Sa Na'nın Doğrusu

133 17 15
                                    

Sa Na ile eve girdiğimizden beri alkol alıyordu. Lavabodan döndüğüm gibi eve gitmek istediğimi söylediğim için kalkmıştık direk. Ona olanları anlatıp anlatmamak arasında teredüt yaşıyordum.

-Çok sevdim dedi suratına baktım. Gözlerini sildi. Sarhoşken bile bir hanımefendi gibiydi. 

-Onu o kadar sevdim ki bu çok saçmaydı. İnsanlar diyor ki her şeyden önce kendin gelirsin. Benim çevremdeki herkes böyle dedi bana. İlk kendini seversin,kendini düşünürsün, kendini korursun ama onunla tanıştıktan sonra ben kendimi kaybettim. Kendim yerine onu koydum. Oda beni seviyordu. Karşılıklıydı. Kimseye söylemek istemedik bir süre dedi ve önündeki bardağı kafasına dikti. 

-Neden  ? 

-Çünkü o çok göz önünde olan biriydi. Çok sevilen biri, çok kalabalık çevresi olan biri. Bu yüzden kardeşi gibi gördüklerine bile söylemedik. O kadar mutluydum ki Min Ah. Çok mutluydum. Bulutlarda uçuyordum. Asla korkmuyordum. beni bırakmazdı. Beni seviyordu, beni korurdu, beni düşünürdü. Nasıl ben onu kendime kattıysam o da kayıp beni bulmuş ve kendine katmıştı. O kadar eğleniyordum ki. Hiç bitmeyecek gibi gelirdi. Hiç bitmemesini sağlamak için her şeyi yapardım dedi ve sustu. Gözlerini tekrar sildi ama boşa uğraşıyordu. 

-Senin gibi ağlamamak isterdim. Sen Jiyong'un karşısında tek bir göz yaşı bile dökmüyorsun. senin gibi olmak isterdim

-Göz yaşı dökmemem ağlamadığım anlamına gelmez. Ben onun yüzünden bir daha ağlamayacağıma söz verdim. Keşke ağlayıp içimdekileri dışarı atabilsem. Böylece... böylece içimdeki karamsarlıktan kurtulsam dediğimde üzgün bir şekilde suratıma baktı. Elimi elinin üzerine koydum. 

-Sonra ne oldu ? Seni bıraktı mı  ? dediğimde kafasını iki yana salladı. Ölmüş müydü ? 

-Beni bırakmadı. Beni bildiğin diri diri gömdü. Onunla çok küçükken tanımıştım. Benle aynı yaştaydı ama 4 yıl önce beraber olmaya başladık. İnsanlar gerçekten anlamadı. Zaten normalde çok yakındık ama sonra o anladı. İstemedi dedi bardağını aldı. 

-Kim o ? Kim istemedi ? 

-Jiyong dediğinde midem kasıldı. Ben de bardağı kafama diktim. 

-Nasıl yani ? 

 -İkimizin olmayacağını kesin bir dille söyledi. Onunla kavga ettim. Bana karışamazdı. Ona defalarca dedim ki seni ilgilendirmez. Oda tam aksini söyledi. Asla kabul etmedim. O bunu bana yapamazdı. Asla onu bırakmayacaktım. Sonra o ne yaptı biliyor musun ? Beni bıraktı. Jiyong istedi diye bıraktı. Bir kere bile kavga etmedi. Bir kere bile benim yaptığım gibi yalvarmadı,uğraşmadı dediğinde şaşırmıştım. Neden ama ? Jiyong neden engel olmak istedi ? Neden acı çektiriyordu ? 

-K-kim o ? dedim korkuyordum. Aklımda milyonlarca düşünde vardı. Neden soruyu beynimin içinde dönüp duruyordu. 

-Bugün onu gördüm. Çok alkollüydüm. Yapmamam gereken bir şey yaptım. Onu o bardaki odalardan birinde yakaladım. Öptüm. Beni hala sevdiğini biliyordum. Beni seviyordu. Öpüşünden bile anlıyordum. Hala ilk günkü gibi öpüyordu. Sonra benden ayrıldı ve gitmemi söyledi. beni kendinden uzaklaştırmasın diye ağladım. Bize bunu yapmaması için yalvardım ama sadece git dedi. Bende gittim

-Peki o yağmurlu gün de dediğimde kahkaha attı. Gözlerini sildi acı çektiğini belli eden gözlerini üzerime dikti. 

-Bana geldi.

-Neden ? 

-İşi düştüğü için. Jiyong istediği için. Başta anlamadım. Beraberdik. Bana gelmişti. Dünyanın en mutlu kadınıydım. Sonra dank etti. Mesajı gördüm. Jiyong beni oyalamasını söylemiş dedi dudakları ağlamak hıçkırıp bağırmak istercesine gerildi. 

-Sa-sana söylemedim. Söyleyemedim çünkü Jiyong bu evde seninle yalnız durmak için beni oyalamasını istedi. Korkup kaçmanı istemedim . Bu yüzden onunla kavga ettim ve direk çıkıp eve geldim. Senin için endişeliydim ama içimde büyük bir yangın vardı. Beni kullanmıştı. Yıllar sonra bana geldiğinde bunu.. Özür dilerim sana söylemeliydim dediğinde yanına gidip ona sarıldım. Jiyong'un o gece eve girdiğini ona söylemeye asla cesaret edemezdim. Zaten bir daha gelmemişti bile eve. Jiyong'un böyle iğrenç bir plan yapması midemi bulandırmıştı. 

-Bizi ilk ayırdığında Jiyong'la bir süre konuşmadım. Sonra fark ettim ki onun hatası değil. Senin geçen gün dediğin gibi o bu hikayedeki en masum kişi dedi alayla. Öyle değildi. Masum falan değildi. Jiyong şeytandı, psikopattı. 

-Asıl suçlu sır o istedi diye beni sevdiği halde benden vazgeçen değil mi Min Ah ? Asıl suçlu o dimi ? Peki neden kalbim onu suçlu olarak göremiyor ? Neden hala onu istiyorum ? O bulutlardan yere öyle bir çakıldım ki. Canımı acısıyla bir daha onu görmek istememem lazımdı. Peki ben neden deli gibi onu özlüyorum ? dedi acıyla. 

-Çünkü aşıksın Sa Na. Aşk böyle bir şey. Canını yakıyor ama ondan vazgeçemiyorsun dedim. Sesim ağlamak üzeri olduğumu gösteriyordu. 

-Peki neden ? Kim o ? Bu kadar sevdiğin kişi ? Benden bile aptal olan kişi dedim yüzüne yapışan saçlarını geri doğru çektim. Boş gözlerle yüzüme baktı. 

-Se-Seungri 

KİM BU KIZ ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin