/3/ Hastane Kanadı

462 49 57
                                        

Gözlerini açmadan önce etrafını dinledi. Bir kaç paket hırşırtısından sonra paketlerden birinin düşme sesi geldi. Gözlerini yarım açtı ve yanına baktı. Harry Potter, yere düşürdüğü bir şekerleme paketini yerden alıp Natalie'ye baktı.

"Uyandırdıysam özür dilerim." dedi elindekini yanında duran masaya bırakarak.

"Yok... ama,"dedi Natalie, masayı kaplayan şekerleme paketlerine bakarak. "Bunlar ne?"

"Arkadaşlarım Hogsmead'e gitmişlerdi. -Ben iznim olmadığı için gidemiyorum.- Oradan getirdiler, hem çok güzeller, seversin bence." dedi gülümseyerek. "Şey... özel olmazsa bir şey sorabilir miyim?"

Natalie, yattığı yerde biraz doğrulup Harry'i dinledi.

"Uykunda, 'Black' diye sayıklıyordun. O isimde birini tanıyor musun?"

"Black mi?" Bir şey hatırlamak amacıyla hafızasını kurcaladı. "Yani... tanıyorsam bile hatırlamıyorum. Aslında hiçbir şey hatırlamıyorum. Birden bu okulun bahçesinde buldum kendimi."

"Anladım-"

"Ama sen tanıyorsun değil mi? Yani Black diye birini. Sayıkladığıma göre beni ilgilendiren ufak bir nokta olmalı. Yani..." dedi Natalie, birden bastıran heyecan ile. Ya hatırlayabilirse? Hafızasını silen her neyse belki onu bulabilirdi.

"Hevesini kırmak istemem ama, tanımıyorum. Tek bildiğim 13 kişiyi öldürdüğü ve Azkaban'dan kaçtığı." dedi Harry başını eğerek.

"Azkaban mı?"

"Büyücü hapishanesi." dedi Harry hemen.

"Büyücü..." diye mırıldandı Natalie. Hâlâ biraz olsun inanılmaz geliyordu ona. Büyü, sihir yapabilen bir topluluk için kurulan okuldu burası.

Harry, masanın üstünden bir tane Çikolatalı Kurbağa aldı ve Natalie'ye uzattı.

"Çikolatalı kurbağa, çok güzeldir." dedi. Kurbağa lafını duyan Natalie biraz geri çekildi istemsizce. "K-kurbağa mı? Kurbağa mı yiyorsunuz?" diye sordu hızlıca.

"Hayır," dedi Harry küçük bir kahkaha atarak. "Gerçek kurbağa değil. Sadece hareket eden kurbağa şeklinde bir çikolata. Korkma, kurbağa yemiyoruz."

"İçim rahatladı." dedi kız, kutuyu alarak. Kutunun kapağını açtığı an havaya fırlayan kurbağa, yakalamak için elini uzatan Natalie'nin avcuna düşmüştü.

"Güzel yakalayış. Belki arayıcı olabilirsin." dedi başka birine ait bir ses. Ardından Kızıl saçlı bir çocuk ve yanında kahverengi kabarık saçlı bir kız göründü. Ron ve Hermione.

"Arayıcı da nedir?"

"Bir sporcu." dedi Harry, Quidditch oyuncusu dese, kızın anlamayacağını biliyordu.

"Profesör Dumbledore'dan muggle doğumlu olduğunu öğrendim." dedi Hermione Granger gülümseyerek. "Bende muggle doğumluyum ve umarım Gryffindor'a seçilirsin, okula ayak uydurmana yardımcı olabiliriz o zaman."

"Gryffindor?" dedi Natalie soran bakışlarla, daha öğreneceği o kadar çok şey vardı ki.
"Bu okulda bir bina..." dedi Ron Weasley. Sonrasında ise Hermione ve Ron birer sandalye getirip yatağın başına oturdular. Madam Pomfrey'e yakalanana kadar Hogwarts ve büyü dünyası ile ilgili şeyler konuştular.

"Aslına bakarsan... kaç yaşındasın sen?" diye sordu Hermione.

"1980 yazıyordu kağıtta." diye cevapladı Natalie.

"Bizimle aynı yaştasın, 13 yaşındasın! Bu iyi, eğer Profesör Dumbledore'u ikna edersek bizimle aynı senede okuman daha iyi olur. Biz seni büyülere çalıştırırız. Birinci, ikinci ve üçüncü sınıfların sınavlarına aynı anda girersen sorun çözülür diye düşünüyorum. A, hem öğrenmeye açık bir öğrenci gibi görünüyorsun."

"Kütüphaneden hiç çıkmayan bir Hermione Granger gibi göründüğünü söylüyor." diye fısıldadı Ron, devlet sırrı verir gibi.

Hermione, "Ron!" dedi hafifçe omzuna vurarak.

"Hastane kanadından çıktığın zaman bol bol görüşürüz." dedi Hermione, Madam Pomfrey tarafından kovulduklarından sonra.

*

"Bacağında bir ağrı varmı, tatlım?" diye sordu Madam Pomfrey, neredeyse kapanmış olan yaranın üstüne bir krem sürerken.

"Şu an yok-"

"Ama eminim ki üstüne basınca olacak." diye sözünü böldü Natalie'nin sözünü. "Unutma, iyi hissetsen bile ayağının üstüne çok basma, sargıyı da çıkarma." diye uyardı, krem sürdüğü bacağı sargı bezi ile sararak.

"Omzun içinde aynı şey geçerli. İkisi de bir büyüye ait yaralar olduğu için hemen düzeltemem. Bu yüzden sağ kolunu neredeyse hiç kullanma."

S

adece başını salladı Natalie.

"Derslerin bitmesine ne kadar var?" diye sordu aniden.

"Sen çıkana kadar biter zil."

"Yani ne kadar?"

"Yarım saat kadar!" diye cevapladı Madam Pomfrey. "İç bakalım şu iksiri." Turuncu renkli iksiri, kızın eline tutuşturdu. Natalie de hemen acının bitmesi amacıyla kafasına dikti. İksir, boğazını yaka yaka tüm vücudunda ağrı kesici gibi bir etki gösteriyordu.

Derslerin bitmesine bir iki dakika kala Hastane kanadından çıkmayı başarmıştı Natalie. Ne yapacağını bilmeden, bu büyük okulun kocaman koridorlarından birine adımını atarken, dünyanın en şanssız insanı olduğunu kanıtlamıştı. Adımıyla birlikte bir başkasına çarparak sendeledi, Natalie. Kafasını kaldırıp çarptığı kişiye baktı, platin sarısı saçları ve Natalie'nin gri gözlerine inat gelecek gri gözlere sahipti çocuk.

"Önüne bak."

"Lucius Malfoy, bu iş için en iyisi olabilir, Lord'um."

Beyninde duyduğu bu sesle kafası karışırken, "Özür dilerim." diye mırıldandı.

Bir şeyler mi hatırlamaya başlıyordu acaba? Lucius Malfoy ve Lord kelimeleri ona anlamsız geliyordu ama onu asıl şaşırtan şey: Sesin kendi sesine çok benzemesiydi.

Ama bazı insanların sesi benzeyebilir.

O zaman başkasının sesinin, kafanın içinde ne işi vardı?

Hatırlamıyordu. Kafası o kadar karışmıştı ki parmaklarını saçlarının arasına geçirirken yolmamak için zor duruyordu.

"Natalie!"

Kendi adını duyması ile birlikte başını kaldırıp sesin geldiği yöne baktı. Hermione Granger, koridorun en başından el sallıyordu.

Natalie de karşılık vermek için elini kaldırdığında tırnak arasında kanları gördü. Belki de saçını yolmamıştı ama kendini deşiyordu.

--------
Not: ilk bölümde Natalie Flores'ın Safkan olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım ama belirttim çoktan Hzhsxfsx. Ama bu zamana geldiğinde artık Safkan değil, bir Muggle doğumlu. Sadece söyleyeyim dedim.

Merak ettiğiniz, anlamadığınız konuları sorabilirsiniz, Kemer'in ne olduğunu sormayın, anlatamıyorum, kelime bulamıyorum zgwxhwzgwz

Bu bölüm sadece hastane kanadında Natalie'i tanıyan altın üçlüyü konu aldı gibi bir şey oldu. Sizde Natalie'i gelecek bölümlerde tanıyacaksınız, Lord'un bir numerolu adamı en fazla ne kadar değişebilir ki? İleri ki bölümlerde görüşmek üzere,

Hepiniz ben tarafından öpüldünüz!
♡♡♡♡♡

тüℓüи Öтєѕι/ нαяяу ρσттєя fαиfι¢тισиHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin