/2/ Hogwarts

674 58 86
                                    

Yüzüne vuran güneşi engellemek amacıyla elini yüzünün önüne tuttu. Yavaşça gözlerini aralarken, yaslandığı ağaçtan ayrılarak dizlerinin üstüne oturmaya hamle ettiği sırada, bacağında hissettiği acıdan dolayı yüzünü buruşturup, hafif bir inilti kaçırdı ağzından. Kısık duran gözleri güneş ışığına alıştığı zaman bacağına baktı. Acıyan yeri tuttuğu sağ eli kanlıydı, omzundan bir kan damlası da dirseğine kadar süzüldü. Sağ elini bu sefer omzuna götürdüğünde, orada ki yarayı fark etti. İki yaranın acısını çekiyor ve bilmediği bir yerde oturuyordu. Etrafını inceledi, bir bahçedeydi, etrafta kimse yoktu, önünde bir göl, arkasında büyük bir ağaç ve... bir Şato. Elleriyle yerden destek alarak ayağa kalktı. Dağılmış saçının, gözünün önüne düşen tutamını kulağının arkasına sabitleyip şatoya baktı. Aklına gelen, daha doğrusu gelemeyen düşünce ile üstüne baktı. Kanlı siyah bir kot pantolon ve kanlı siyah bir t-shirt vardı, bir şey bulmak amacıyla pantolonun cebini karıştırdığında bir kağıt parçası buldu.

Natalie Flores
Anne: Amelia Flores
Baba: William Flores
28.07.1980

Sadece bu bilgiler yazıyordu kağıtta. Natalie Flores... kendi ismi olmalıydı, çünkü hatırlamıyordu, hiçbir şey...

Bu gerçek ile beraber zihinin en derin köşelerine kadar gitmeye çalıştı. Bir şey hatırlamaya ihtiyacı vardı, diz çöktü ve başını ellerinin arasına alarak düşündü.

Ben kimim? Buraya nasıl geldim?

Zihni bomboştu. Bir şey hariç... 'Avada Kedavra!' diye bağıran bir adamın sesini anımsıyor gibiydi. Birini bulabilmek amacıyla ayağa kalkıp, kendinde bulduğu tüm güç ile koşmaya başladı. Kocaman bahçeyi aşıp da aralık duran meşe kapılara geldiği zaman, kapıyı biraz daha ittirip içeri baktı. Üç kişi merdivenlerden iniyordu. Biri kızıl saçlı bir oğlan, biri kahverengi ve kabarık saçlı bir kız, diğeri de siyah saçlı ce yuvarlak gözlüklü bir çocuktu. Natalie, kendisini onlara göstermek için ileri bir adım attığında tökezledi, derin nefes alış-verişleri bir sese kavuşurken üç çocuk kızı görmeyi başarmışlardı. Gözlüklü olan, koşarak Natalie'nin yanına geldi ve iki büklüm olmuş kızı yerden kaldırdı. Kabarık saçlı kız da gelip Natalie'nin koluna girdiğinde, "Sen... iyi misin?' dedi gözlüklü çocuk. Gözlerini kapatarak, dişlerini sıktı, Natalie. "İyiyim, neresi burası?" diye sordu hemen. Üç çocuk da şaşırmıştı. "Şey... Hogwarts'tasın," dedi kız.

"Hogwarts da ne?!"

"Okul." dedi kızıl saçlı çocuk.

"Beni müdürünüze götürün o zaman..." Omzundan yeni kan damlaları süzülüyordu.

"En iyisi önce Hastane kanadına gitmek-"

"Müdür..." dedi Natalie, ne zamandır böyle yaralı olduğunu ve kan kaybettiğini bilmiyordu, ama nefes alışları zayıflarken üstünden saatler geçmiş olabileceği kesindi.

İki yanından destek veren iki çocuk sayesinde merdivenleri tırmandılar. Hareket eden bir merdivenin kendi önlerine gelmesini beklerken, "Ben Harry, Harry Potter. Diğer yanında ki Hermione ve bu da Ron." dedi her birini tek tek göstererek. Natalie ise, hareket eden merdivenlere şaşırmakla meşguldü. "Bende... Natalie, sanırım." dediğinde üçüde kızın aklını kaçırmış bir psikopat olabileceğini düşünmüştü.

Müdür'ün odası burası, dediklerinde, taş bir heykelin önünde duruyorlardı. Harry adında ki çocuk, "Nane Şekeri." diye mırıldandığında, taş heykel yana kayarak açıldığında dönen merdivenlere geçtiler ve bir kapının önüne geldiler. Ron da, hepsinin önüne geçerek kapıyı çaldı. İçeriden yaşlı bir adamın sesi duyulduğunda kapıyı açıp içeri girdiler.

тüℓüи Öтєѕι/ нαяяу ρσттєя fαиfι¢тισиHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin