerlemeye devam ettiler. Seungmin Jisung'a anlattığı plananını Minho'ya da anlatmak hem de onları görüştürmek için idare katında ve genelde kimsenin olmadığı kısımdaydılar. Eğer sessiz olmazsalardı kendilerini gören bir öğretmen burada ne işleri olduğunu sorup onları gönderirdi ve şu an bunu hiç mi hiç istemiyordu.

Seungmin bir an da art arda titreyen telefonuyla elini cebine atıp kimin yazdığına bakmak için eline almıştı. Ekranda gördüğü Miyoun'un ismiyle umursamayıp eski yerine göndermişti. Jisung kendine arkasından huysuzlanırken koridorda etrafa bakarak ilerliyordu. Dikkatli olmaları gerekiyor.

"Hah, Seungmin Bey, farkındaysan ne olduysa senin yüzünden geldi başımıza. Bir de ayrı kalsaydınız diyor. Yırtarım seni çocuk." Jisung fısıldarken Seungmin duyduğu kelimelerle vicdanı daha da sızlıyordu. Sustu, bir şey söyleyemedi.

"Seungmin, ben öyle dem-" üzgün bakışlarını gören arkadaşı teleşla konuşmak istedi ama ona bakış atıp susturdu. Ne demek istediğini biliyor ve gayet farkındaydı.

"Ne demek istediğini biliyorum, zorlanma. Elimden geldiğince hatamı telafi etmeye çalışıyorum."

Sonunda geldikleri sınıfın kapısını hiç düşünmeden açan Seungmin, gördüğü manzara yüzünden elini kapı kolundan ayıramamış öylece olduğu yerde kalmıştı. Kocaman açtığı gözleri dolarken birbirlerine bir nefes uzaklıkta gülüşen Hyunjin ve Lia ikilisine bakıyordu. Nefesini dışarı veremediği hissederken kalbinin acıyla kasılmasına engel olamadı. İçine akan nefesi ardından görüş alanı iyice buğulanıp kesmişti.

Hâlâ kendisini fark etmeyen ikili gülmeye devam ediyorken Hyunjin önündeki kızının saçlarını geri atıp flört eder bir şekilde göz kırpmıştı. Yeterince net bir şekilde bu manzaraya tanıklık ettiğini fark ettiğinde toparlanmış kendini geri çekmişti. Kendisine bakan ikiliye ağlayacak gibi duran bakışları ve büzülmüş dudaklarıyla bakmış hızla bulundukları katı terk etmişti.

"Seungmin nereye?" Diye bağırdı arkadaşının arkasından, Jisung. Gözleri dolu dolu bakan arkadaşının haline şaşırmadan edememiş sebebini anlamak için sınıfa girmişti. Kendisine dönen iki çift gözü görünce kaşları kalkmış içten içe Seungmin'e üzülmüştü.

En yakın arkadaşına Minho ve kendisini konuşturması için baskı yaptığından dolayı çok kendini pişman hissediyordu.

"Jisung?" Hyunjin kaşlarını çatıp kendisi ve Minho üzerinde bakışlarını gezdirmişti. Elini atıp ensesini kaşımış bakışlarını sevgilisi, Minho, üzerinde gezdirmişti.

"Sizin ne işiniz var burada?" Jisung konuşup ayağa kalkan ikiliyi süzmüştü. Minho bir şeyleri tam olarak anlayamadığı için öylece durup olayı kavramaya çalışıyordu.

"Asıl sizin ne işiniz var burada? Az önce giden Seungmin miydi?" Hyunjin, Jisung'a meraklı bakışlarla bakarken Jisung dudaklarını birbirine bastırıp kafasını aşağı yukarı salladı. Ne yapacağını bilemeyen Jisung ilk önce sevgilisiyle konuşmaya ve Seungmin'in bütün planlarını anlatmaya karar verdi. Belki sevgilisiyle birlikte bir fikir yürütebilirdi.

Derin nefes alıp Minho'ya döndü.

"Gidelim." Elini tuttuğu sevgilisini sınıftan çıkarırken arkasında hâlâ ayakta durmaya devam eden ikiliyi bırakmıştı.

-

"Planı bu işte. Flashı alıp her şeyi bitirecek, sen ve Hyunjin artık rahat bir nefes alabileceksiniz." Minho yüzünü sıvazlayıp olan şeyleri düşünüyordu.

"Jisung, o kızla yaşadığını bizim için Seungmin o kızla yaşıyor. Sevgilim bu çok saçma tamam mı? Seungmin benimle konuştuğunda böyle bir şey olduğunu bilseydim kesinlikle kabul etmezdim . Biz zaten bu durumdan oldukça çekmişken Seungmin'in bunu yaşamasına izin veremem. Bırak yayılırsa yayılsın hakkımdaki şeyler. Yanımda sen olduğun sürece emin ol kimsenin düşüncesini umursamayacağım. Bunu Hyunjin ile paylaşmalıyız, konuşmazsak eğer ikisinin de dönülmez hata yapmasına neden olabilir." Jisung oynadığı tırnak etlerini çekiştirmeyi bırakıp kafasını aşağı yukarı salladı. Sevgilisinin bu huyunu çok seviyordu.

Minho sevgilisinin alnına öpücük bırakıp karşısındakinin gülümsemesine neden olmuştu.

"Hadi, uzamadan bitir şunu." Jisung kısaca tamam diyip oturduğu sandalyeden kalkmış sevgilisine veda ettikten sonra Hyunjin'i bulmak için okula girmişti.

Baktığı basketbol sahası, iki tuvalet ve sınıfı ardından onu okulun arka kısmında bulmuştu. Duvara yaslanmış öylece yere bakan çocuğun yanına doğru adımladı.

Duyduğu seslerle kafasını kaldıran Hyunjin, Jisung'a kısaca bakmış daha sonra tekrar yerdeki karıncayı izlemeye dönmüştü. Düşünüp durması yüzünden başı feci ağrıyordu. Bunu biraz olsun dindirmek için geldiği okulun arka tarafında yalnız kalıp temiz hava almak istiyordu. Ancak belli ki gerçekleştiremeyecekti.

Duvardan ayırdığı sırtıyla ilerliyordu ki Jisung ona seslenip durmasına sebep oldu.

"Hyunjin konuşabilir miyiz?" Hyunjin hafifçe kafasını onaylar şekilde salladıktan sonra olduğu yerde durup ona bakmaya başladı.

Jisung her şeyi anlatmaya başladı. Hyunjin şaşkınlıktan şekilden şekile giren yüzüyle ona bakıyordu. Beklemediği şeyler yüzünden kırıldığını, kıskandığını ve sinirlendiğini hissediyordu. Ellerini saçından geçirdi sertçe, ağrı nâmına hiçbir şey kalmamıştı.

"Senin için katlanıyor o kıza, Hyunjin. Flashı aldıktan sonra sana her şeyi anlatacaktı."

"Bana her şeyi anlattıktan sonra onu öylece kabullenme mi bekliyor? Beni, bizi ne kadar kırdığının farkında değil mi?" Dedi kısık sesiyle Hyunjin.

-

Seungmin avcundaki flashla hızla bilişim sınıfa girerken işini çabucak halledip bu durumdan kurtulmak istiyordu.

En arkalardan bir bilgisayarın yana gidip açma tuşuna basmış açılmasını sabırsızlıkla bekliyordu. Stresten dişlediği dudak içi artık acımaya başlayınca serbest bıraktı. Bu sefer de bir dizini sallarken vücunun hareketlerinin farkında değil gibiydi.

Önündeki ekran yüzünü aydınlatırken elindeki ilk flashı takıp silmesi gereken dosyalardan tamamen kurtuldu. Daha sonra diğer Jisung'dan aldığı içinde çok önemli videolar olan flashı taktı. İçindeki videoları kopyalayarak diğer flasha aktarırken her şeyin yoluna girecek olmasının bilinciyle kendini rahatlatıyordu. Bitmişti. Aktarılan videolar ile derin nefes verirken temizlikle hallettiği işten sonra bilişim sınıfından hızlıca çıktı.

Tek yapması gerken flashı Miyoun'a vermekti.

-------

Diğer bölüm :)

basketball court ✣ hyunmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin