4.2

511 21 2
                                    


UMARIM BEĞENİRSİNİZ.

BİR KAÇ BÖLÜM SONRA FİNAL OLACAK İLK AMATÖR HİKAYEM

ŞİMDİ KEYİFLİ OKUMALAR ♡


Ve ve ve...

MULTİDEKİLER KUZEY VE İNCİİİİİ 🎉







(5 ay sonra)

Tam 1 Şubattı bugün. Ve ilginç olan kısma gelirsem ARTIK KONUŞABİLİYORDUM. İlk gün herkesin yaşadığı mutluluk o kadar güzeldi ki. Onca yıl herkese bu acıyı çektirdiğim için pişman olmuştum. Ama hayat buydu. Pişmanlıklar ve üzüntüler de olsa her şeyin sonu mutluluk olmalıydı ve öyle de olacaktı.

    Ve şimdi de aklıma 'bana göre' dünyanın en güzel planı vardı. Fransa'ya Kuzey'in yanına gidecektim. Sevgililer gününde hem de. Paris'te öyle bir günde onun yanında olmak benim için de onun için de yeni ve güzel bir hayatın başlangıcı olacaktı. Buna inanıyordum.


~Kuzey

İnci her şeyi öğrenip bana git diyeli on ay olmuştu. Koskocaman on ay. Ona olan sevgimin giderek arttığı, özlemimin beni her geçen gün daha beter hale getirdiği on ay geçip gitmişti.

Sırf bana acı çektirmemek için git diyen İnci'm konuşmak için terapiste gitmişti ve başarmıştı da. Hâlâ onunla ilgili en küçük detay bile beni ilgilendiriyordu. Hep ilgilendirecekti. Eğer ki yanımda olmak istemiyorsa ben habersizce onun yanında olur, severdim onu. Hep sevecektim de.




>14 şubat<

~İnci

Tam şu an Paris'teydim. Ve eşyalarımı otele bırakıp on dört şubat bitmeden önce Kuzey'i bulup kendimi affettirecektim. Nerede olduğunu biliyordum. Deniz, Kuzey'in kuzeninden öğrenmişti ev adresini ve ben şimdi hafif atıştıran yağmurun altında elimdeki biraz ıslanmış kağıtta yazan adresi bulmaya çalışıyordum.

Bir saate yakın yürüdükten sonra neredeyse her yerim yağmur yüzünden ıslanmıştı ama sonunda bulmuştum evlerini. Kuzey'in yaşadığı yer iki katlı küçük bir evdi. Ama çok da güzel olduğu dışarıdan belli oluyordu. Deniz'le konuştuğumda kuzeninin bir haftalığına şehir dışında olacağını söylemişti. O yüzden O, evde tek başında olacaktı.

Kapının önüne geldiğimde heyecandan titriyordum ya da belki sırılsıklam olduğu içindi, bilemiyordum. Ama titrediğim kesindi. Son bir adım daha atıp kapının tam önünde durduktan sonra titreyen elimi kaldırıp iki kez kapıyı tıklattım. Bir kaç saniye bekledikten sonra ses gelmediği için tekrar vurdum. Bu sefer biraz daha güçlü tıklatmıştım kapıya. Biraz daha bekledikten sonra bir kez de zile bastım ve geçen on saniyenin ardından kapı açılmamıştı.

Kendime bahaneler buluyordum. Belki markete gitmişti Kuzey. Belki arkadaşlarıyla buluşacaktı. Ve belki de kapıyı bana bilerek açmıyordu. Artık bıkmıştı benden. Olur muydu ki öyle bir şey? Git dediğim için benden nefret etmiş midir? Sevmeyi bırakmış mıdır beni?

Bunları düşüne düşüne geri geri adımlamaya başlamıştım. Üçüncü adımımdan sonra da geldiğim yolu tekrar hayal kırıklıklarımla yürümeye başlamıştım. Neden açmamıştı ki kapıyı Kuzey? Daha ben ona seni seviyorum diyecektim hem. Sarılacaktım. Affettirecektim kendimi.

Pek çok kez çaldığım kapıya sırtımı dönüp bahçe kapısına doğru adımlamaya başlamıştım. Ama yılmayacaktım. Yarın tekrar gelecek bulacaktım onu. Ben yıllar sonra birisinin kollarında gerçekten huzuru bulduğumu hissetmişken bunu kaybetmeyecektim.

Son kez arkama baktıktan sonra bahçe kapısını açmıştım ve çıkmak için adım atacağım sırada arkamdaki kapının açıldığını duymuştum. Arkama dönmeye cesaret edemiyordum.

Aramızda iki metreden fazla dahi varken kalbim göğüs kafesimi delecek kadar hızlı atıyordu. Nefeslerim hızlanmıştı da hem. Sadece kapının açılması ile bu hale gelmiştim ve kapıyı açan kişinin Kuzey olduğundan emin bile değildim.

Duyduğum adım sesleri demir bahçe kapısının üzerindeki elimin donmasına sebep olmuştu. Hatta tüm vücudum donmuş gibiydi. Hareket edemiyordum sanki kitlenmiştim.

Adım sesleri giderek yakınıma gelmişti. Beş saniye sonra fısıltı olarak duyduğum cümle gözlerimden yaşlar akmasına sebep olmuştu.

"Benim Siyah İnci'm sırılsıklam yavru bi' sokak kedisi mi olmuş ne?"

Gülüyordum, bir yandan da ağlıyordum ama. Mutluluktan ve şoktandı sanırım. Arkamı dönüp Kuzey'e bakmaya cesaret edebilmiştim sonunda.

Fransa'nın yağmur ve kasveti bana mutluluk getirmişti. Gülümseyerek gözlerinin içine bakıyordum Kuzey'in. Sonunda dayanamayıp sıkıca sarılmıştım ona. Onun da hemen bana sarılması daha çok göz yaşına sebep olmuştu bende. Bulutlar da ben de mutluluktan ağlıyorduk. Olur muydu böyle şey? Oluyormuş.

Neden ağladığımı bile bilmiyorum ama hemen susabilmiştim. Yağmurun altında iki dakikaya yakındır sarılıyorduk. Hafif geri çekildiğimde o da bana sardığı kollarını aralamış ve beni serbest bırakmıştı.

Şimdi sesimi ilk kez duyacaktı ve ben ona ne söyleyeceğimi çok iyi biliyordum.

Yüzümdeki kocaman sırıtmayla boğazımı temizlemiş ve o güzel cümleyi dudaklarımın arasında serbest bırakmıştım.













1K OKUMAYA YAKLAŞTIK BU YÜZDEN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM HEPİNİZE


VE OYLAMAYI UNUTMAMANIZI RİCA EDİYORUM


BİR DE EĞER Kİ KİTAP FİNAL OLMADAN ÖNCE GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ HERHANGİ BİR SAHNE VARSA YORUM YAZABİLİRSİNİZ.

Sadece Kuzey ve İnci ile ilgili değil herhangi bir karekter olabilir.


Seviliyorsunuz...

Yorumları unutmayın.

Çok kalp hepinize.






Hoşçakalın.










siyah inci [yarı texting] *düzenleniyor*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin