/13/ Hediye

263 40 80
                                    

Oy ve yorumlarınızı görmek güzel olur, Ballar :)

"Kimsin?!" dedi Sirius Black kızın boğazını daha da sıkıp, elinde ki bıçağı daha da bastırırken.

Natalie cevap vermeden önce bir kez daha baktı adama. Asası yoktu, yeşil ışıklar yoktu... Avada Kedavra diyen biri yoktu.

"Ben Natalie," dedi titreyen ellerini havaya kaldırarak. "Harry- Harry'nin arkadaşıyım."

"Harry mi?" dedi sıkı elini birazcık gevşeterek. "Peki neden buradasın?"

"Noel tatilini kutlamak için!" dedi Natalie "Bir şeyleri anlamak için geldim tabii ki, zarar vermeye ya da ispiyonlamaya gelmedim. Kimse bilmeyecek."

Elinde tuttuğu asası da fırlatıp atılırken, Sirius kızı ileriye itip kendisi de bir adım uzaklaştı. Bıçağını hâlâ Natalie'ye doğrultmaya devam ediyordu.

"Basit bir soru ile başlamak istiyorum," dedi Natalie, duyacakları için kendini hazırlarken. Gözleri nedensizce yaşarmaya başlarken, "Flores... Flores ismini tanıyor olabilir misin?"

"Hayır," dedi adam sertçe.

"Amelia, William, Natalie, Flores; bir şey hatırlıyor olmalısın!" dedi ellerini başına kapatarak.

"Tanımıyorum." dedi adam yine.

"O zaman ben seni nereden tanıyorum?!" duvar kenarına bıraktı kendini. "Tanımadığım birinin adını uykumda nasıl sayıklarım? O ses nasıl senin sesin olabilir?"

Şok içinde ona bakan Sirius'a döndü. "Daha önce hiç Kedavra laneti yaptın mı?"

"Hayır," dedi adam bir kez daha ve bir kez daha.
"Zırvalamayı kes ve ne diyeceksen de!"

Kız ayağa fırladı. "Zırvalamıyorum! Hiç bir lanet olası şey hatırlamıyorum ve geçmişimi öğrenmeye çalışıyorum. Senin gibi 13 yaşında ki bir çocuğu öldürmek için tünellerde saklanmıyorum!"

"Onu öldürmek istediğimi de nereden çıkardın?" dedi ona yaklaşan kızdan uzaklaşarak.

"Herkes Voldemort'un adamı olduğunu biliyor."

"Ben mi Lord'un adamıymışım?" Hafif bir kahkaha attı. "Vay be! Ne güzel iftiralar dolaşıyormuş etrafta."

Natalie kaşlarını çattı. "D-değil misin?"

"O lanet olası Lord ve aptal Ölüm Yiyen'leriyle ne alakam olur? Tabii biri hariç," dedi son kısmı fısıldayarak. (Natalie çarpacak şimdi)

"Dur- ne? O zaman ne haltlar dönüyor? Neden ait olduğun yerde Azkaban'da değilsin?"

"Ben asıl Azkaban'ı hak edeni öldürmek için buradayım." dedi Sirius. Dudağı hafifçe yukarı kıvrıldı.

"Kimi?"

"Peter Pettigrew'i..."

Natalie adama delirmiş gibi baktı. Doğru ya, diye düşündü, Adam Azkaban da delirmiş diyorlardı.

"Pettigrew öldü!"

"Ölmedi. O Hogwarts'ta..."

*

Duydukları ile çarpılmışa dönen Natalie, asasıyla dal parçasını ağacın gövdesindeki yumruya bastırarak, tünelden çıktı.
Gözlerinde yaşlar parlıyordu, hatta bir damla yanağına düşmüştü çoktan. Belki kendisi ile ilgili bir şey öğrenememişti fakat, öğrendiği başka şeyler onu etkilemişti.

Koynumuzda yılan beslemiş olduk, diye geçirdi içinden. Fareden hep şüphelenmişti. Şimdi ise şüphelerini destekleyen bilgiler elde etti. Peki 12 yıl Azkaban da kalan Sirius Black'in dedikleri gerçek miydi? Yoksa deli saçması mı?

тüℓüи Öтєѕι/ нαяяу ρσттєя fαиfι¢тισиHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin