Keyifli okumalar 🌸
"Yavaş olsana, görmüyor musun beni?"
Duyduğum sesle adımlarımı hızlandırarak merdivenlerden inmiştim.
"Liz?"
Liz hızla yanıma gelip sinirle hizmetçiye bakmıştı.
"Az kalsın üzerime döküyordu elinde ki portakal suyunu. Mahvolacaktı güzelim gömleğim. Bu kaç para haberin var mı senin?" elimi omzuna koyarak sıkmıştım.
"Tamam sakin ol." Liz şalkınca bana bakarak kollarını göğsünde birleltirmişti. "Ne yani susacak mısın? Bir daha ki sefere başımdan boşaltır o meyve suyunu artık." derin bir nefes verip hizmetçinin yanına ilerledim.
"Gözünüz havada iş görmeyin." Liz hızla yanıma gelerek meyve suyunu alıp hizmetçinin başından aşağı dökmüştü.
Kaşlarımı havalandırıp Liz'e baktım.
"Bunlar anca bu dilden anlarlar." hizmetçi saygıyla eğilerek yanımızdan ayrılmıştı.
"Yanlış. Bu sizin anlayacağınız dil, Lina'nın anlayacağı dil insanca. Yani sizin pek hakim olmadığınız bir dil." Yoongi'nin sesini duyduğumda arkamı dönerek o'na bakmıştım.
"Sen kimsin de benimle böyle konuşuyorsun?" Liz Yoongi'nin yanına giderek elini havaya kaldırmıştı, şaşkınca kaşlarımı havalandırıp yanlarına gittim.
Liz tokatı Yoongi'nin yüzüne indirecekken Yoongi Liz'in bileğinden tutarak sıkmıştı. "Kirli elinle bana dokunmayı deneme bile." Liz'in elini ittirerek mutfağa ilerlemişti.
"Ne duruyorsun, şu salak korumana bir şey söylesene." başımı sallayarak Yoongi'nin peşinden koşmuştum.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" birden durup önüne dönmesiyle göğsüne çarpmıştım. Geri çekilerek alnımı ovaladım.
"Paran olmasa yüzüne bakmayacak arkadaşları korumanı önermem. Zira o arkadaşlardansa Lina'nın daha çok yardımı dokunuyor sana." alayla gülerek dudaklarımı ısırdım.
"Asıl Lina param olmasa burada beş dakika durmazdı. Hem Liz zaten zengin, neden benim parama ihtiyaç duysun?" diyerek merakla cevabını bekledim.
"Zengin birinin fakirlerle arkadaş olduğunu gördün mü hiç? Peki, madem bana inanmıyorsun cesaretin olduğu bir gün arkadaşlarını denemeni öneririm. Onlara battığınızı ve artık fakir olduğunu söyle. O zaman kim olduklarını gerçekten göreceksin." cevabımı beklemeden arkasını dönerek Lina'nın yanına gitmişti.
Bense olduğum yerde durup dediklerini düşünmüştüm. Ne zaman Yoongi ile konuşsam aklım kurcalanıyordu.
Derin bir nefes verip içeri girmiştim.
"Ağzının payını verdin mi?" daha çok o bana ağzımın payını verdi gibi, ama her neyse.
"Gidelim mi?" Liz başını sallayarak yürümeye başladığında o'nu takip ederek evden çıkmıştım.
"Bugün Porsche'ye binelim mi?" başımı sallayarak arabayı Liz'in sürmesine izin vermiştim.
"Bir ara beraber masaja gidelim, Mari." başımı yavaşça sallayarak camdan dışarı bakmıştım.
💃
"Cesaretini toplayıp denemeni yaptın mı?" kısa bir an Yoongi'ye bakıp yutkunmuştum. Tabii ki denememiştim, tam söyleyecekken bir şeyler çıkmıştı.
"Yapamayacağını biliyordum, korkaksın." kulaklıklarımı takarak araba binmiştim. Başımı arkaya başlayarak gözlerimi kapattım.
Beynimi dinlendirmeye ihtiyacım vardı, sanırım en iyisi meditasyon yapmaktı.
