/8/ Şüphe

283 39 87
                                    

Hermione ağzı bir karış açık Natalie'ye bakıyordu.

"En az 154 soru sordum ve aralarında sadece 7 yanlış olması normal mi?" dedi elinde ki kağıtları karıştırırken.

"Herm, kız çalışmış ve biliyor işte, neden zorluyorsun ki? Biliyor olması kötü mü?" dedi Ron, anlamıyordu, Natalie'yi durmadan derse sürükledikten sonra nasıl şaşırırdı ki bu sonuca. Natalie de teşekkür edercesine omzuna vurdu elini.

Gryffindor ortak salonuna giren kızın sesi, ortamı değiştirmişti.

"Natalie, seni çağıran biri var." dedi kız nazikçe. Natalie yerinden kalkarken meraklanmıştı, hiçbir şekilde bir başkası ile konuşmuşluğu pek yoktu, kim konuşmak isterdi ki onunla.

Tablonun ardından dışarı adım atarken onu bekleyen kıza baktı.

"Ah, merhaba. Ben Paige Collin. Özür dilerim, sadece sormak istediğim küçük bir şey vardı?"

"Tabii." dedi Natalie.

"Bilmiyor olman çok normal ki ben ikinci sınıfım ve duyduğuma göre sende Sihir Tarihi notları varmış
-kimse zahmet edip de not tutmaz o derste-. Acaba notları-"

"Alabilirsin,"

"Yarın verirsin, teşekkür ederim şimdiden." dedi Paige gülümseyerek. Tam arkasını dönmüş gidiyordu ki, cebinden bir şey düştü.

Natalie, "Hey, bir saniye, bunu düşürdün!" dedi metal küçük parçayı uzatarak. Paige, bir Natalie'ye bir de metal bakıyordu şaşkınlıkla. Demek doğruymuş, diye geçirdi içinden. Cübbesini eline kadar çekip, metali aldı kızın elinden.

Natalie kızın bu garip davranışlarını anlamayarak tablodan içeri girdi tekrardan. Tam merdivenleri tırmanmıştı ki, adının geçtiğini duydu. Hermione ondan bahsediyordu.

"Anlamıyorum, Natalie sanki önceden biliyormuş gibi geçti soruları. Büyüleri yaparken zorlanıyor elbette ama genelde ilk denemesinde başarıyor."

"Ne demeye çalışıyorsun, Hermione?" diye sordu Harry.

"Ya hatırlıyorsa..." diye fısıldadı Hermione. Natalie de sertçe yutkundu, başarısı onu şüpheli mi yapıyordu? "Belki de saklanıyor ya da... lütfen yanlış anlamayın ama, belki de Sirius Black'e yardımcı oluyordu."

"Saçmalıyorsun, Hermione." dedi Harry sertçe.

"Ama ilk geldiği zaman 'Black' diye sayıkladığını söylemiştin. Tamda Black'in kaçtığı gün okula gelen hafızasını kaybetmiş bir kız, üstelik iki tane derin yarası var, kan kaybından ölmek üzere. Düşünün..."

Bunun üzerine sessiz kalan Harry ve Ron'a baktı, Natalie. Bir kez gözünü uzun süre kapattığında gözlerinin dolduğunu fark etti. Yine görünmeden geri çıktı Natalie.

Yeni tablo olan Cir Cadogan söyleniyordu, "Kaçma, korkak!"

"Korkak değilim ben!"

"Korkmuyorsun, Natalie. Korku sandığın o da korkularından beslen. Sen güçlüsün, hep güçlüydün..." diye fısıldadı soğuk ses.

Sürekli beyninde yakılanan seslerin kime ait olduğunu da bilmiyordu. Çünkü gerçekten hatırlamıyordu ve ilk ve tek arkadaşlarının onu yalancı ya da Casus gibi görünmesi de ister istemez canını yakıyordu. Fark etmediği göz yaşları yanağından süzülürken, kendini engellemeye çalıştı. Soğuk ses her kimse doğru söylüyordu, o korkak değildi. Bu geç saatte kimsenin olmayacağını bildiği için koridordaki duvarın köşesine bıraktı kendini. Durmadan akan yaşlarını, hıçkırıklarını durdurmaya çalışıyordu.

тüℓüи Öтєѕι/ нαяяу ρσттєя fαиfι¢тισиHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin