n i n e t e e n

4.3K 358 251
                                    

Jeon Jungkook, beni ben yapan kişiydi.

Hiç tatmadığım o heyecan verici duygular içimde yerini bulmuş, farketmediğim yönlerimi ortaya çıkarmıştı. Ben birisi nasıl sevilir bilmiyordum mesela.

Sadece garson bir kızdım, ailem de olmadığından tanıyıp da değer vereceğim pek kişi bulunmuyordu hayatımda. Açıkcası bundan memnundum.

Elimdeki telefona dakikalardır bakıyordum ve Jungkook'a göndermek istediğim o mesajı bir türlü yollamıyordum. En sonunda cesaretimi topladım ve "gönder" tuşuna bastım.

Nasılsın?

Cevap gelmemesiyle kaşlarımı çattım. Belki de işi vardı. Ama ne işi olabilirdi ki? Onun tek bir işi vardı, o da resim yapmaktı.

Aklıma gelen bu gerçekle bir an donduğumu hissettim. Başka bir kadını.... Hayır, ona karışamazdım. Bu onun mesleğiydi ve bu konuda kesinlikle söz sahibi değildim. Ama yine de içimde büyüyen o hisse engel olamıyordum.

***

Evet, az önce aklıma gelen o düşünce beni apar topar Jungkook'un evine gelmeme mecbur etmişti. Yol boyu da mesajıma cevap gelmemişti. Kapıyı derin bir nefes aldıktan sonra tıklattım.

Yaklaşık iki dakika sonra kapıyı yüzünün bazı kısımlarında boya olan Jungkook açtı. Yüzünün o halini görünce istemsizce dudaklarımdan ufak bir kıkırtı kaçtı.

"Lalisa, geleceğini söylememiştin?"

Onu böyle görmek içime su serpmişti. O ergence düşüncelerimi dağıttım ve sorusuna odaklandım,"Mesaj yazmıştım aslında."

Kafasıyla beni onayladı ve içeri geçmem için kenara çekildi. Eve girdikten sonra, "Boya yapıyorsun sanırım?"

"Evet, mesajını da o yüzden görmedim."

"Hmm, hangi odayı boyuyorsun?"

"Çizim odamı."

Kafamı onaylar şekilde salladım ama kalbim bunu hiç onaylamamıştı. Sanırım, benden başka birisini çizmesini istemiyordum.

"Sen hâlâ çiziyorsun sanırım. Yanlış anlama sadece soruyorum."

Üst üste kurduğum bu salakca cümleyle kendimi dövmek istedim. Kıskandığımı belli eden bir cümleydi. Adamın işi oydu zaten, ne diye soruyorsam?

Boya için giydiği mavi tulumun, bir askısı düşmek üzereydi ve gözümü vücudundan ayırmakta zorluk çekiyordum.

Çizim odasına tam girecekken beni kapıyla kendi arasına sıkıştırdı, nefesini yüzümde hissetmemle kalbim yine dengesini bozmuştu.

"Merak etme, aklımı deli gibi meşgul ettiğinden beri başka kadınları çizmeyi bıraktım ben."

Duyduğum bu anlam yüklü itiraf, içimde ona karşı tüm öfkeyi aldı. O an ağzımdan çıkan tek şey, "Ha?" oldu.

Verdiğim tepkiye güldü ve kendini benden uzaklaştırıp odaya girmeme müsaade etti. İçeri girdiğimde boya kokusu etrafımı sarmıştı.

"Sana yardım edebilirim."

"Yorulmanı istemiyorum."

rare // liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin