3.BÖLÜM | ŞAH - MAT

7.9K 477 164
                                    

Koynumda sabahlayan tüm gecelerin acizliğine...

🌈🌘

Bir kalbinizi alırım 💜

Bir kalbinizi alırım 💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3.BÖLÜM" ŞAH - MAT"

Parmak uçlarımda kıvrılan zaman, akrebin kucağına devrilirken kalbimde nükseden amansız heyecana engel olamadım. Bedenim sabit bir şekilde olduğu yerde dursa da koyulaşan irislerim dayımla onun arasında gidip geliyordu. Telefonu yavaşça kulağımdan indirdim ve ondan tarafa doğru adımlamaya başladım. Uzun boyu ve heybetli bedenini ortaya döken geniş omzuyla etrafındaki birçok insana fark atıyordu. Biraz sonra bedenlerimiz karşı karşıya geldiğinde yüzüne bakabilmek için hafif çenemi kaldırdım.

"Tesadüf olamaz," dedim bunu ve öncekileri hesaba katarak. Zihnimde çözülmeyi bekleyen düğümler artıyordu.

"Tesadüflere inanmam," dedi. Sık işlenmiş uzun kirpikleri, geceye batırılmış gözlerini büyük bir ustalıkla çevreliyordu.

"Almira!" Dayımın gür sesi kalabalığın arasından sıyrılarak birçok insanı kendine döndürdüğünde irkilerek yutkundum. Tam o anda yerlerimiz değişti; sırtımı duvarda, onun iri bedeninin yanında kaybolan küçük bedenimi ise hemen onun kolları arasında buldum. Kollarını iki yanımdan duvara yaslayarak beni insanların görüş açısından çıkarmıştı.

Zaman ve mekân kavramlarından sıyrılırken, akıttığım soğuk terler sırtımdan aşağı yuvarlanıyordu birer birer. Yalnızca birkaç dakika öncesinde adının Hazar olduğunu öğrendiğim bu adamın sınırları içinde kaybolan bedenim huzursuz ve gergindi.

"Eğer şimdi onunla gidersen her şey için çok geç olacak," diye fısıldadı. Üzerime eğildiği için usul usul tenime dökülen nefesi içimi titretmişti. "Benimle gelmelisin."

"Bir açıklaman olmalı." Sesim en az onunki kadar sertti. Güven denen duygunun kırıntılarından uzak olan ruhum kimseye güvenilmeyeceğini biliyordu. Onunla gelirsem bir şeylerin değişeceğine inandırmalıydı beni.

Hadi, inandır beni.

"Vaktimiz yok." Sol elini yavaşça duvardan ayırıp yüzüme doğru yaklaştırdığında kendimi kastım. Soğuğun vahşice tünediği baş parmağını yanağıma dokundurduğunda, gözlerini bir an olsun gözlerimden çekmemişti. Sadece o ve ben vardık sanki.

"Acele et o zaman," dedim.

Hayatındaki her şeyi ortaya koyarmışçasına yemin eder gibi "Söz," dedi erkeksi kalın sesiyle. Baş parmağı kendi etrafında nazikçe bir daire çizerek orayı okşadığında nefesimi tuttuğumun farkında bile değildim. "Benimle geldiğin için pişman olmayacaksın." Sözleri gözlerindeydi. Yanağımdaki elini indirdim. Bilmiyordum belki de buna izin vermişti. Kolları altından çıkıp, dayımın etrafta gözükmediğinden emin olduktan sonra yürümeye başladım. Bu da benim sessiz kabullenişimdi.

KÖRMÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin