rare // liskook

n i n e

Kapının çalmasıyla tırnaklarımı yemeyi bırakıp açmaya gittim. Gelme dediğim halde gelmişti. Gecenin bir yarısı evime gelmenin hesabını ona soracaktım.

Kapıyı açtığımda elinde pakete sarmalanmış büyük bir şeyle Jungkook'u görmeyi beklemiyordum. Elindeki pakete bakarak kaşlarımı çattım. "O ne?"

"Evine gelen misafire böyle mi hoşgeldin diyorsun?" Rahatca içeri geçti ve misafir odasına gidip koltuğa oturdu. Elindeki paketi masanın üzerine bırakmıştı.

Yanına doğru ilerlerken,"Kusura bakma ama gece misafirlerine böyle muamele." Masadaki paketi elime alıp açmaya koyuldum.

Açtığımda dün gece beni çizdiği resmimi gördüm. Gerçekten kusursuz çizmişti ve ben belki de gerçek hayatta hiç bu kadar güzel değildim.

Resmi incelemeye dalmışken yanıma geldi,"Dün gece bunu alman için öpüştük ama sonra kaçtığın için getireyim dedim."

Yüzüm kızarmaya başlayınca ondan uzaklaştım. Resmi masaya koyup yüzüne baktım. "Sürekli bu konuyu açacak mısın?"

"Yanakların böyle kızaracaksa evet."

"Yanaklarım kızarmadı, sadece ev fazla sıcak."

"Aynen aynen." Diye koltuğa oturdu tekrar. "Dün neden bir anda gittin, Lalisa?"

"Bana Lalisa dememeni söylemiştim, adım Lisa!"

"Ama Lalisa sana daha çok yakışıyor. Hem asi, hem seksi hem de utangaç."

İyice yerin dibine girmeye başlamıştım, bir erkekten ilk defa böyle şeyler duyuyordum ve cidden kalbim iyi değildi.

"Cevap vermeyecek misin? Neden gittin?"

Kollarımı önümde çaprazladım,"Ne o şaşırmış gibi gözüküyorsun?"

"Genelde kızlar öpünce tadına bir daha bakmak isterler de."

Arsızca söylediği şeyle yanına gidip, kollarından tuttum. Sinirlenmiştim! Daha dün gece öpüştüğü bir kıza diğer öpüştüğü kadınlardan bahsetmekte amacı neydi?!

Onu koltuktan kaldırıp sonra da kapıdan götüne tekmeyi basmak istiyordum. Ama tabii ki başarısızdım çünkü onu kaldırmak için her hareketim onun koca cüssesine hiç bir etki göstermiyordu.

Aniden beni de kucağına çekmesiyle kucağına düştüm ve kollarını kollarımın etrafına doladı. "Benden uzaklaşmak için attığın her adımda tekrar bana dönüyorsun, farkında değil misin?"

Şöyle bir düşününce haklıydı ama şu an buna odaklanamazdım çünkü kucağında beni bir bebekmişim gibi sabitlemişti.

"Bıraksana be!" Diye kulağının dibinde bağırmıştım. Yüzünü buruşturarak ellerini benden çekince hemen kalktım ve üstümü düzelttim.

"Gece ziyareti kısa olur demişler hadi evine artık."

"Hasta ziyareti değil miydi o?"

Öyleydi sanırım, ama çaktırmamaya çalıştım. "Konu senin gecenin bir yarısı benim evimde olman! Gitsene sen artık ya!"

"Beni öptün."

Yeniden bu konuyu açmasıyla heyecanlanmıştım. Sesimi düz tutmaya çalışıp, "Ee?"

"Sonra koşarak kaçtın."

"Ee?"

"Şimdi de evine geliyorum ve beni kovuyorsun."

"Ee yani?"

"Eesi kendimi kullanılmış hissediyorum."

Dediği şeyle istemsizce yüksek bir kahkaha atmıştım. Bunları söyleyen gerçekten Jungkook muydu yoksa ben hayal mi görüyordum?