21.BÖLÜM | SİNEK VALESİ

3K 229 690
                                    

🌒🌈🌘

🌒🌈🌘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


21.BÖLÜM: "SİNEK VALESİ"

İnsan, insanın kamburudur.

Gölgesinden korktuğunuz adamların, bir zamanlar gölgesinden korktuğu adımları olduğunu öğrendiğinizde bunu anlayacaksınız.

Kor kor yanan ateşiyle bir kuklanın kalbini bağlayarak çaresiz bırakan acısı, geçmişin en sarsıcı yanlarıyla ortaya koyulan bu piyesin aralanan perdelerine katilin gölgesini düşürdü. Cinayet mahallinin ortasında kalakalan şey, kurtarılamamış bir çocukluktu. Size ait olmayan yaraların dikişlerini sizin ruhunuza atar ve size ait olmayan günahların vebalini sizin omuzlarınıza yüklerlerdi. Ömrü boyunca o izi taşıyıp, o yükü sırtından atamayan insanlardan biriydim. Birinin sizi en yarım kalmış yanınızdan bıçaklamasının ne demek olduğunu çok iyi bilirim. İki dudağının arasında koca bir kıyameti taşıyıp da dudaklarını çaresizce birbirine bastırarak susmanın verdiği o his, bütün bir ömrü harcayan küçücük bir anın geride bıraktığı hasardır ve yaşınız kaç olursa olsun, adı geçtiğinde boğazınızda kalan bir yanınızdır.

Ortama yayılan kanın kokusu kaybetmiş bir ruhun bileklerindeki ölü nabzına geçirilmiş hançerin ucunda soluklanırken, bir anda içeride sadece dört kişi kaldık sanki; onlar ve ben. Her şey silindi, sesler kesildi, herkes yok oldu. Kanlı elleriyle söktüğü ruhun cesedini ayaklar altına seren Cihangir'den başkası değildi. Dudaklarının arasından sıraya dizilerek dökülen kelimeler kümesi, acı bir cümle için şafak atmıştı. Ağırlığı benim bile göğsümün tam ortasına yerleşirken, hiç şüphesiz ki Hazar ve Giryan için bir enkaz olmuştu. Zaman şimdi Hazar'ın avuçlarının içinde öylece duruyordu.

Şah damarı boyunca uzanan bir acının kisvesi nabzının boşluklarından oluk oluk fışkıran kana bulandığında sol gözü seğirdi. Masanın üzerinde ritim tutturduğu parmaklarının hareketi ansızın kesilirken, boynundaki damarların belirginleştiğini gördüm. Parmak boğumlarında saklanan duyguları tüm katılığıyla yüz hatlarına yayılırken irislerinin etrafını bir kızıllık sardı. Uzun parmaklarının masaya sürtünerek elini çekmesini izlerken öyle sakin görünüyordu ki, kaskatı duran çenesiyle çelişiyordu. Sandalyesini sertçe ittiğinde yere devrilen sandalyesinin çıkardığı tok ses kulaklarımızdaki tüm pası alıp götürmüştü. Masanın kenarına yasladığı avuçlarıyla masayı devirip, büyük adımlarıyla kendi yarattığı bu enkazın etrafını dolanarak Cihangir'in suratına bir yumruk savurup da düşmeden yakalarken, tek eliyle yakasından kavradığı gibi şiddetle arkaya iterek masaya yatırması sadece birkaç saniye sürdüğünde nefesimi tuttum. Cihangir'in yakasına yapışan elindeki damarları yerinden çıkacakmış gibiydi, eli kıpkırmızı olmuştu. Öyle sıkı tutuyordu ki gözlerinden geçen duyguları yakalamak imkansızdı. Sıktığı çenesinden dolayı ağzı kenetlenmişti sanki. Daha önce hiç böyle bakan birini görmemiştim. Delirmiş gibi bakıyordu. Şu an öyle tekinsiz görünüyordu ki onu tek hamlede öldürebilirdi.

KÖRMÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin